Şehitlere Türkçe dua

Güncelleme Tarihi:

Şehitlere Türkçe dua
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 1998 00:00

Haberin Devamı

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlhan Kılıç, Hava Şehitleri'ni Anma Günü için düzenlenen törende Türkçe dua okuttu. Bakara, Ali İmran, İhlas ve Fatiha sureleri önce Arapça, sonra da Prof. Şerafettin Gölcük tarafından Türkçe'ye çevrilerek okundu. Orgeneral Kılıç, ‘‘Gençlerimiz anlamıyordu. Türkçe duayla hepimiz anladık’’ dedi.

Hava Şehitlerini Anma Günü nedeniyle Cebeci Askeri Şehitliği'nde düzenlenen törende, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlhan Kılıç, Türkçe dua okuttu.

Her yıl 15 Mayıs'ta düzenlenen Hava Şehitlerini Anma Günü'ne, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlhan Kılıç, diğer subaylar, şehit aileleri ve Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende, şehitlerimizi yücelten konuşmalar yapıldıktan sonra, sıra şehitlerimizin ruhlarına dua okunmasına geldi.

İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Doktor Fatih Çolak, Bakara, Ali İmran, İhlas ve Fatiha surelerini, Kuran-ı Kerim'de yazdığı gibi, Arapça olarak okudu. Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Prof. Dr. Şerafettin Gölcük de, duaların Arapça okunmasından hemen sonra, aynı duaları Türkçe olarak okudu.

Tören sonrasında şehit mezarlarına gül koyan Orgeneral Kılıç, muhabirimizin, ‘‘Komutanım, duanın Türkçe okunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ sorusuna, ‘‘Türkçe duayı hepimiz anladık. Gençlerimiz, anlamıyordu. Dolayısıyla okunan duanın manasını, koca Profesör bize tercüme etti, değerlendirdi. Daha iyi anladık’’ yanıtını verdi.

ŞEHİT ANASININ FERYADI

Kayseri Kartal Hava Şehitliği'ndeki törende, 4 yıl önce Muş'ta vatani görevini yaparken şehit düşen er İdris Açıkgöz'ün annesi Ayşe Açıkgöz, Garnizon Komutanı Tümgeneral Seymen'in yanına yaklaşarak, ‘‘Şemdin Sakık'ı ve diğer terör suçlularını asın. Şehitlerimiz burada yatarken, Sakık'ın televizyonda görünmesine tahammül edemiyoruz. Ciğerimiz parçalanıyor. Teröristleri tedavi edip, yaşatıyorsunuz’’ dedi.

Tümgeneral Seymen de, ‘‘Bunları bana değil, devlete söylüyorsun değil mi?’’ diye yanıt vererek teselli etti. Hava Şehitleri, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Çanakkale, Kayseri, Diyarbakır, Antalya ve Afyon'da törenlerle anıldı.

GENERALLERİN DUASI

Hava şehitleri Diyarbakır'da düzenlenen törenlerle de anıldı. Kentteki ilköğretim okullarının izci grupları, şehitlerin mezarlarını kırmızı karanfillerle donatırken, törene katılan 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt, 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Yaşar Müjdeci, İl Valisi Nafiz Kayalı, Jandarma Asayiş Bölge Komutanı Korgeneral Çetin Doğan, hep birlikte dua etti. Paşalar, törene katılan şehit yakınlarını da teselli ederek, ‘‘Bu vatan için şehit olmak büyük bir mevkiidir. Onlar ebediyen kalplerimizde yaşıyor’’ dediler.

HASAN TAHSİN ANILDI

Kurtuluş Savaşı'nda İzmir'i işgal eden Yunanlılar'a ilk kurşunu sıkan gazeteci Hasan Tahsin, şehit edilişinin 79. yıldönümünde, İlk Kurşun Anıtı önünde törenle anıldı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yayınladığı mesajda Hasan Tahsin'i, ‘‘Eylemiyle bağımsızlık ateşini yakan bir kıvılcım’’ diye tanımladı. Konak Meydanı'ndaki İlk Kurşun Anıtı'nda düzenlenen törende, İzmir Valisi Erol Çakır, Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Orhan Köse, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erol Akıncılar, 9 Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi İdiman ve Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı İbralim Karaca, anıta çelenk koydu. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erol Akıncılar, ‘‘Asıl adı Osman Nevres olan Hasan Tahsin, Türk gazetecisinin, kaleminin yetmediği yerde silahına sarılması gerektiği gerçeğini gösterdi’’ dedi. Türk basınının Atatürk devrimine, Cumhuriyet ilkelerine yürekten bağlı olduğunu, özgürlüğü için geçmiş dönemlerde büyük mücadeleler verdiğini belirten Akıncılar, ‘‘Bugünlerde de basın mensupları olarak basın özgürlüğümüz için mücadele veriyoruz’’ diye konuştu.

