Güncelleme Tarihi:
Anadolu Ajansı, 30 Temmuz’da abonelerine aşağıdaki haberi geçti :
ANKARA (A.A) - 30.07.2003 - AKP İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu, TBMM Genel Kurulu'nda dünkü Anayasa değişikliği oylamasında mükerrer oy kullanmasıyla ilgili olarak ''sehven yanlışlık yapıldığını'' söyledi.
Uslu, yaptığı yazılı açıklamada, tasarının yasalaşması üzerinde hiçbir etkisi bulunmayan bir oylamada kasten mükerrer oy kullanmak için hiçbir neden olmadığını belirtti.
Uslu, dünkü oylamayı şöyle anlattı:
''Oylama başladıktan sonra oyumu kullanmak üzere Genel Kurul'un sağ tarafına gittim. Burada görevli Divan üyeleri herhangi bir ikaz yapmadığı için oyumu kullandım ve daha sonra salondan çıktım. Yaklaşık 15 dakika sonra gruptan bazı arkadaşlarım oy kullanmadığımı söyleyerek, oylamanın bitmek üzere olduğunu bu nedenle oyumu kullanmamı büyük bir telaş içinde bana bildirdiler. Kendilerine oyumu kullandığımı belirttim. Ama ısrarla kayıtları incelediklerini ve benim oy vermemiş göründüğümü söylediler. Bunun üzerine Genel Kurul salonunda bulunmadığım süre içerisinde ikinci maddenin oylamasına geçildiğini zannederek Genel Kurul'a girdim ve oyumu kullandım. Bir süre sonra ikinci maddeye henüz geçilmediğini ve dolayısıyla sehven mükerrer oy kullandığımı fark ettim. Durumu derhal grup başkanvekillerimiz aracılığıyla Divan görevlilerine bildirip, gerekli düzeltmeyi yapmalarını talep ettim.” Vs, vs...
*
Yaptığı yanlışlığı nasıl yorumlarsınız?
Acaba, sizce, Meclis’teki “tecrübeli” milletvekilleri (suç teşkil edeceği için “bu işlerin p..u olmuş politikacılar” diyemiyorum) – muhtemelen pek hazzetmedikleri yahut da fazlasıyla haz ettikleri (!) – bu genç, güzel, açık kadın milletvekilini ti’ye mi aldılar, acemiliğinden istifade edip, mükerrer oy mu kullandırdılar? Yapmazlar mı? Öyle bir yaparlar ki...
*
Peki yaptığı açıklamayı nasıl yorumlarsınız? (“Sehven” zaten yanlışlıkla demek, malum)
Milletvekili hanım kızımız, oy kullanmada gösterdiği telaşı ve acemiliği açıklama metninde de tekrarlamış anlaşılan.
Baksanıza, yaptığı yazılı açıklamada “Anayasa değişikliği oylamasında mükerrer oy kullanmasıyla ilgili olarak ‘sehven yanlışlık yapıldığını” söylemiş. Anadolu Ajansı editörü de, garip, resmî ajans ya, bir milletvekilini tiye alamamamış, “sehven yanlışlıkla yapıldı” kısmını tırnak içine almış... ki gözden kaçmasın!
Milletvekili eğer sehven yanlışlık yaparak, açıklama metnini aceleye getirmeseydi, şöyle diyecekti:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Parlamentosu’nda yapılan Anayasa tadilat değişikliği sırasında, sehven yanlışlık yaparak mükerrer şekilde iki kere oyumu rey verdim. Kötü niyetli bir kastım olmadığını Parlamento Meclisi’nin Reis Başkanı’na bildirdim, özrümü affetmesini istirhamlarımla rica ettim.”
*
Böyle bir hatayı, koskoca bir milletvekili nasıl yapar, diyen olursa gülerim...
Ama böyle bir hatayı, edebiyatçı kızı bir öğretim üyesi nasıl yapar, derseniz... verecek cevabım yok.
Çünkü, sokaktaki insan bilmeyebilir, ama "sehven" resmî yazışmalarda çok kullanılan bir kelimedir.
Zeynep ARMAĞAN USLU Hanım’ın Meclis künyesindeki özgeçmişinde şöyle yazar:
(Yok yok sehven yanlışlık yapıp "Armağan Uslu" diye yazmadım. Haberde "Karahan Uslu" diye geçen isim, TBMM kayıtlarında "Armağan Uslu.")
İSTANBUL - 1969, Abdülkadir - Süreyya - İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tanıtım ve Halkla İlişkiler Bölümü Master ve Doktora - İngilizce - Öğretim Üyesi - İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Sosyoloji Derneği ve International Communication Association (ICA) Üyesi - Evli, 1 Çocuk.
Peki nasıl oldu da yazılı bir metinde böyle bir hata yaptı?
Ne bileyim, olsa olsa, örneğin mesela, nüans farkı gözünden kaçmıştır...