Güncelleme Tarihi:
Konya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi'ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, 8 Şubat 2003 tarihinde, merkez Selçuklu ilçesi Sille Ak Mahallesi Hakça Sokak'taki boş tarlada, şeker çuvalının içinde cesedi bulunan şekerci Sezai Çakar'ı öldürenlerin yakalanması için 2018 yılının başında yeniden çalışma başlattı. Çakar cinayetini çözmek için oluşturulan özel ekip, olay tarihinde ele geçirilen delilleri ve alınan ifadeleri inceledi. Çakar'ın yakınlarıyla yeniden görüşmeler yapılırken, şeker sattığı esnaf incelemeye alındı. Özel ekip, yaptığı araştırmada, Çakar'dan sürekli şeker satın alan lokum üreticisi Recep Dağ (66), oğlu Celalettin Dağ ve kardeşi Hazmi Dağ’a ait şirketin, o dönem aşırı borç dolayısıyla esnaftan şeker alamayarak, iflas ettiğini tespit etti.
RUSYA’YA GİTMİŞLER
Polis ekipleri, şüphelerini Dağ ailesi üzerinde yoğunlaştırdı. Ekipler, cinayetin işlendiği gün Recep Dağ'ın Bursa'ya lokum satmaya gittiğini, oğlu Celalettin ile kardeşi Hazmi Dağ'ın Konya'da olduğunu ancak cinayetten kısa süre sonra Hazmi ve yeğeni Celalettin Dağ'ın önce Bursa'ya oradan da Rusya'ya gittiğini saptadı.
Amca- yeğenin Rusya'da 5 yıl kalıp, yurda tekrar döndüğü belirlendi. Ekipler, olay günü Recep Dağ’ın, kardeşi Hazmi ile 18, oğlu Celalettin'le de 15 defa telefonla görüştüğünü, sonraki süreçte ise telefon görüşmelerinin azaldığını tespit etti. Recep Dağ’ın yine aynı gün 5 kez '155 Polis İmdat' hattını aradığı da belirlendi.
VADELİ ŞEKER SATMADIKLARI İÇİN ÖLDÜRMÜŞLER
Polis ekipleri, 9 Nisan günü düzenlediği operasyonla Recep Dağ, oğlu Celalettin Dağ ve kardeşi Hazmi Dağ'ı yakalayıp, gözaltına aldı. Recep Dağ, emniyetteki sorgusunun ardından cumhuriyet savcılığının talimatıyla serbest bırakıldı. Hazmi ve yeğeni Celalettin Dağ ise emniyetteki sorgusunda, Sezai Çakar'ı, kendilerine vadeli olarak şeker satmadığı için öldürdüklerini itiraf etti. Hazmi Dağ, polisteki ifadesinde, “Recep Dağ, lokum satmak üzere Bursa’ya gitti. Biz de yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle üreteceğimiz lokumlara şeker temin etmek üzere Sezai Çakar’ın iş yerine gittik. Kendisinden vadeli olarak şeker istedik. Çakar, bize ‘Siz zaten bataksınız, ben peşin parayla çalışıyorum. Size vadeli olarak şeker veremem' dedi. Bunun üzerine tartışma çıktı. Tartışma, kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavga sırasında Sezai Çakar, başına aldığı ağır darbeler sonrası bayıldı. Sezai, yerdeyken, boğazına ip geçirip, onu boğduk. Soluğu kesildikten sonra yakalanmamak için şeker çuvalı taşıyormuş gibi ayaklarına ve başına çuval geçirerek, minibüse bindirdik. Daha sonra cesedi boş bir tarlaya attık” diye konuştu.
