ÅžEHRAZAT:BÄ°NYILIN EN Ä°YÄ° HÄ°KAYESÄ° Åžehrazat'ın hikayesini baÅŸka bir deyiÅŸle Binbir Gece Masalları'nı bilmeyenimiz yoktur. ÇocukluÄŸumuzda basit bir masal

Güncelleme Tarihi:

ŞEHRAZAT:BİNYILIN EN İYİ HİKAYESİ Şehrazatın hikayesini başka bir deyişle Binbir Gece Masallarını bilmeyenimiz yoktur. Çocukluğumuzda basit bir masal
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 22, 2000 00:00

ÅžEHRAZAT:BÄ°NYILIN EN Ä°YÄ° HÄ°KAYESÄ°Åžehrazat'ın hikayesini baÅŸka bir deyiÅŸle Binbir Gece Masalları'nı bilmeyenimiz yoktur. ÇocukluÄŸumuzda basit bir masal gibi okuduÄŸumuz ve tahminen bin yaşındaki Binbir Gece Masalları aslında her dönemden sayısız yazarın etkilendiÄŸi, bir edebi hikayenin barındırması gereken ölüm, ihanet, intikam, sihir, mizah, cinsellik ve mutlu son vs. gibi tüm öğeleri kapsayan oldukça kompleks bir yazın yapıtıdır. Öykünün en önemli getirilerinden biri de hiç şüphesiz edebiyat aleminin en zeki kadınlarından biri olan Åžehrazat kiÅŸiliÄŸini yazın alemine kazandırmış olmasıdır. Binbir Gece Masalları aslında kadınların aleyhinde bir öykü gibi baÅŸlar ve geliÅŸir ancak öykü geliÅŸtikçe Åžehrazat ipleri eline geçirir ve zalim hükümdarın, ülkenin genç kızları üzerine koyduÄŸu cezayı kaldırtmayı baÅŸarır. Bu ölüm cezasının kaldırılması belki de gerçek yaÅŸamda hepimizin başında olan cezaya karşı bir isyan, fiktif bir meydan okumadır. Pascal'a göre yaÅŸam bir zindanda yaÅŸamak gibidir. Bu zindanda tüm insanlık hep beraber yaÅŸar. Ve herkes de idamlık mahkumdur. Her gün o zindandan birilerini alıp cezasını infaz etmeye götürürler. Aslında yaÅŸamlarımız gerçekten de Pascal'ın betimlemesine çok benziyor. Sıramızın gelmesini bekliyoruz. Bir baÅŸka benzerlik ise yaÅŸamlarımızın aÅŸamaları ile öykülerin geliÅŸme süreçleri arasında görülüyor. YaÅŸamlarımızın da tıpkı hikayelerde, masallarda olduÄŸu gibi bir başı, ortası ve sonu var. Ama masalların insan yaÅŸamından farkı mutlu ve sonsuza dek sürecek bir aÅŸamaya geçiÅŸ ile bitmeleri. BaÅŸka bir ifade ile mutlu sonla nihayete ermeleri. Mutlu sonlar neredeyse sadece masallara özgü öğeler. Gerçek yaÅŸamda ise insanları mutlak ve kaçınılmaz bir gerçek olan ölüm bekliyor. Binbir Gece Masalları, yazar ve ÅŸairlerin çok fazla etkilendiÄŸi eserlerden biri. ÖrneÄŸin Ä°ngiliz romantik akımında Binbir Gece Masalları, mantığa karşı hayal gücünün baÅŸkaldırısı olarak deÄŸerlendiriliyor. Bu akımın ÅŸairlerinden Samuel T. Coleridge, gençlik çaÄŸlarında okuduÄŸu "Devler, Büyücüler ve Cinler Hakkında Masallar" adlı eserden çok etkilendiÄŸini ve yaÅŸamı boyunca bu etki ile yaÅŸadığını yazıyor. William Wordsworth için ise çocukluÄŸunda en deÄŸerli ÅŸey Binbir Gece Masalları'nın kitabıymış. Hayal gücünün alabildiÄŸine egemen olduÄŸu eserler okuyan romantikler de sonuçta hayal güçlerini çalıştırarak o güne dek benzeri görülmemiÅŸ eserler ortaya koymuÅŸlar.Batılı bir çok yazar, hayal güçlerini çalıştırıp Åžehrazat'ın