Güncelleme Tarihi:
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı TEKNOFEST İcra Kurulu Başkanı Fatih Kaçır, Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün ve Deltav Genel Müdürü Doç. Dr. Arif Karabeyoğlu Habertürk'te açıklamalarda bulundu.
Selçuk Bayraktar, şunları söyledi: Genç kardeşlerimizin hikayeleri çok önemli. Dünyadaki çoğu teknoloji hamlelerine bakarsanız hep ufak takımlar görürsünüz. Biz TEKNOFEST ruhunun anlaşılması için çok fazla çaba verdik. Bütün bu projeler tanınsın diye özel belgeseller yaptık. Ama en nihayetinde bu hava gösterileri toplumu daha çok etkiliyor. Ancak artık 6 yılımızdayız ve 300 bin takım katıldı. Büyük bir kitle için hava gösterileri ön plana çıkıyor. Yarışma çadırlarına ben milletimizin de büyük rağbet gösterdiğini görüyorum. Sporun, Sinemanın festivalini yapabiliyordunuz. Teknolojinin festivalini ilk kez TEKNOFEST'te yaptık. 2,5 milyon ziyaretçiyi ağırladı. Milli teknoloji üreten firmaların da gösterileri var.
Kacır: 5 YILDA 1 MİLYON ÖĞRENCİYE ÇIKTIK
Sanayi Bakanı Yardımcısı Kacır da "Hep birlikte gayret ettik ve milli teknoloji milletimizin gündemine aldık. Sadece 5 yıl içerisinde 20 bin öğrenciden 1 milyon öğrenciye çıkmışız. Türkiye'de hem kendi tarihimiz de hem de dünyada olmayan bir talep görüyor festivalimiz. Günün sonunda teknolojiden bahsediyorsunuz insandan da bahsediyorsunuz. Türkiye'de astronot, yazılımcı olmayı hedefleyen genç sayısı neredeyse bütün rakiplerimiz geçmiştir. Bunu da TEKNOFEST ile yaptık. Türkiye son 20 yılda büyük bir altyapı kurdu. Bu esnada TEKNOFEST'in başlaması etkili oldu" ifadelerini kullandı.
Birinci: TEKNOLOJİ İÇİN ÇOK ORTAK YANIMIZ VAR
Sağlık Bakanı Yardımcısı Şuayip Birinci, "Teknoloji için çok ortak yanımız var. Arkadaşlarımız bu ülkede güvenli yaşamak için teknoloji üretiyorlar biz de sağlıklı yaşamak için üretiyoruz. Bizim teknolojik olarak geldiğimiz yer ve dünyanın sağlığında alacağımız yer çok önemli. Yapay zeka ile hekimlerin yapabileceği işleri yapay zeka ile yapılacağını görüyoruz. Hepimizin tanı ve teşhis süreçleri kısalacak. Bu fırsatı bu ülkenin yaşadığı düşünüyoruz" dedi.
"Türkiye TEKNOFEST'leri önemli bir dönüm noktasında gerçekleştiriyor" diyen Fatih Kaçır, şöyle devam etti:
Son 20 yılda gerçekleştirilen teknoloji hamleleriyle tam bağımsız bir noktaya gelmiş olduk. Bugünün dünyasında teknolojide tam bağımsızlığı elde etmeden ekonomik ve siyasal tam bağımsızlıktan söz etmek mümkün değil. Türkiye 2000'li yılların başında savunma sanayide büyük adımlar atmaya başladı. Bütün bu süreç dev bir ekosistemin kurulmasıyla mümkün oldu. 2000'li yılların başında teknoparkların sayısı 2 idi. Şimdi bu sayı 98 oldu. AR-FE merkezleri 1500'ü aştı. Türkiye'de AR-GE kavramı 2000'li yılarda anlaşılmaya ve uygulanmaya başladı. Biz bugün SİHA'larda dünya lideriyiz. Bu nasıl oldu. Bütün bunlar AR-GE sayesinde oldu. İnovasyon olmaksızın yolunuza devem ederseniz yarışta bir anda yok olursunuz. Teşvik veriyoruz ve elbette ne olduğuna bakıyoruz. Türkiye'de etki tepki kurulu ilk kez Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nda açılmıştır. Hızlı adımlar atıyoruz ama bizim 70 yıl 80 yıl kadar da önümüzde olanlar var. Mutlaka bunun aksamadan devam etmesi gerekiyor. Jemes Webb Teleskobunun gönderebilmek için 15 yıl önce adım atmak lazımdı, onun öncesinde Hubble'ı göndermiş olmanız gerekirdi. Bugün Türkiye'nin neresinde olursa olsun gençlerin girişimleri için başvurabileceği binlerce kuluçka merkezimiz var.
Toplam savunma ve havacılık ihracatımızı yıl sonunda 6 milyar doları geçeceğiz. ASELSAN'ın tedarikçi sayısı bugün 5 bin 300'dür. Bu insanlar bu ülkenin evlatları, bu ülkenin gençleri. Savunma ve havacılık sektöründe ithalatımız 2.24 milyar dolar. İhracatımız da 4.40 milyar dolar. Öyle bir noktaya geldik ki ithalatımızın iki misli ihracat yapıyoruz.
