Ersin KALKAN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2002 01:44
Bakırköy Belediyesi, eskiden bataklık olan bir araziyi kurutarak 1500 kişilik bir hobi bahçesi kurdu. Bakırköy ve çevresinde apartmanlara mahkum yüzlerce insan, kendilerine tahsis edilen 25 metrekarelik bahçelerde envai çeşit ürün yetiştirerek bataklığı bir cennete dönüştürdü.
İstanbul'da, Ataköy konutlarının bittiği sınırdan başlayıp Havaalanı'na kadar uzanan arazi, beş sene kadar önce bir bataklıktı. Ayamama Deresi'nin döküldüğü havzada bulunan bu bataklık, özellikle yazın sıcak günlerde çevreye yaydığı pis kokularla ve bulut kümeleri halinde Ataköy'e sirayet eden sivrisinekleriyle ünlüydü. Sivrisinek saldırılarından bezmiş olan Ataköy, Yeşilköy ve Şirinevler sakinleri belediyeye sürekli şikayetlerde bulunuyor, fakat sorun bir türlü çözülemiyordu. Bir de koku problemi vardı. Özellikle İkitelli civarında kurulan sanayi işletmelerinin atık sularıyla kirlenen Ayamama Deresi'nin havzaya taşıdığı kokunun etkisi artmış, bu civar sakinleri kokudan kurtulabilmek için camlarını sürekli kapalı tutmaya başlamıştı. Sorunun gittikçe büyüdüğünü ve şikayetlerin gün geçtikçe artmaya başladığını gören Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı, problemi kökünden çözecek bir proje hazırladı. Dere yatağını ıslah ederek işe koyuldu, derenin 7-8 metrelik doğal sınırlarına dönüşünü sağladı. İkinci aşamada, binlerce kamyon dolusu verimli toprakla bataklık alanın üstünü kapattı. Kazanılan araziyi ağaçlandırarak havzanın ormana dönüşmesini sağladı.
Ağaçlar kısa zamanda köklenip büyümeye başlayınca Bahadırlı, yeni bir projeyle Milli Emlak Dairesi'nin karşısına çıktı. Belediye Başkanı, Hazine'den araziyi geçici olarak kullanma izni istiyordu. Bakırköylüler için bir vaha yaratmayı kafasına koymuştu. Hazine'nin izin vermesi halinde, uçsuz bucaksız bu verimli toprakları küçük parsellere bölüp, hobi bahçesi yapmaları için vatandaşların kullanımına sunacaktı. Aklındaki cennetin adı bile hazırdı: Sevgi Yumağı Hobi Bahçeleri.
Ahmet Bahadırlı'nın heyecanından etkilenen Hazine yetkileri projeyi hemen onayladı ve belediye hızla çalışmalara başladı. Arazi, 25-30 metrekarelik parsellere bölündü, mevcut toprağın üzerine doğal gübreyle beslenmiş çiçek toprağı serpildi ve Sevgi Yumağı, 2001'in baharında sessiz sedasız Bakırköylüler'in hizmetine açıldı. Şimdi hobi bahçelerinin çoğunda çardaklar kurulmuş. Gününü bahçede geçiren Bakırköylüler bu çardakların altında serinliyor, termoslara doldurdukları çayları yudumlayıp, evlerinden getirdikleri yiyeceklerle bir piknik havası yaşıyorlar. Özellikle hafta sonu akşamlarında mangallar yakılıyor, çilingir sofraları kuruluyor. Bazıları işten çıkar çıkmaz kravatını bile çıkarmadan soluğu bahçesinde alıyor. Özellikle emekliler arasında, bütün günlerini burada geçirenler var. Çoğu çıplak ayakla çalışıyor.
