Güncelleme Tarihi:
İlçeye bağlı Evkaf Mahallesi’nde kurulan kampta yaşayan 600’e yakın tarım işçisi, ilçede yaşanan afette Erikçe Deresi’nin taşması sonucu çadırları sele kapıldı. Sel sularının bastırmasıyla büyük korku ve panik yaşayan işçiler. kamp alanını terk ederek yüksek yerlere çıkıp, yardımın gelmesini bekledi. Çadırlarda mahsur kalan işçiler jandarma tarafından kurtarıldı. Barınaklarını kaybeden ve jandarma ekiplerince mahsur kaldıkları bölgeden kurtarılan mevsimlik tarım işçileri Necip Fazıl Kısakürek Anadolu Lisesi Spor Salonu’na yerleştirildi. Geceyi burada geçiren tarım işçilerine Kızılay tarafında da sıcak yemek ve battaniye yardımında bulunuldu.
''NE OLDUĞUNU ANLAMADIK''
Adıyaman’dan fındık toplamak için ilçeye gelen Faik Gözek, aniden gelen selle herkesin büyük bir panik yaşayarak kaçmaya çalıştığını söyledi. Gözek, "Sabah saatleri şiddetli yağış başladı. Fındık hasadını bırakıp kamp alanına geldik. Güvenlikçi arkadaşlar sel uyarısı yaptı. Aniden dere taştı ne olduğunu anlamadık. Taşan dere suları kamp alanında kadar ulaştı. Büyük bir panik yaşadık. Panikle herkes kaçmaya başladı. Herkes çadır kampını bırakarak çoluk çocuğunu alarak yüksek yerlere kaçtık" dedi.
''EN YÜKSEK TEPEYE ÇIKMAYA ÇALIŞTIK''
Ankara’dan gelen Deniz Ozanoğlu, selde taşan dere sularının çadırlara dolduğunu anlatarak, "Çadırdaydık yağmur bir anda ve şiddetli başladı. Dere taşarak çadırlarımıza doğru geldi. Çadırları sel götürdü. Kendi telaşımıza düştük. Elimize ne alabildiysek çoluk çocuk kaçtık. En yüksek tepeye çıkmaya çalıştık. Her şeyimiz orada kaldı" diye konuştu.
''HER ŞEYİMİZ GİTTİ''
Gülizar Topal da, afetin gece yaşanması halinde herkesin öleceğine işaret etti, selin gündüz yaşanmasıyla hayatta kaldıklarına şükrettiklerini ifade etti. Topal, "Sel suları üzerimize gelince çok korkmaya başladık. Kamp alanımız dere kenarı ve çok tehlikeli bir yerdeydi. Bu olay gece biz çadırlardayken olsaydı. Herkes sele kapılırdı, orada kimse hayatta kalmazdı, hepimiz ölürdük. Her şeyimiz gitti, hiçbir şeyimiz kalmadı" ifadesinde bulundu.
Kamplarının bulunduğu alanda güvende olmadıklarını öne süren işçi Nihat Tok ise şunları söyledi:
"Gece bizi spor salonuna yerleştirdiler. Çok rezillik çektik. Bu kamp alanının yeri çok tehlikeliydi, burada olmamalıydı. Bize daha güvenli yer ayarlanması gerekliydi. Irmak kenarında güvende değiliz. Kamp alanında can güvenliğimiz yok, her yıl aynı tehlikeyi yaşıyoruz."
KURTARDIĞI KEDİLERİNİ BESLİYOR
Fındık işçisi Yusuf Avcı ise, sel sularından kurtardığı 3 kedisini çadırlarının yıkılmasıyla artık otomobilinde beslemeye başladı. Avcı, "Bir anda sel geldi. Kendimizi zor kurtardık. Kaçarken kedilerimizi de yanımıza aldık. Mamum-İbiş-Maviş adlı kedilerimi de selde kurtarmış olduk. Onları aracımda besliyorum" dedi.
EVLERDE VE ARAÇLARDA HASAR VAR
Ordu’nun Fatsa ilçesine bağlı Bolaman Mahallesi Yalıköy semtindeki Cin Deresi’nin taşması sonucu bazı ev ve iş yerlerinin zemin ile bodrum katlarını su bastı. Yörede su basan evlerdeki eşyalar kullanılamaz hale geldi. Evlerine dolan sular nedeniyle mahsur kalanlar ise çevredekilerin yardımıyla dışarı çıkabildi. Yöredeki pek çok evde hasar oluşurken, 10 aracın kısmen balçığa ve toprağa saplandığı belirtildi.
''YÜZEREK EVDEN ÇIKTIK''
Evini su basan İsmet Karakuş, "Bir anda sel suları geldi. Su birdenbire gelip, evin içine girdi. Su seviyesi bir anda benim boyumu aştı. Çocuklarımla birlikte yüzerek, evden çıktık. Komşularımız bizi çekerek, aldı. Çok mucizevi bir şekilde kurtulduk. Evimde hiçbir şeyim kalmadı. Tüm eşyalarım gitti. Artık evde kalma şansımız yok. Perişan olduk. Dün akşam komşuda kaldım, bu akşam nerede kalacağım belli değil" diye konuştu.
