Selahattin Duman saklı mı?

Güncelleme Tarihi:

Selahattin Duman saklı mı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 1999 00:00

Aylin LİVANELİ
Haberin Devamı

Yazılarını büyük zevkle okuduğum Selahattin Duman geçenlerde, tiyatronun çağdışı kaldığını ve bu nedenle yok olduğunu yazmış.

Tiyatro, teknoloji çılgınlığının filmlerde bize yaşattığı duyguları ve görsel şöleni yaşatmasa da onun yok olduğu fikrine katılmıyorum.

Hollywood'da büyük başarı kazanan oyuncuların çoğu, tiyatroya akın etmeye başladı son zamanlarda.

Broadway, tıklım tıklım salonlarda yeniden klasikleri oynatıyor.

Hollywood filmlerinden tanıdığımız Brian Dennehy, Arthur Miller'in ünlü ‘‘Satıcının Ölümü’’ oyununda başrol oynuyor.

Vanessa Redgrave, Tenesse Williams'ın ‘‘Not About Nightingales’’ (Bülbüllerle İlgili Değil) klasiğini sahneye taşıdı.

Kevin Spacey, ‘‘The Iceman Cometh’’ (Buzadamı Geliyor) oyununa hayat verdi.

‘‘Shakespeare in Love’’ filmiyle en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü kazanan Judith Dench, ‘‘Amy'nin Görüşü’’yle en iyi kadın oyuncu dalında bir de Tony ödülü kazandı.

Adı geçen tüm oyuncular, geçtiğimiz pazartesi günü dağıtılan ve tiyatronun Oscar'ı sayılan Tony gecesinde ödül aldılar.

Bu ödülü alamayan tek bir ünlü vardı: Nicole Kidman.

Kidman, ‘‘The Blue Room’’ (Mavi Oda) adlı oyunda sadece beş dakika boyunca çırılçıplak görünmesine rağmen eleştirmenler onun ödülü hak ettiğini söylüyorlar. Büyük bir star olan Kidman'a ödül vermenin diğer starları Broadway'e çekeceğine inanıyorlar.

Türkiye'de de bir süre ‘‘sanat’’ adı altında oynayan ‘‘ART’’, Londra'dan sonra New York'ta büyük sansasyon yarattı.

Bir saat süren ve üç kişi arasında geçen oyun, yazarı İranlı Yasemin Rıza'nın dehasını gösteriyor.

Maalesef Türkiye'de oynadığı sırada fazla duyulmadı bu oyun.

Umarım ‘‘sanat’’ bizde de yeniden gündeme gelir ve bu kez yeterince duyurulur.

Bu oyunu mutlaka görün derim.

Utangaçlık ilaç

Geçen gün size anlatamayacağım bir olay sonrasında bir arkadaşım, ‘‘Sen gerçekten utangaçsın’’ gibi garip bir yorum yaptı.

Nedense şimdiye kadar benim utangaç olabileceğim aklına gelmemiş.

Oysa, itiraf ediyorum, ben utangaç bir insanım.

Yüzüm çabuk kızarır, ellerim titrer.

Kendine güvenen biri gibi gözüktüğüm ve insanlarla kolay dostluk kurabildiğim için çok şaşırdı arkadaşım.

Ama bana göre utangaçlığın kendine güvenle bir ilgisi yok.

İnsanın bazı durumlarda, alışık olmadığı bir ortamda ya da olayda ortaya çıkan bir şey utangaçlık.

Sanırım birçok insanda var.

Bazıları ise sürekli utanır. Buna psikologlar ‘‘sosyal fobi’’ diyorlar.

Kimsenin önünde konuşamaz, her an daha çok utanacakları bir söz söylemekten ya da bir şey yapmaktan korkarlar.

Kalabalık içinde rahatsız olurlar. Karşı cinsle ilişki kuramazlar.

İşte bu durumdaki insanları kurtaracak bir ilaç çıkıyor yakında.

SmithKline Beecham şirketinin ürettiği Paxil adlı ilaç, FDA’den (Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi) onay bekliyor.

‘‘Yaşasın bundan sonra çekineceğim önemli bir durumda bu ilacı alırım, sorun çözülür’’ dedim kendi kendime. Ama maalesef öyle olmuyormuş.

Bu ilacı tedavi amacıyla sürekli almak gerekiyormuş.

Yani bir hap yutunca bütün problem ortadan kalkmıyormuş.

İlaç daha çok utangaçlıktan dolayı yaşamı felce uğrayan insanlara yönelikmiş.

Ne yapalım, ben de küçük utangaçlıklarımla yaşamayı öğreneceğim elbet.

Biraz utanmak çok da kötü bir şey olmasa gerek.

Yine de ilacın çıkmasına seviniyorum. Hiç olmazsa zor durumdaki insanlara bir çözüm getirecek.

Hem zaten Paxil, melatonin, Prozac ve Viagra gibi ilaçlar olamadan 21. yüzyıla nasıl girerdik?

Pop kültürü ve kötülük

Bazı çocuklar, Stockholm'de ilkokulda söylediğimiz masum bir marşın sözlerini değiştirmişler haykırıyorlardı.

Kanla sulanmış dağlarda yürüyoruz. La la la.

Bugün öğretmeni öldüreceğiz, müdürü asacağız, okulu bombalayacağız. La la la.

Littleton, Colorado'daki Columbine okulunda yaşanan dehşeti duyduğumda ilk bu sözler aklıma geldi. İlkokul öğrencilerinin, şaka dahi olsa, vahşetten böyle zevk almaları tüyler ürpertici değil mi?

Amerikan entelektüelleri ve psikologlar, Columbine'daki bu korkunç olayı tartışıyorlar.

İki öğrencinin çıkıp okulu bombalamasının ve soğukkanlılıkla arkadaşlarını öldürmesinin nedenlerini araştırıyorlar.

Vahşetin sebebi olarak televizyonu ve pop kültürünü gösteriyor çoğu.

Oysa bazılarına göre neden bu değil.

Neden: Kötülük.

Yüzyıllardır dünyamızda var olan kötülük.

Kötülüklerin en büyükleri televizyon ve pop kültürü henüz ortada yokken yaşanmadı mı?

Örneğin Hitler, son yıllarda Amerikan gençliğini etkisi altına alan, şeytan olduğunu iddia eden popçu Marilyn Manson'u tanımıyordu.

Hitler, Wagner ve Strauss dinliyordu. Bale izliyordu.

Nazi devrinde Almanya, en büyük kültür patlamasına sahne olmadı mı?

Bazı psikologlara göre Naziler ruh hastası da değillerdi. Ne de Columbine'daki öğrencilerin olduğuna inanıldığı gibi sosyal çevrenin ve pop kültürünün kurbanıydılar. Onlar sadece kötüydü. Dylan Klebold ve Eric Harris gibi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!