bin ikinci gecesini yazmaya çalışmış. Bunlardan bir Edgar A. Poe. Åžehrazat, Poe'nun mizahi hikayesinde, kocasına, tren, telgraf gibi zamanın bilimsel yeniliklerini anlatmaya kalkıyor. Hükümdar bu gerçekleri öylesine absürd ve akıl almaz buluyor ki Åžehrazat'ın idam edilmesini buyuruyor. John Roth'un Åžehrazat'ı Avusturya Ä°mparatorluÄŸu'nun çöküş günlerinde yaÅŸayan bir kadın iken John Barth'ın Dunyazadiad adlı eserinde, kendisine gelecekten haber veren cinin anlattıklarını aktaran bir kahin görünümünde.Necip Mahfuz'un Arap Günleri ve Geceleri adlı kitabında ise Binbir Gece Masalları'nın politik bir versiyonunu görüyoruz. Onun kitabında hükümdar yavaÅŸ yavaÅŸ adalet ve merhamet kavramlarını öğrenen bir kiÅŸilik. Salman Rushdie'nin Harun ve Masallar Denizi adlı kitabında yazarın Binbir Gece Masalları'nda olduÄŸu gibi yaÅŸamı masal/hikaye anlatmakla iç içe geçirdiÄŸine tanık oluyoruz. 20.yy.'ın en önemli yazarlarından Marcel Proust, en büyük eseri kabul edilen 'Rememberance of Things Past' ta (Türkçe'deki adı????) kendini cinsellik ve ölüm baÄŸlamında Åžehrazat ile özdeÅŸleÅŸtirir. Onun için hükümdar ölümün ta kendisidir; Proust da ölüme meydan okuyan Åžehrazat. Binbir Gece Masalları'nın etkili olduÄŸu bir baÅŸka alan ise çizgi filmler ve soap operalar. Tıpkı masallarda olduÄŸu gibi çizgi filmlerde ve soap operalarda da ölüm ortadan kaldırılmıştır. Son yoktur. Her ÅŸey bir çember biçiminde hareket eder. AÄŸzında dinamit lokumları patlayan Tom 5 saniye sonra yine eski Tom'dur. Jerry kafasına düşen bowling topunun ağırlığı ile ezilip yamyassı olduktan sonra kalkıp eskisi gibi koÅŸmaya devam eder. Soap operalarda çocuklar doÄŸar, büyür, evlenir. Hiçbir zaman kötü bir olay olmaz. Godot'yu Beklerken'deki kadar olmasa da garip bir durgunluk içindedir zaman. Ölüm diye bir ÅŸey yoktur tıpkı çizgi filmlerdeki gibi. Åžehrazat masal anlatarak hayatta kalmayı baÅŸarır. Romantik yazarlardan Georgette Heyer'e gelen iki hayran mektubunda buna benzer olayların gerçek yaÅŸamda da var olduÄŸunu görüyoruz. ÖrneÄŸin çok ciddi bir ameliyata girecek hasta bir adam, ameliyat öncesi Heyer'in mizahi kitaplarından birini okurken çok gülmüş, morali düzelmiÅŸ ve ölümüne korktuÄŸu ameliyata güle güle gitmiÅŸ. Polonyalı bir kadın ise yazdığı mektupta, 2.Dünya Savaşı sırasında Nazilerin ellerinde mahkum yaÅŸadıkları hapishanede, diÄŸer esirlerin morallerini, ezbere bildiÄŸi bir Heyer romanını anlatarak nasıl yüksek tutmayı baÅŸardığından söz ediyor. 1994'te Saraybosna'da savaşın sürdüğü günlerde ise bir grup Amsterdamlı tiyatrocu Avrupa'nın çeÅŸitli yazarlarından derledikleri öyküleri her Cuma, Saraybosnalılara okudular. Bu, belki hayat kurtarmaya yaramadı ama öykü anlatmanın yok oluÅŸa baÅŸkaldırması, kurgusal yaÅŸamın gerçek ölüme meydan okumasını göstermesi açısından güzel bir örnek oluÅŸturdu.Nilay ERDOÄžAN 22 Mart 2000, ÇarÅŸamba Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!