Şehidin ailesine ikinci şok

Güncelleme Tarihi:

Şehidin ailesine ikinci şok
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2009 12:44

ELAZIĞ'da 8 Eylül 2008’de teröristlerce şehit ettiği açıklanıp, törenle toprağa verilen Şanlıurfalı Jandarma Er 21 yaşındaki Ali Yüksel’in ailesi, 5 ay sonra askeri savcılık tarafından gönderilen, oğullarının askerden kaçmak için intihar ettiği, kendini çürüğe çıkarmak için yaraladığı raporu ile ikinci kez yıkıldı.

HABERİ BÖYLE ALDILAR

Savcılık raporunda, intiharda kullanılan mermilerle oluşan 20 liralık hazine zararının karşılanmasının gerekip gerekmeyeceğine dair kararın Elazığ İl Jandarma Komutanlığı’nca verilmesi istendi.

Elazığ İl Jandarma Komutanlığı Komando Taburu’nda vatani görevini yapan Jandarma Er Ali Yüksel’in, 8 Eylül 2008’de Elazığ’ın Karakoçan İlçesi Çan Köyü Kızıltaş Tepe bölgesinde göreve giderken teröristlerin açtığı ateş sonucu ağır yaralandığı ve hastanede kurtarılamayarak şehit düştüğü haberi geldi. Şanlıurfa İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli Yarbay Metin Şimşek başkanlığındaki askeri bir heyet, Vergili Köyü’ne giderek oğullarının şehit olduğu haberini Yüksel Ailesi’ne verdi. Bu haberle yıkılan ve sinir krizi geçiren şehidin yakınlarına, askeri heyet ile birlikte köye gelen sağlık görevlileri müdahale etti. Evlerinin çatısına Türk Bayrağı asan aile fertleri, Yüksel’in şehit olduğu haberi gelmeden bir gün önce kendilerini telefonla arayıp, operasyona çıkacaklarını belirterek, helallik istediğini söyledi.
Ali Yüksel’in cenazesi, Elazığ Askeri Hastanesi’nde 8’inci Kolordu Komutanı Korgeneral Eyüp Kaptan’ın katıldığı resmi törenin ardından ambulansla Şanlıurfa’ya gönderildi. Şanlıurfa’da 9 Eylül 2008’de Yusuf Paşa Camii’nde cenaze töreni yapıldı. Vali Yusuf Yavaşcan, 20’nci Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Taci Kurul, Şanlıurfa İl Jandarma Komutanı Albay Şükrü Cumhur ve 3 bine yakın kişinin katıldığı törenin ardından, şehidin tabutu, PKK aleyhine atılan sloganlar eşliğinde bir süre omuzlarda taşınıp, ardından götürüldüğü Kubacık Köyü’nde toprağa verildi.

‘ŞEHİT OLMADI, İNTİHAR ETTİ’

Çiftçilik yapan Yüksel Ailesi, geçen 2 Şubat’ta kendilerine ulaşan Askeri Savcılık raporuyla şoke oldu. 8’nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, Ali Yüksel’in ölümüyle ilgili başlatılan adli soruşturmaya ait rapora göre, daha önce ‘şehit oldu’ denilen askerin intihar ettiği belirtildi. Soruşturma kapsamında Yüksel’in olay günü birlikte olduğu asker arkadaşlarının ifadelerinde, üs bölgesinde arkadaşlarına tuvalete gittiğini söylediği, silah sesleri üzerine bölgede yapılan aramada Yüksel’in yaralı bulunduğu kaydedildi. Yüksel’in otopsisinde yasak olmasına rağmen kışla içerisinde kullanıldığı saptanan cep telefonunun üzerinde bulunduğu, olay yeri inceleme timinin yaptığı incelemede askerin yaralı bulunduğu alanda 20 boş kovan ele geçtiği, balistik incelemede bu kovanların Yüksel’e ait tüfekten atıldığının belirlendiğine ifade edildi.

Soruşturma raporunda kullanılan mermiler karşılığı kayıtlara 20 TL olarak geçen hazine zararının karşılanmasının gerekip gerekmeyeceğinin takdiri için Elazığ İl Jandarma Komutanlığı’na müzekkere yazılmasına karar verildiği de kaydedildi.

ANNE KALP KRİZİ GEÇİRDİ

Savcılık soruşturması anne 54 yaşındaki Fatma Yüksel’den önce gizlendi. Yaklaşık 10 gün sonra haberdar olan anne Yüksel, kalp krizi geçirdi. Acıları tazelenen ve oğullarının mezarında dua ettikten sonra evlerinde şehit cenazesinde kendisine verilen Türk Bayrağı, devlet büyüklerinin gönderdiği taziye mesajları ve oğlunun fotoğrafı ile gazetecilere konuşan 59 yaşındaki baba Hüseyin Yüksel, oğlunun intihar haberine inanmadığını belirterek, “Bize komutanlar gelip ‘oğlun şehit oldu’ dediler. Biz de, ‘Vatan sağolsun’ dedik ve acımızı yüreğimize koyup şehidimizi defnettik. Şimdi intihar ettiğini söylüyorlar. Ben buna inanmıyorum. Çünkü oğlumun maddi manevi hiçbir sorunu yoktu. Devletimizin adaletine sığınıyorum” dedi.