"İHA PARADİGMASI YÜKSELMEYE BAŞLIYOR"
2018 yılında Yüksek Teknoloji üretimde yükseliş gösteriyor. Bu Türkiye'nin temel bir politikayı ortaya koymasıyla mümkün oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın milli İHA'larını yapma ve kullanma hamlesiyle oldu. 2000'li yılların başına gelince Türkiye'de paradigma değişiyor. İHA paradigması yükselmeye başlıyor. Teknolojinin geleceğine odaklanarak bu alanda 5-10 yıl içerisinde lider olmayı başarıyor. Bu yaklaşım gelecek 5-10 yıl içerinde daha farklı bir noktaya getirecek.
"MİLLETİMİZ TOGG'UN ANLAMINI ÇOK İYİ BİLİYOR"
Şu anda hem kamuya teslimler yapılıyor. Bakanlarımızla başlamıştık. Şimdi tüm illerimizde hızla yaygınlaşması hedefiyle Togg teslimatları yapıldı. Ön siparişle 177 bin araç talebi vardı. İlan edilen 20 binin teslimine başladı. Şu anda Togg'un ayak basmadığı bir il neredeyse kalmadı. Togg, İHA'dakilere benzer bir başarı hikayesiyle yola çıktı. İçten yanmalı otomobillerin ömrünü tamamladığı elektrikli otomobillerin yaygınlaştığı döneme girdi dünya. 10 yılda dünyada araçların yarısı elektrikli olacak. Karbon emisyonlarını sıfırlama dünyada ortak irade haline geldi. Batarya teknolojisinde gelişmeler belli seviyeye geldi. Bunun tüm fikri mülkiyeti bize ait. Milletimiz bunun anlamını çok iyi biliyor.
Togg yeni çıkan bir teknoloji girişimi. Uzun vadeli projeleri kamu alımlarıyla desteklediğimizde o projelerin gerçekleşme şansını yükseltiyoruz. Togg'un 30 bini kamuya satılacak. Bu sayede hem Togg daha ileri düzeyde finansman gücüne erişmiş oldu. Burada yine savunma sanayinden öğrendiğimiz iş, bir yerlilik yol haritası yaptık. Togg üçüncü yılında yüzde 68 yerliliğe erişecek. Önümüzdeki dönemde Togg çok başarılı olacak. Batarya teknolojilerine yatırım yapılması çok kritik. 5-10 yıl sonrasında otonom teknolojilerde en önemlilerden biri haline gelecek Togg.
Bayraktar: BAĞIMSIZ OLABİLMESİ İÇİN MİLLİ OLMASI GEREKİYOR
2007'de ilk defa milli tasarım silahlı kuvvetlerinin envanterine girmiş oldu. Bir millileşme vizyonu ortaya konuldu. 2015'te SİHA ile birlikte terörle mücadelede çok büyük devrim oldu. 2019'da Akıncı uçuşunu gerçekleştirdi. O da Bayraktar TB2 gibi. Bayraktar TB2'de 30 ülkeyle ihracat sözleşmesi imzalandı. SİHA ve İHA'lar aslında çok yüksek hızlara çıkması gerekmiyor. Bunları özel kılan insansız ve akıllı olmaları. Robot yapan yönleri daha kıymetli oluyor. Sensör teknolojileri çok önemli, bunun yanında akıllı mühimmatlara sahip olması da önemli. Bizler pozitif bilimciyiz. Biz 'nedir' sorusunun cevabını arıyoruz. Bundan daha önemlisi 'nasıl' sorusu. Çok çok daha önemlisi 'neden' sorusu. Baykar'ın genetik koduna baktığınızda milli ve özgün insansız hava aracı yapıyoruz. Milli ve özgün olmadığınız durumda, savunma sanayinde özellikle bu teknolojiyi muhtaç ve bağımlı hale geliyorsunuz. Bağımsız olabilmesi için milli olması gerekiyor. Kimseye benzememek, kendine benzemek. Bu da özgünlük. Bilim ve teknolojide bir dönem kurucu iken, son dönemlere baktığımızda ciddi çaba olsa da belli noktalarda maalesef hak ettiğimiz yerde olamadığınızdan. Biz kimseye benzemeyeceğiz dedik. Bugün en iyisini yapmayabiliriz. Ama yarın en iyisini yapabiliriz kendimize güvendiğimizde. Ne yaptığınızdan ziyade daha da önemlisi nasıl yaptığınız. En önemli soruya geldik. Biz bunları niye yaptık? Ülkemiz savunma sanayinde etrafındaki savunma sanayi kuşatmasını kırıp tam bağımsızlık için yaptık. Ve bunu dosdoğru ahlâkla, kendisine güvenerek milli bir şekilde yapsın. Baykar'ın ve bizim genetik kodumuz tam da budur.