Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2002 01:47
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM), subay olan nişanlısı çatışmada şehit düşen kadının üzüntü duyacağını, hatta evlenme şansının biraz azalacağını kabul ederken, ‘‘çekirdek aile’’ kapsamında olmadığı gerekçesiyle kendisine Milli Savunma Bakanlığı'nca manevi tazminat ödenemeyeceğini bildirdi.
Davacının nişanlısı Piyade Teğmen, 66'ncı Zırhlı Tugay 1. İçgüvenlik Taburu'nda görevli iken 12.11.1996'da Şırnak'ın Cizre İlçesi Akçay Köyü Gelhuk Tepe civarında yapılan bir içgüvenlik harekátı sırasında çıkan çatışmada şehit oldu. Şehit teğmenin nişanlısı da avukatı aracılığıyla 2 Mart 1998'de MSB'ye başvurarak, nişanlısının ölümü üzerine ‘‘büyük acı duyduğunu ve ve ömür boyu duymaya devam edeceğini’’ belirterek bunun bir ölçüde de olsa giderilmesini talep etti. MSB yasal süresi içerisinde bu dilekçeye cevap vermeyince konu AYİM gündemine taşındı. Ölenle fiili yakınlığı bulunan aile fertlerine duydukları ve ileride duyacakları acı ve ıstıraba karşılık olarak manevi tazminat miktarının saptandığı ifade edilen AYİM 2. Dairesi'nin kararında, ‘‘Davacı ile müteveffanın nişanlanmaları sonucunda aile tesisine yönelik bir adım atıldığı, ancak evlilik akdinin gerçekleşmediğine’’ işaret edildi. Talebin ret gerekçesi ise şöyle açıklandı:
ÇEKİRDEKTEN DEĞİLMİŞ
‘‘Davacı nişanlının müteveffanın yakınlarından sayılacağı, nişanlısının ölümü nedeniyle üzüntü duyacağı ve evlenme şansının bir miktar azalacağı Kurulumuzca kabul edilmiştir. Ancak söz konusu davada evlilik akdi tesis edilmediğinden ‘çekirdek aile' kurulmamıştır. Manevi tazminat ise ‘çekirdek aile'yi teşkil eden aile fertleri (anne, baba, eş, çocuklar ve kardeşler) için takdir edildiğinden (kaldı ki böyle bir ölüm olayında acı ve ısdırap duyacağından kuşku bulunmayacak, büyük baba, büyükanne, amca, dayı gibi yakın akrabalar dahi çekirdek aile kavramı dışında bırakılmıştır) ve nişanlı ‘çekirdek aile' içinde bulunmadığından davacı nişanlıya manevi tazminat takdir edilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.’’
Karşıoy: Bir miktar ödenmeli
DAİRENİN 3 üyesinin aldığı bu karara 2 üye katılmadı ve karşıoy kullandı. Karşıoyda, şöyle denildi: ‘‘Tüm örf ve adetler gereğince kendi muhitinde müteveffa ile nişanlı olarak bilinen davacıya nişanlısının ölümü nedeniyle büyük yeise düşeceği ve hatta ileride evlenme şansının azalacağı endişesini duyacağı nazara alınarak ölüm anında duyduğu ve ölümü müteakip duyacağı acı ve ızdırabını kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla uygun miktarda manevi tazminat verilmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan çoğunluk görüşüne katılamadık.’’