Güncelleme Tarihi:
Evinin salonunda oğlu için bir köşe hazırlayan İlhan, her sabaha bu köşeye gelip oğluna “günaydın” diyerek başlıyor. Tüm acısına karşın “vatan, millet, bayrak” sağ olsun diyen anne İlhan, anne yüreğindeki acıyı, “Annelik anlatılamayacak kadar yüce bir duygu. Ama acısı da o kadar büyük” sözleriyle anlatıyor.
Anneler Günü'nün şehit anneleri için çok acı ve yoğun geçtiğini ifade eden İlhan, kendileri için özel günlerin diğer günlerden daha da zor geçtiğini belirterek, “Çünkü yavrum bana gelip elimi öpemiyor. Ben ona gidip taşını toprağını öpüyorum. 'Yavrum senin evine geldim, sen bana gelemediğin için ben sana geldim' deyip mezar taşını öpüyorum gidiyorum” diye konuştu.
“DÜNYANIN EN MUTLU ANNESİYDİM...”
Oğlu şehit olmadan önceki Anneler Günü'nün nasıl geçtiğini gözlerinin içi parlayarak anlatan İlhan, kızıyla oğlunun kendisine sürpriz yapmak için çok çaba sarf ettiklerini belirtti. İlhan, o günlere dair anılarını şu sözlerle anlattı:
“Sabah kalktığımda iki kardeş bana sürpriz yapmak için ne yapacaklarını şaşırırlardı. Harçlıklarından arttırdıkları ufacık bir şeyle bana hediye almaya çalışırlardı. Gelip öpücüklerle beni uyandırırlardı. Ben de tabii dünyanın en mutlu annesiydim. O kadar acı ki şimdi bayramlar, anneler, babalar günü. Özel günlerin artık bizim için bir anlamı yok. Çok acı ve yoğun geçiyor. Daha çok dokunuyor insana. Dışarda annesine, babasına sarılmış oğlum gibi bir delikanlıyı gördüğüm zaman gerçekten yüreğim aşırı derecede burkuluyor. Çok büyük bir acı. Daha açmayan bir gonca güldü benim yavrum. Ama bu vatan için gitti ve şehit düştü. Bayrağa sarıp getirdiler. Al bu senin yavrun dediler.”
Şehit olmadan bir gece önce oğlunun hem kendisini hem de teyzelerini tek tek arayarak helallik istediğini kaydeden İlhan, oğlunun askerliği boyunca tuttuğu notları da sakladığını belirtti.
Oğlunun şehit olmadan önce en son yazdığı “Yaşadım, yaşıyorum hep yaşayacağım. Herkes ölür ama herkes yaşayamaz” satırlarını gözyaşlarıyla okuyan İlhan, oğlunu bir saniye bile unutmadığını ifade etti.
Her yemekte masaya oğlu için bir tabak koyduğunu, onun sevdiği yemekleri pişiremediğini ve her gece oğlunun montunu kokladıktan sonra uyuduğunu anlatan İlhan, “Bir şehit annesinin babasının günleri çok acı geçiyor. Artık yaşamayı bilmiyoruz ama geride kalan bir çocuğum için yaşamaya çalışıyorum. Uzun süre tedaviler gördüm, ölümden döndüm çünkü yavrum gittikten sonra 'ben de öleyim' dedim. Bütün isteklerim, hayallerim, umutlarım sanki her şeyim yavrumla birlikte gitti” diye konuştu.
“HATIRIMIZI SORMUYORLAR”
Şehit annesi Feyhan İlhan, yetkililere olan sitemini de dile getirdi. “Devlet büyüklerinden de bir ricamız var. Biraz daha duyarlı olsunlar, bizim yanımızda olsunlar” diyen İlhan, “Hiçbiri kapımızı çalmıyorlar, hatırımızı sormuyorlar. 'Bir acısı mı var? Paylaşalım. Anneler Günü'nü kutlayalım' demiyorlar” diye konuştu.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendilerine çok yardımcı olduğunu anlatan İlhan, “Bu bayrağımız dalgalanıyorsa, insanlar evlerinde rahat, huzurlu yaşıyorlarsa bunu Türk Silahlı Kuvvetlerine, şehitlere, şehit ailelerine borçlular” dedi.