Prof. Gölcük okuttu

Şehitlikte, Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Prof. Dr. Şerafettin Gölcük tarafından okutulan Türkçe dua, özetle şöyle:

‘‘Allah yolunda öldürülmüş olanlar için ‘ölüler' demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz iyice anlamazsınız. Andolsun, eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah'ın yargılaması ve esirgemesi onların toplayacakları (bütün) şeylerden (dünyalıklardan) elbet daha hayırlıdır. Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma, bilakis onlar Rableri katında diridirler. (Öyle ki Allah'ın) lütfü inayetinden kendilerine verdiği (şehidlik mertebesi) ile hepsi de şad olarak (cennet nimetleriyle) rızıklanırlar. Arkalarından henüz onlara katılamayan (şehid dindaş)lar (ı) hakkında da: Onlara hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir, diye müjde vermek isterler. Onun için o küfredenlerle (muharebede) karşılaştığınız vakit boyunlarını vurun. Nihayet onları mecalsiz bir hale getirdiğiniz zaman artık bağı sıkı tutun. (Ondan) sonra ise ya iyilik (yapın), yahud fidye (alın). Yeter ki harb (erbabı) ağırlıklarını bıraksın. (Emir böyledir. Eğer Allah dileseydi onlardan (muharebesiz olarak da) elbet intikam alırdı. Fakat (muharebeyi emr etmesi) sizi birbirinizle imtihan etmesi içindir. Allah yolunda öldürülenlerin amel (ve hizmet)lerini asla boşa çıkarmaz. O, onlara muvaffakiyet verir, hallerini iyileştirir; onları, kendilerine tanıttığı cennete sokar. Niçin ağlıyorsun; o kaldırılıncaya kadar melekler onu kanatlarıyla gölgelendirmekte devam etmişlerdir, buyurmuştur. Bedir'de müşrik ordusu yaklaştığı zaman Hz. Peygamber'in müslümanlara emri: Genişliği, gökler ve yer kadar olan cennete girmek üzere harekete geçiniz! şeklinde olmuş ve bu emirden heyecanlanarak ‘Allah, Allah!' diye bağıran Umeyr bin el-Human'a da heyecanındaki samimiyeti takdir ederek: O halde sen de cennet ehlindensin müjdesini vermişti. Diğer bir hadislerinde Peygamberimiz: Hiç kimse cennete girdikten sonra, yeryüzünde sahip olacağı bir takım şeyler bulunsa bile, dünyaya tekrar dönmek istemez; ancak şehid bundan müstesnadır. Çünkü o, görmekte bulunduğu kerametten dolayı tekrar tekrar dünyaya dönmeyi ve 10 kere öldürülmeyi temenni eder, buyurmuşlardı ve bizzat kendileri için; Nefsim yed-i kudretinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, ben Allah yolunda öldürülmeyi, sonra diriltilmeyi, sonra öldürülmeyi, sonra diriltilmeyi, sonra öldürülmeyi, sonra diriltilmeyi, tekrar öldürülmeyi ne kadar isterdim! demek suretiyle şehidliğe duydukları imrenmeyi ifade etmişlerdi. Şehidliğin ne olduğunu açıklayan iki hadis-i şerif de şöyledir: Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda (şehidin vücudunda) açılan her bir yara, kıyamet gününde, yeni açıldığı andaki şekli üzere gelecektir: rengi kan rengi, fakat kokusu misk kokusudur. Şehidin Allah katında 6 hasleti vardır: Vurulup da birden kanı boşandığı zaman günahları affolunur. Cennette kendisine ayrılan yeri görür. Kabir azabından kurtulur. Haşr korkusundan emin olur ve iman ziynetine bürünür. Hur-ı ıyn (cennez kızı) ile evlendirilir. Akrabasından 70 kişiye şefaat olunur.

Allah şüphesiz, Allah yolunda savaşıp öldürülen ve öldürülen mü'minlerin canlarını ve mallarını -Tevrat, İncil ve Kur'an'da söz verilmiş bir hak olarak-cennet mukabilinde satın almıştır. Verdiği sözü Allah'dan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse yaptığınız bu alışverişe sevinin. Bu böyle bir başarıdır.’’

Ruhları şad olsun

Hava Şehitlerini Anma Günü'nde dualar önce, İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. Fatih Çolak tarafından Arapça okundu. Ancak Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şerafettin Gölcük duaların anlamlarının anlaşılması için Türkçe tercüme yaptı. Uçağının düşmesi nedeniyle hayatını kaybeden Jandarma eski Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in mezarı da, Hava Şehitleri'nin Anma Günü'nde ziyaret edildi. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlhan Kılıç ve diğer komutanlar dua etti ve Bitlis'in mezarına çiçek koydular.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!