Güncelleme Tarihi:
Aralarında HDP, KESK ve DİSK'in yer aldığı bazı siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu "Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği", Bakırköy pazar alanında "Faşizme, darbelere ve savaşa karşı demokrasi ve barış istiyoruz" mitingi düzenledi.
Miting öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, Kürt meselesinin Türkiye'nin en önemli ve eski sorunu olduğu savunarak, sadece bir başlıkta ele alınacak bir mesele olmadığını anlattı. Bu meselenin siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel ve sosyo-psikolojik yönleri olduğunu dile getiren Demirtaş, "Meseleyi bir terör sorunu olarak ele almak ve bunu sadece ekonomik olarak görüp diğer boyutlarını es geçmek, Başbakan'ın deyimiyle 'Çözüm mözüm yok kardeşim' anlamına gelir. 'Çözüm mözüm yok' diyen bir Başbakan, 'Bundan sonra savaş var, kan var, daha fazla ölüm var' demek istiyor. Biz böylesi bir yaklaşımı kabul etmediğimizi, HDP olarak ısrarla ve inatla silahsız, şiddetsiz, savaşsız bir siyasi çözümden yana tutumumuzu, yüksek bir sesle ifade ettiğimizi belirtmek istiyoruz." diye konuştu.
'SORUN YOKSULLUK SORUNU DEĞİL'
Türkiye'nin her yerinde yoksulluk, geri kalmışlık olduğunu öne süren Demirtaş, "Tabii ki Kürtlerin yaşadığı Doğu ve Güneydoğu'da ekonomik geri bırakılmışlık çok daha derin ve yüksektir ama sorun yoksulluk sorunu değil. Bu yaklaşım geçmiş bütün hükümetler tarafından denendi. Şu ana kadar Diyarbakır'da ekonomik paket açıklamayan hiçbir başbakan yoktur. Fakat meselenin bu kadar tek yönlü ele alınması, sorunu çözmedi, çözmeyecek." ifadesini kullandı. Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanan "Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi"ne de değinen Demirtaş, açıklanan ekonomik paketin, meselenin son derece eksik algılandığının ve yetersiz ele alındığının bir göstergesi olduğunu iddia etti.
'IŞİD'E OPERASYON YURTİÇİNDE BAŞLASIN'
Demirtaş, Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin soru üzerine, şunları söyledi: "Hükümet IŞİD'e karşı sınır ötesinde, Suriye'nin kuzeyindeki Rojava bölgesinde operasyon yapmak konusunda inandırıcılığını ispatlamak istiyorsa, Türkiye'nin içinden başlasın. Barış bildirisine imza atmış akademisyenlerin, gazetecilerin işten atılma, tutuklanma oranı, IŞİD teröristlerinin tutuklanma oranından daha yüksek. Türkiye'deki demokrat, devrimci muhaliflere yönelik tutuklama ve gözaltı operasyonu, IŞİD'den daha fazla. Adana'da, Antep'te, Adıyaman'da İstanbul'da, Konya'da yüzlerce IŞİD evinin ve hücresinin olduğu biliniyor. Bütün bunlara karşı tek bir operasyon yapmadan, 'Ben Cerablus işgaliyle IŞİD'i durdurmak istiyorum' diyen hükümetin hiçbir inandırıcılığı yoktur. Cerablus işgali, tümüyle Kürtlere karşı düşmanca bir tutumdur ve biz bunu asla kabul etmeyeceğiz. Türk halkının dostu, Kürt halkıdır. Kürt halkıyla ittifak ve iş birliğini geliştirmek yerine Kürtlere düşmanlığın hiç kimseye bir faydası yok. Biz bu gerçekliğin farkındayız."
PARTİ FLAMALARI ALINMADI
Mitingin düzenlendiği Bakırköy pazar alanında ve çevresinde, polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Pazar alanının çevresi bariyerle kapatılırken, mitinge katılan vatandaşlar, güvenlik noktalarında polisler tarafından arandıktan sonra alana girdi. "Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği"nin aldığı karar gereğince, siyasi parti ile diğer oluşumların flamaları ve dövizlerinin miting alanına sokulmasına izin verilmedi.
Aralarında TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, KESK Eş Genel Başkanları Şaziye Köse ve Lami Özgen, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, TTB Başkanı Sinan Adıyaman'ın da bulunduğu Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği üyesi oluşumların temsilcileri, sahneden mitinge katılanları selamladı. Miting, hazırlanan ortak bildirinin Türkçe ve Kürtçe okunmasının ardından, verilen konserle bitti.