''TÜM EŞYALARIM GİTTİ''
Evi sular altına kalan Aysel Selamet ise "O anda evde yoktuk. Oğlum birkaç eşya kurtarmak için eve girmek istedi. Su seviyesi neredeyse boyuna geliyordu. Eve giremedik. Evin her tarafı insan boyu su ile kaplanmıştı. Evim kullanılacak hiçbir tarafı kalmadı. Her şeyim, tüm eşyalarım gitti. Oğlum birkaç eşyalı dışarı çıkarmış; ama onlar da kullanılamayacak halde. Neyimiz varsa gitti" dedi.
Bölgede belediyeye ait iş makineleriyle ekipler, yollarda su tahliyesi ve balçık temizleme çalışması yapıldı. Toprağa saplanması sonucu hasar oluşan araçların çıkarılması için de çalışma başlatıldı.
O KÖPRÜNÜN YIKIMINA BAŞLANDI
Öte yandan Ünye ilçesi Cevizdere mevkisinde bulunan, Karadeniz Sahil Yolu’nda ulaşımın sağlandığı Cevizdere Köprüsü’nde aşırı yağış sonucu çökme meydana gelmesi nedeniyle ulaşıma kapanan Samsun- Ordu yolunda, Karayolları ekiplerince teknik inceleme başlatıldı. Ekipler, onarımına başladıkları köprüdeki demir bariyerleri keserek, köprüde yıkım işlemine başladı. Çalışmaların tamamlanmasının ardından bölgedeki dere yatağında yapılacak ayağın üzerine yeni köprü inşa edilecek. Köprünün yapımı tamamlanana kadar Karadeniz Sahil Yolunda ulaşım, tek şeritten kontrollü sağlanacak.
SELİN DENİZE SÜRÜKLEDİĞİ ODUNLAR İÇİN SEFERBER OLDULAR
Ordu’da metrekareye düşen 80 kilogram yağışın etkisiyle taşan dereler, devrilen ağaçlarla birlikte önüne kattığı her şeyi denize doğru sürükledi. Fatsa ilçesi sanayi bölgesindeki deniz kıyısında biriken odunlar, kışlık yakacak ihtiyacını gidermek isteyenler tarafından toplanmaya başlandı. Dalgalar arasında denizden çıkardıkları odunları motorlu testereyle kesen ilçe sakinleri, daha sonra araçlarına koyup, evlerine taşıdı.
''BARİ YAKACAĞIMIZI KARŞILAYALIM''
Denizde kıyıya biriken odunları taşımaya çalışan Murat Akbaş, "Selin sürüklediği odunları topluyoruz. Selde fındığımız gitti, bari yakacağımızı bu odunlarla karşılayalım. Alabildiğimizi alıyoruz" dedi.
''FINDIĞIMIZ, HER ŞEYİMİZ GİTTİ''
Yöre sakinlerinden Naife Okunur da selde fındıklarının sel sularına kapıldığını ve büyük zararları olduğunu belirterek, "Bu odunları kurutup, kışın yakacağız. Fındığımız, malımız, her şeyimiz gitti. Büyük zararımız oldu. Biz de kışlık yakacağımızı denizden çıkarmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
''ÇAMURDAN ÇIKAMADIK''
Ünye'de Yiğitler Mahallesi’nde meydana gelen heyelanda yaralanıp sol bacağı kırılan 2 çocuk babası Hasan Arslan’ın (41) tedavisi, Ünye Devlet Hastanesi’nde devam ediyor. Ordu Su ve Kanalizasyon İdaresi’nde çalışan Arslan, yaşadığı korku dolu anları anlatırken, heyelandan önce bahçede fındık topladıklarını belirterek şöyle dedi:
"Yağmur durmayınca eve gittik. Evin önüne yukarıdan su geldiğini gördük ve 7-8 kişi suyun akış yönünü değiştirmek için olay yerine gittik. O sırada bir ağaç sesi geldi, dal kırılma sesi. Bu sesin ardından biz koşmaya başladık ancak çamurdan çıkamadık. Tam çamurdan kurtulduğum sırada ayağımda bir kuvvet hissettim. Çamurdan kendimi kurtardıktan sonra sağ ayağımın sağlam ancak sol ayağımın bilekten sallandığını gördüm. Yardım istedik ama herkes panikti. Kimin kurtulduğunu, kimin göçük altında kaldığını anlayamadık, bir süre sonra komşularımız geldi ve beni bulunduğum yerden kurtarmaya çalıştı."
Komşularının kendilerini yağmurdan korumaya çalıştığını anlatan Hasan Arslan, "Ambar iskelesi getirerek ona koydular beni, heyelan bölgesinden uzak bir yere getirdiler ve yere yatırdılar. Bu arada komşularımız yardıma koştu ve çadır, battaniye getirerek bizi yağmurdan korumaya çalıştılar. Ambulansa haber vermişler ama ambulans yolların bozukluğu nedeniyle ulaşamadı. 3-4 saat sonra sağlık ekipleri ve sedyelerle bize ulaştı. 40-50 kişilik sağlık ekibi sağ olsun bizi 3 kilometre taşıdılar. Ana yola indikten sonra ambulansa bindirdiler ve hastaneye getirdiler. Allah razı olsun doktorlar ilgilendi ve şimdi iyiyim."
Öte yandan, dün selde yaralanan ve tedavi için Ünye Devlet Hastanesi’ne getirilen 6 kişinin taburcu olduğu, Hasan Arslan ve Hayati Yeşilyurt’un tedavilerinin aynı hastanede devam ettiği belirtildi.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR