Seferberlik şart

Güncelleme Tarihi:

Seferberlik şart
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2002 15:21

Ulusal Deprem Konseyi'nin raporu açıklandı. Raporda İstanbul için özel önlemler ve siyaset üstü bir seferberliğin başlatılması istendi.
 Özel Dosya: İstanbul depreme hazır mı?

Haberin Devamı

Ulusal Deprem Konseyi tarafından hazırlanan ‘Deprem Zararlarını Azaltma Ulusal Stratejisi’ raporu bugün Konsey başkanı Prof. Dr. Tuğrul Tankut tarafından bir basın toplantısıyla açıklandı.

Yapıların Deprem Güvenliği,  Yerleşim Yerlerinin Deprem Güvenliği,  Kullanılabilecek Parasal Kaynaklar, Eğitim ve Örgütlenme, Yasal Düzenlemeler, Bilimsel Araştırmalar bölümlerinden oluşan rapor ayrıntılı uygulama önerileri içermiyor. Raporda depremden önce yapılması gereken çalışmalar ve sorunlar ele alınarak çözüm önerileri ilke düzeyinde tanımlanıyor.

KONSEY'DE HUZURSUZLUK YOK
Raporu açıkladıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Tankut, bir gazetecinin, raporun hazırlık aşamasında, bazı üyelerin istifa ettiği ve ''bazı gerçeklerin saklandığı'' yolunda medyada yer alan iddiaları hatırlatması üzerine şunları söyledi:

''Bunların hepsi spekülasyon. Konsey içinde son derece uyumlu bir çalışma oldu. Hiçbir şekilde huzursuzluk söz konusu bile olmadı. Gayettabii tartışmalar oldu, görüş ayrılıkları oldu ama sonunda belli bir noktada uzlaşıp tüm konsey üyelerinin katılımıyla bir kolektif çalışmasonucunda bu rapor ortaya çıktı. Bazı bilgilerin gizlendiği gibi şeyler tamamen spekülasyon. Bu rapor öyle çarpıcı, gizlenmesi gereken şeyler getirmiyor.'' 

MHP'nin Konsey'e ilişkin yasa teklifinin, yeni bir Konsey tanımı getirdiğini ifade eden Prof. Dr. Tankut, ''Söz konusu yasa teklifinin sağlıklı olmadığı yolundaki görüşlerimizi bildirdik ilgililere ve sanıyorum başka birtakım tepkiler sonucunda da o yasa teklifi geri çekildi'' dedi.

Prof. Dr. Tankut, raporun kısa bir süre içinde yapılması gerekli görülen bir ''Uygulama Planı'' çalışmasına temel olmasını amaçladıklarını ifade ederek, ''Raporda, raporun ardından geniş kapsamlı bir proje çerçevesinde bir uygulama planı hazırlanmasını öngörüyoruz'' dedi.

İSTANBUL’DA YAPILMASI GEREKENLER

Haberin Devamı

Raporun “İstanbul'da Yapılması Gerekenler” başlıklı bölümünde şu görüşlere yer verildi:

 

 Türkiye'nin ekonomik birikim, tarihsel değerler ve üretici gücünün büyük bir bölümünün yer aldığı İstanbul'da günümüzde kaçınılmaz olduğu belirlenen şiddetli deprem tehlikesi karşısında çok özel önlemler ve hatta siyaset üstü bir seferberliğin gündemde tutulması zorunlu görülmelidir.  

 
İstanbul'da farklı kuruluş ve birimlerce yürütülen zemin araştırmalarının toplu olarak gözden geçirilip tamamlanmasının yanı sıra Büyükşehir Belediyesi ve Valilik yetkililerince ortaklaşa ve işbölümü ile yürütülecek iki ayrı çalışmanın gündeme alınması gereklidir.

Haberin Devamı

 

 Bunların birincisi geçmiş deprem hasarlarının bilimsel değerlendirilmesi, diğeri ise kentsel risk analizleridir.Bu çalışmaların bulgularına dayanılarak İstanbul Sakınım Ana Planı hazırlanırken, belirlenen yüksek riskli alanların birkaçında vakit geçirmeksizin pilot eylem planlaması uygulamalarına girişilmelidir.


 Belediye, kuracağı yerel bürolarla halkın yanında yer almalı, çok disiplinli ekiplerle kentsel dönüşüm ve iyileştirme projelerini yürütmelidir.

