Şehir eşkıyaları sağlıkçıları meslekten soğuttu

İSTANBUL’da 112 Acil Sağlık ekibi, alkollü olduğu iddia edilen bir kadına müdahale için 9 Ağustos gecesi, Esenyurt’taki akaryakıt istasyonuna gitti. İstasyon çalışanlarından biri sağlık personeline, bağırdığı iddia edilen kadına sakinleştirici yapılıp bir an önce istasyondan götürmeleri gerektiğini söyleyerek tepki gösterdi. Sağlık ekibi, alkollü kişiye müdahalenin bu şekilde yapılamayacağını söylediği sırada istasyon çalışanları M.G. ile D.D. ambulans şoförü Bülent Bal’a saldırdı. 112 ekibinin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, M.G. ile D.D.’yi gözaltına aldı. 2 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi.

‘BENİ ORADA ÖLDÜRECEKLERİNİ DÜŞÜNDÜM’

Ambulans şoförü Bülent Bal yaşadıklarını şöyle anlattı: “Şu anda yakalanan pompacı istasyon görevlisi bize yönelerek ‘Bu hasta bağırdığı için insanları rahatsız ediyor. Bu kişiye sakinleştirici vurun, alın götürün’ tarzında tepki gösterdi. Biz de sakinleştirici yapamayacağımızı söyledik. Küfürlü bir şekilde ‘Sakinleştirici yapamayacaksanız niye geldiniz?’ şeklinde sözler sarf etti. O sırada etrafımda insanlar toplandı. Onlarla diyalog halindeyken arkamdan bir kişi motosikletle bana vurdu ve ayağımdan yaralandım. 2-3 kez motosikletle vurdu, orada boğuştum. Bulunduğum alan sıkışık olduğu için hızlı bir şekilde geniş alana doğru kaçmaya başladım. Ancak şunu hesaplayamadım, oradaki insanlar da kendi adamlarıydı ve beni top gibi aralarında evirdiler çevirdiler, dayak yedim. O esnada yapabileceğim şey şuydu: Ekip arkadaşlarım kadın olduğu için onları sağlama alıp araca kilitlemek. Beni orada öldüreceklerini düşündüm. Ayağımın üzerine basamıyorum. Kollarımda morarmalar var, çenemde kayma var ve 3 tane dişim kırık. 3 gündür pipetle su içmeye çalışıyorum, yemeğin ne olduğunu bilmiyorum. Ağrı kesicilerle, iğneyle ayakta durmaya çalışıyorum. Çünkü 3 gündür uyumayı unuttum, uyusam da korkuyla kalkıyorum. Ölmediğime şükrediyorum. Beni orada bıçaklayabilirlerdi, silah çekebilirlerdi ya da başka bir şey yapabilirlerdi. Şükrediyorum olayın bununla kaldığına.

‘BU OLAY İLK DEĞİL SON DA OLMAYACAK’ 

Ambulansa bu saatten sonra binebileceğimi sanmıyorum. Belki de 112’den tayinimi aldıracağım ya da emekli olup gideceğim. Bu olay ilk olmadı son da olmayacak. Biz sağlıkçıyız, neyle karşılaşacağımız belli değil. Hele hele madde bağımlılarına, trafik kazalarına ve alkollü şahıslara gittiğimizde bizden önce asayiş ekiplerinin orada olmasını istiyoruz.”

‘HEKİMLİĞE DEVAM ETMEYECEĞİM’

MUĞLA’nın Bodrum ilçesindeki aile sağlığı merkezinde çalışan Dr. Mustafa Hürkal Tezvar (63), hasta yakınları Engin Seymen ve kız kardeşi Ö.S.A. ile aralarında çıkan arbedede kalp krizi geçirdi. Hastanedeki tedavisinin ardından 14 gün sonra taburcu edilen Dr. Tezvar, 40 yıllık meslek hayatı boyunca hiçbir zaman böyle bir şey yaşamadığını belirterek özetle şöyle konuştu: “Koridorda sorumlu olmadığım misafir hastanın ateşli olduğu söylendi. Hasta yakınlarına ‘Herhangi bir ilaç kullandınız mı?’ diye sordum. ‘Evet, kullandık’ dediler. Eve gidip istirahat etmelerinin daha doğru olacağını söyledim. Ancak tatmin olmadılar, o sırada içeride randevulu hastam bekliyordu. Israrcı olan hanımefendiye, hemşire hanımdan daha detaylı bilgi alabileceğini söyledim.

‘VURACAKKEN HASTAM MÜDAHALE ETTİ’

O sırada erkek olan hışımla içeri daldı. İçeri dalmadan önce de telefonu göstererek, ‘Sağlık eski bakanını sen mi arayacaksın, ben mi arayayım?’ dedi. Erkek olan kolumdan tutup beni dışarı sürüklemeye çalışıp ‘Bakacaksın ulan’ dedi. Elini kaldırıp vurmaya çalışırken, hastam ona müdahale edip tuttu. Bu sefer kadın olan benim boğazıma doğru sarıldı. O sırada bilincimi kaybettim. Hiçbir zaman böyle bir şey yaşamadım. Genelde tartışmaya eğilimli bir yapım yok. Hasta yakınlarıyla empati kurmaya yönelik bir yapım vardır. Dolayısıyla da bu tarz bir olay hatırlamıyorum. Hekimliğe devam etmeyip emekli olacağım.”