Sedat'ın bu tedavilerden sonra yaşaması bile mucize

Güncelleme Tarihi:

Sedatın bu tedavilerden sonra yaşaması bile mucize
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2003 01:45

7 yıl önce ALS'ye yakalanan eski Fenerbahçeli futbolcu Sedat Balkanlı, hızla ilerleyen hastalığı durdurulama-yınca üfürükçülere sığındı. Kuyuya sarkıtıldı, buzlu sulara sokuldu, yatırlarda ve dağbaşlarında yatırıldı.

Eşi Şükran Balkanlı sayesinde üfürükçülerin elinden kurtuldu. Şimdi onun çabasıyla yaşıyor. Tecrübesini ALS Derneği'nde hasta yakınlarıyla paylaşan Şükran Balkanlı uyarıyor: ‘‘Şarlatanlardan uzak durun.’’

Hastalık başladığında Sedat Balkanlı henüz 31 yaşındaydı ve Fenerbahçe'nin yıldız futbolcularındandı. Kısa sürede konuşma ve hareket fonksiyonlarını yitirdi. ALS'ye yakalanmıştı. Sinir sistemini tahrip eden bu hastalık, dünyada dáhi bilim adamı Stephen Hawking ile duyuldu. Türkiye'de ‘‘Sedat'ın hastalığı’’ olarak anılmaya başladı. 7 yıldır ALS ile yaşıyor Sedat. Zihinsel fonksiyonlarında hiçbir sorun yok. Ama midesinden sondayla besleniyor, solunum makinesiyle nefes alıyor. Gözlerini kırpmak dışında hiçbir yerini oynatamıyor. Sedat kadar hastalığı dakika dakika yaşayan biri daha var: 2 oğlunun annesi, Şükran Balkanlı. Eşine ALS tanısı konduğunda henüz 29 yaşındaydı. 7 yıldır yorulmadan, bıkmadan ağır bir hastaya bakmak gerçekten de demir gibi sinir ve insanüstü çaba gerektiriyor. Şükran Balkanlı, ALS Derneği'nin de kurucularından ve hasta yakınlarına deneyimleriyle yardımcı olmaya çalışıyor.

Aynı semtin çocuklarıydılar. Sedat 3'üncü ligteki Gaziosmanpaşa'da futbol yeteneğiyle dikkatleri çekmiş ve yükseliyordu. 2 yıl flört ettikten sonra Şükran 21, Sedat 23 yaşındayden yaşamlarını birleştirdiler. Birer yıl arayla iki oğulları oldu. Mutluluk, Sedat'ın konuşmasının garipleşmeye başlamasıyla bozuldu. Doktor doktor dolaştılar, tanı konamadı. Kulüp doktorunun gönderdiği İstanbul Tıp Fakültesi'nde Nöroloji Kliniği'nden Prof. Dr. Halil Atilla İdrisoğlu, ‘‘ALS’’ dedi. İlk kez hastalığın adını duyuyorlardı. Tedavisi yoktu. Hastalık sırasında kullanılan tek ilaç vardı. Hastalığın olası seyrini öğrenmek diğer bir travma oldu. 2'şer kez ABD ve Almanya'daki hastanelere gittiler. Duymak istediklerini duyamadılar. ALS'nin dünyanın hiçbir yerinde ‘‘henüz’’ tedavisi yoktu.

Sedat'ın hastalık haberleri yayımlandıkça Türkiye'nin her yerinden büyücü, üfürükçü, otçu, falcı, Rusya'dan biyoenerjiciler ailenin kapısını aşındırmaya başladı. Sedat'ı iyileştirmeyi, ayağa kaldırmayı vaat ettiler. Çaresizlik, Balkanlı ailesine en olmadık şeyleri yaptırdı. Afyon, Yozgat, Kütahya, Eskişehir, Ankara, Konya'da yatırlarda gecelemelerden Sedat'ı buz gibi sularda yıkamaya kadar binbir şarlatanlık. ‘‘Denize düşen, yılana sarılır’’ misali kim ne dediyse denediler.

Böyle şartalanlara asla inanılmaması gerektiğini söyleyen Şükran Balkanlı, ‘‘Bunlar insanları en zayıf yerlerinden vuruyorlar. Yanlarında iyileştirdiklerini öne sürdükleri kişilerle geliyorlar ve çok emin konuşuyorlardı. Yaptıklarımızın hepsi fos, palavra çıktı. Sonra ne bıraktıkları telefonlar ne de adreslerden ulaşabiliyorduk. Yer yarılıp dibine giriyorlardı’’ diyor.

ÇOK İSYAN ETTİM AMA

Şükran Balkanlı, ‘‘Hayat devam ediyor. Her şeyi normal yaşıyoruz. Evde hasta var. Ama hastalık yok. Hastalıktan söz etmiyoruz. Sedat yaşamayı çok seviyor. Hiç isyankar olmadı. ‘Çocuklarım için yaşamak istiyorum' diyor. Çok mücadele ediyor. Bizim yaptığımız sadece ona destek vermek’’ diye konuşuyor. Bir yandan sevdiği adam günden güne yetilerini kaybederken, diğer yandan kendi gençliği geçerken hiç isyan etmedi mi Şükran Balkanlı?

‘‘Ettim. Çok isyan ettim. Kızdım, bağırdım. Zamanla her şey aşılıyor. Bunu yaşamak zorundayım. Hangimiz hayatı garanti ki? Hayatın ne kadar acımasız olabileceğini öğrendim. Kocamı seviyorum, oğullarımızı seviyorum. Hep ümitliyiz. Bir gün iyileşecek. Tıp çok ilerliyor. Kök hücre tedavileriyle ilgili gelişmeler umut veriyor. Çok şükür ki imkanlarımız hastamıza iyi bakmamıza yetiyor. İmkansızlıkla uğraşan, bir lokma ekmeğin getirilmesini bekleyen ALS hastaları var. Onlar için dernek olarak çalışıyoruz.’’

Şükran Balkanlı, eşinin moralini iyi, yaşama sevincini canlı tutmaya çalışıyor. Hareketsiz olsa bile onu sürekli yatakta yatırmıyor. Gündüzleri oturma odasında, televizyon koltuğunda oturtuyor. Gelen misafirlerle birlikte olmasına olanak tanıyor. Çünkü Sedat konuşamasa da her şeyi duyuyor ve anlıyor. Gözlerini açıp kapayarak kendini ifade ediyor.

ALS DERNEĞİNİ KURDULAR

ALS (amiyotrofik lateral skleroz) beyinden omuriliğe, oradan kaslara giderek hareketlerimizi düzenleyen motor sinirleri etkiliyor. Hastalıktan hayatta kalma süresi genellikle 3-5 yıl. Ancak 10 yıl ve çok daha uzun süre yaşayan hastalar da var. ALS hastalarına ve yakınlarına yardım amacıyla kurulan ALS-MNH Derneği'nin başkanlığını yine ALS hastası Trabzonsporlu eski futbolcu İsmail Gökçek yapıyor. Derneğin ücretsiz danışma hattı olan 0800 211 71 14'den bilgi alınabiliyor.

İyileşsin diye koyunları derisini yüzmeden gömdüler

Sedat’ı iyileştirmek için her şeye umuk gözüyle bakan Balkanlı ailesi, şarlatanların adeta oyuncağı oldu. Sedat'ın iyileşmesi için akla hayale gelmeyen işler yaptılar:

Afyon, Yozgat, Kütahya, Eskişehir, Ankara, Konya'da yatırlarda gecelendi.

Sedat'ı buz gibi sularla yıkadılar.

Yeşil bezle şifa dağıttığını öne süren Ankaralı Zöhre Ana'ya gittiler.

Dağlarda tarlafarelerinin cirit attığı yerlerde yatırdılar.

Sinir sistemini çalıştıracağını öne süren birinin getirdiği bitkiyi sürerek bütün vücudunun yanmasına ve hastaneye kaldırılmasına neden oldular.

Denize avuç avuç muska, ayakkabı, elbise attılar.

Tür tür ot yedirdiler.

Siyah koyunlar, horozlar kurban ettiler.

Koyunları derileri yüzülmeden toprağa gömdüler.

Sedat'ı omuzlarından tutarak kuyuya sarkıttılar.

Ağzına şifalı olduğu öne sürülen taşlar sürdüler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!