Türkçe konuşamayan, kalp krizi sonrası anjiyo olan ve yakınlarının yardımıyla ayakta durabilen anne Fatma Yüksel ise, ikinci kez yaşadığı acının kendisini yıktığını belirterek, gözyaşı döktü.

28 yaşındaki ağabey Abit Yüksel ise, olayın şokunu atamadıklarını vurgulayarak, “Kardeşimi birliğine ben götürüp elimle teslim ettim. Yaklaşık bir ay sonra komutanlar gelip babama, kardeşimin teröristlerin açtığı taciz ateşi sonucu şehit olduğunu söylediler. Askeri tören ile kardeşimi defnettik. Bu vatan için gerekirse hepimiz seve seve şehit oluruz. Ama şimdi bize kalkıp kardeşimin intihar ettiğini söylüyorlar. İntihar sözcüğü anneme kalp krizi geçirtti. Bizler de hala şoktayız. Ne diyeceğimizi bilemiyorum. Ama bu işin peşini bırakmayacağım” diye konuştu.

Yüksel Ailesi, çocuklarının köydeki mezarının yaptırılması için askeri makamlara yaptığı başvuruda, toprağın çökmesi için 6 ay geçmesinin beklenmesi yanıtıyla mezar taşı yapımını beklerken, Mehmetçik Vakfı da, anne ve babanın banka hesaplarına 23 Şubat’ta 10 bin 850’şer TL yatırmıştı.

345 bin lira tazminat talebi

YÜKSEL ailesinin avukatlığını üstlenen Hikmet Delebe ile Necati Çevirci de, ilk etapta İçişleri ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan ‘Destekten yoksun kalma ve manevi tazminat’ olarak 345 bin lira istedi. İlgili bakanlıklara ihtarname gönderen avukatlar, Ali Yüksel’in anne ve babası için 35’er bin, 11 kardeşi için 25’şer bin TL tazminat talebinde bulunduklarını bildirip, şunları söyledi:

“Ali Yüksel’in şehit olduğu haberinin ulaşmasının ardından aile yıkılıyor. Şehit için düzenlenen törenin ardından aile çocuklarına ait acıyı yüreklerine gömerek sabrediyor. Ancak, beş ay sonra askeri savcılık tarafından aileye yapılan tebligatta çocuklarının askerden kaçmak veya muaf tutulmak için kendii vurduğu söyleniyor. Bunun üzerine aile ikinci kez yıkılıyor. Çocuklarının intiharına inanmayan aile bize başvurdu. Biz de askeri savcılığın soruşturmasına yasal süre içerisinde itiraz ettik. Bunun dışında ailenin iki kez mağdur edilmesinden dolayı İçişleri ve Milli Savunma Bakanlıklarına, idari yolların tüketilmesi anlamında birer ihtar dilekçesi gönderdik ve uğranan maddi manevi tazminatın karşılanmasını talep ettik. Bakanlıklar, 60 günlük yasal süre içerisinde eğer bu talebe olumlu yanıt vermezse, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve diğer yargı organları nezdinde ailenin haklarını korumak adına dava açacağız. Gerekirse dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımayı düşünüyoruz.”

Avukatlar, Ali Yüksel’in otopsi raporunda ölüme yol açan mermilerin hangi silahtan ateşlendiğine dair somut bulgu bulunmadığını, askeri savcılık soruşturmasında hazine zararının karşılanmasının yolunun açılmasının da aileyi yıktığını kaydetti.

Çürüğü ayrılmak için kindisini yaraladı

YAPILAN otopside, sol meme başından 8 santim yukarıda 1x05 santim ebadında bitişik ya da bitişiğe yakın atışa ait girişin bulunduğu ve sol omuz arka kısmında çıkış deliği olduğunun saptandığı belirtilen soruşturma raporunda şu ifadelere yer verildi:
“Olay yeri incelemesi, tanıkların çevrede üs bölgesine ateş edildiğine dair herhangi bir görgülerinin olmaması, ateş edilmesi sonrası herhangi bir olağan dışılığa rastlanılmaması, bölgede başka şahıs ya da şahısların dolaştığına ya da kaçtığına ilişkin hiçbir emarenin bulunmaması, yaralanması sonrasında müdahale eden tanıkların Ali Yüksel’in kılık kıyafetinde herhangi bir düzensizliğinin bulunmaması, tespit edilebilen boş kovanların tamamının yaralanmanın gerçekleştiği bölgede bulunması, yaralanmanın bitişik atışla, ölümün de bu yaralanmaya bağlı gerçekleştiği tespit edilen, boş kovanların tamamının Ali Yüksel’e ait silahtan atılmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde Ali Yüksel’in mevziden ayrılarak dere yatağına doğru uzaklaştığı, orada askerliğe elverişsiz hale gelmek maksadıyla taşıdığı silahı kullanarak kendisini sol memesinin üst kısmından bitişik atışla yaraladığı, bu durumu gizlemek için de kendisini yaralamasından önce ya da sonra iki üç el ateş ettiği, yaralanması sonrasında da seri atımda ateş ettiği, ancak yaralanması nedeniyle vefat ettiği, yaralanmasında ve bu sebeple ölmesinde kendi iradi hareketlerinden başka bir etkenin rol oynamadığı kanaati edinilmiş ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!