Ahmet Bahadırlı (Bakırköy Belediye Başkanı)
Bu bahçe evliliğimizi kurtardı diyenler var
Beni bir kenara çekip teşekkür ediyorlar. Bu bahçe sayesinde evliliğimiz kurtuldu diyenler de var. Yaşlı anne-babasının aksiliklerini bir kenara bıraktığını söyleyenler de. Biz bu arazide natürel tarım bilincinin de gelişmesini istiyoruz. Maalesef, çocuklarımız bizim kadar şanslı değil. Çünkü onlar büyüdükçe dünya kirlendi. Geçen yıl yaz sonunda bir gün bahçelerin arasında dolaşıyordum. 10-12 yaşında bir çocuk yanıma gelerek yerdeki kırmızı toprağı işaret edip, ‘‘Buranın toprağını bir başka ülkeden mi getirdiniz ki, domatesler bu kadar kırmızı, çilekler bu kadar tatlı oluyor?’’ diye sordu. Halbuki toprak bizim toprağımız, çilekler bizim çileklerimizdi. Bu yaptığımız işin ne kadar önemli olduğunu hissettim. O gece huzur içinde uyudum. Ama sadece o gece huzur içinde uyudum, çünkü çocuklarımız hormonlu yiyeceklerle zehirlendiği müddetçe, geceleri hiçbirimizin gözüne uyku girmemeli.
Mustafa-Seyhan Aydın:
Mustafa Bey, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nde müfettiş. Eşi ev hanımı. Çocukları Mert ve Çağatay, burada doğayı sevmeyi öğrenmişler. İş çıkışı ve hafta sonları bahçelerine geliyorlar. Geçen yıl fasulye ve domates yetiştirmişler, bu yıl sebzenin yanına güller ekmişler.
Doğan Ailesi:
Çoğu zaman evlerinde yemeklerini yapıp sabah erkenden bahçelerine geliyorlarmış. Bazı günler gece yarılarına kadar burada kaldıklarını ve misafirlerini bahçelerinde ağırladıklarını söylüyorlar. Yüzleri daha çok gülüyormuş, yaşamın güzel birşey olduğunu bahçelerinde anlamışlar.
Münevver Demirci:
69 yaşında. Burada yaptığı hareketle ayak ağrılarının azaldığını, romatizmalarının şifa bulduğunu belirtiyor. Eskisine oranla daha az hastalandığını, bazen torunlarını da alarak bahçeye geldiğini anlatıyor. Sebze ve çiçek yetiştiriyor.
Cengiz Cevher:
THY'de Uçuş İşletme Başkanlığı'nda çalışıyor. İş çıkışı hemen buraya damlıyor. Eşi Aysel Hanım da sık sık geliyor. ABD'de borsacılık yapan oğlu Tuncay da bahçeyi ve bu uygulamayı çok beğenmiş. 32 yıllık çalışmanın stresini burada attığına inanıyor. Bahçeye gelir gelmez şortunu giyip ayakkabılarını atarak toprağa karışıyor. Yan parsellerde komşuları olan pilot arkadaşlarıyla birlikte nevaleyi getirip, ayışığı sohbetleri yapıyorlarmış. Bitkileri ve toprağın sırrını öğrenmeye başladıkça hayatın daha anlamlı hale geldiğini söylüyor.
Hikmet Kendirli: 70 yaşında. 3 çocuk iki torun sahibi. Hergün bahçesinde saatlerce çalışıyor ama yorulmuyor. Bahçe, tansiyonuna ve moraline iyi geliyor. Ataköy 9. kısımdan yürüyerek bahçeye geliyor. Geceleri rüyasında bile bahçesini görüyor.
Hülya Şener:
Kağıthane Kaymakamlığı Özel Kalem Müdürü olan Hülya Hanım'ı marullarını bağlarken buluyoruz. Böylece yaprakların toprakla temas edip zedelenmekten kurtulduğunu söylüyor. Genellikle her akşam hobi bahçesine geliyor.
Muzaffer-Nezaket Güngör:
Emekli bir çift. Bahçeyi 15 gün önce almışlar. Ektikleri bitkilerin gün be gün boy verişini seyretmek onları çok mutlu ediyormuş.