 

 Yalnızca İstanbul'da bir milyon kadar bina bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu büyük yapı stokundaki yapıların büyük bir bölümünün yeterli deprem güvenliği taşımadığı bilinmektedir. Zira bunların pek çoğu mühendislik hizmeti görmemiş, dolayısıyla deprem etkileri göz önünde tutulmadan tasarlanmış ve yapılmıştır.

 Zemin ve sismik özelliklere ilişkin olarak üç boyutlu bir yeraltı modelini, olası heyelan ve sıvılaşma bölgelerini” de gösteren haritalar ile su baskını, iklimsel istatistikler ve doğal tehlike verilerinin yer alacağı “Kentsel Doğal Tehlikeler Haritası” hazırlanmalı.

   

MEVCUT BİNALAR GÜVENLİ DEĞİL

   

 Ağır toprak damlı kerpiç binalar ile çamur harç ve yuvarlak taşlarla örülmüş duvarlardan oluşan binalar, deprem açısından çok tehlikeli.


 1975 öncesinde kapsamlı ve etkili bir deprem yönetmeliği bulunmadığından bundan sonraki dönemde ise varolan yeterli deprem yönetmeliği gerektiği gibi uygulanmadığından, mevcut binaların büyük çoğunluğu depreme karşı güvenli değildir.

 Türkiye'de yapıların deprem güvenliği yetersizliği sorunu, yetersiz bir denetim sistemi içinde kötü uygulamalarla yapılmış olan orta yükseklikte (4-8 kat arası) binalarda yoğunlaşmaktadır.

 Mevcut yapıların önce bir sistematik düzen içinde deprem güvenliği açısından değerlendirilmesi gerekli.

 Kamu yapıları, bir öncelik sıralaması içinde, örneğin okullar ve hastanelerden başlanarak, sahibi olan kamu kuruluşunun sorumluluğunda ele alınmalı, deprem güvenliği açısından değerlendirilmeli ve güçlendirilmelidir.

RAPOR EKSİKSİZ VE KUSURSUZ DEĞİL

''Raporun eksiksiz ve kusursuz olmadığını biliyoruz, böyle bir iddiamız yok'' diyen Prof. Dr. Tankut, raporda uzmanlık alanlarına girmeyen bazı konularda da fikir üretmek zorunda kaldıklarını söyledi. Prof. Dr. Tankut, ''Burası herşeyi bilen, her konuyu derinlemesine irdeleyip ortaya koyabilen bir kurul değil. Bu raporda eksiklikler, hatalar, kusurlar olabilir. Her konu yeterince derinlemesine incelenmemiş olabilir, bunu doğal karşılamak gerekir'' diye konuştu.

Konsey'in, Uygulama Planı'na geçmeden önce çok geniş katılımlı toplantılarla konuyla ilgili her kesimin görüşleri alınarak çalışmaların planlanmasını tasarladığını anlatan Prof. Dr. Tankut, ancak Uygulama Planı'nın Konsey tarafından yapılmasının söz konusu olmadığını söyledi. Prof. Dr. Tankut, söz konusu planın en kısa sürede yapılması gerektiğini belirterek, Konsey'in bu çalışmaya destek vereceğini kaydetti.

Prof. Dr. Tankut, ''Raporda hangi alanların eksik kaldığı'' yolundaki soru üzerine, yasal düzenlemelerin uzmanlık alanları olmadığı için yeterince somutlaştırılamadığını söyledi.

''Daha önce İstanbul'da 30 yıl içinde bir deprem olacağını söylediniz. Raporda 20 bilim adamı İstanbul'da deprem olasılığı konusunda bir görüş birliğine vardı mı?'' sorusuna ise Konsey üyesi Murat Balamir yanıt verdi.

''Böyle bir dönem içinde İstanbul'da böyle bir depremin olmaması konusunda hiç görüş yoktu'' diyen Balamir, İstanbul başta olmak üzere risk altında bulunan bütün yerleşmelerde acil olarak ''Sakınım Planı''adı verilen protokolün oluşturulması gerektiğini söyledi. Balamir, ayrıca pilot bölgelerde kentsel iyileştirme ve güçlendirme çalışmalarına acil olarak gidilmesi gerektiğini vurgulayarak, bunun altyapısı için raporda yeni mekanizmalar önerildiğini kaydetti.

Prof. Dr. Tankut, raporda uygulama planını kimin hazırlayacağı yolunda bir öneri yer alıp almadığının sorulması üzerine de bunun mevcut örgütlenmeler içinde rahatlıkla yapılabileceğini ancak bu konuda somut bir adres göstermediklerini ve bunun tercihini yetkililere bıraktıklarını bildirdi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!