DELİL BIRAKMAMAK İÇİN MİNİBÜSÜ DE PARÇALAMIŞLAR
Cinayet sonrası arkalarında delil bırakmamak için minibüsü de parçaladıklarını itiraf eden Celalettin Dağ ise, “Olaydan sonra minibüsü defalarca yıkatmamıza rağmen kan lekelerini çıkaramadık. 'Yakalanacağız' korkusuyla cesedi taşıdığımız minibüsü hurdaya çıkarıp, parçalattık. Böylece minibüsten kurtulduk. Daha sonra önce Bursa’ya daha sonra da Rusya’ya gittik” dedi.
YARGILAMAYA BAŞLANDI
Hazmi ve yeğeni Celalettin Dağ'ın Konya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'kastan adam öldürme' suçundan yargılanmasına başlandı. Duruşmada tutuk sanıklar, sanık avukatları ve Sezai Çakar'ın ailesi katıldı. Savunmasında Sezai Çakar'ı tanımadığını ve hiçbir alışverişinin olmadığını belirten Hazmi Dağ, "Sezai Çakar ile hiçbir ticaretim olmamıştır. Babası Sadık ile ticaretim olmuştur. Sezai'yi tanımam. Onun dükkanına hiç gitmedim. Asla cinayet işlemedim. Sezai'yi öldürmem için hiçbir gerekçem yok. Daha önceki ifadelerimde suçlamaları kabul etttim ancak benim şimdiki ifadelerim doğrudur. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Biz o süreçte kendi işyerimizi batırmıştık. Başka bir kimsenin yanında işçi olarak çalışıyorduk. O nedenle Sezai ile şeker alışverişi içinde olmam mümkün değil" dedi.
BEN MASUMUM
Sezai Çakar'ı kendilerinin öldürmediğini ve masum olduklarını ileri süren Celalettin Dağ ise, "Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Benim olayla ilgili bir bilgim yok. Masumum. Sezai Çakar'ın yanına o zamanki iş ortağımız Osman Ç. ile 3-4 sefer alışveriş yapmaya gitmiştik. Başka bir yerden 10 şeker çuval almıştım. 5 çuvalı elimde kalmıştı. Bende Sezai'nin yanına giderek o 5 çuval şekeri sattım. Ondan sonrada kendisiyle bir alışverişim olmadı. Zaten ondan kısa süre sonra iflas etmiştik. Ben Sezai'nin öldüğünü polisten öğrendim. 2004'te çalışmak için babamla Rusya'ya gittim. Piyasaya olan borcumuzu ödeyebilmek için gitmiştik Rusya'ya. 2009'da Türkiye'ye döndüm ve Konya'da bir lokumcuda pazarlama sorumlusu olarak çalışmaya başladım. Yıllar sonra muhtemelen Osman Ç.'nin ifadeleri doğrultusunda bizi gözaltına aldılar. Poliste verdiğim ifadeler gerçeği yansıtmıyor. Böyle birşey ilk kez başıma geldi. Benim şimdiki ifadelerim doğrudur" diye konuştu.
OĞLUMA NASIL KIYDINIZ?
Oğlu Sezai Çakar'ın öldürülmesinin ardından yıllarca psikolojik tedavi gören anne Anakız Çakar (75) ise, yakınlarının yardımıyla güçlükle yürüyerek tanık olarak savunma yaptı. Anakız Çakar, "Benim yavruma nasıl kıyıp da öldürdünüz? Nasıl çuvala koydunuz oğlumu? Beni bu hallere düşürdünüz. Bunların cezasını verin. Bunlara hakkımı helal etmiyorum. Benim ciğerimi yaktılar. Oğlumun kurbanını kesmesine bile izin vermediler. Davacıyım" dedi.
Çakar ailesi, Dağ ailesinin olaydan sonrada Sezai Çakar'a ait işyerine gelip alışveriş yapmaya devam ettiklerini, Sezai Çakar'ın ölümüyle ilgili, 'kim öldürmüş, neden öldürmüş ?' gibi kendilerini sorular sorduklarını söyledi. Duruşma, sanık ve tanıkların dinlenmesinin ardından ileri bir tarihe ertelendi.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR