Güncelleme Tarihi:
Basın Müzesi’nde yapılan anma etkinliğinde, TGC Başkanı Turgay Olcayto bir konuşma yaptı. Olcayto, konuşmasında, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklu olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
"Sedat Simavi bizim için çok özel, çünkü bugüne de atıf yapan bir ustamız. Zaman zaman Türkiye’de basın üzerinde gelişmeleri gördüğümüzde, onun ’Kalemine efendi kal, zorda kalırsan kır ama satma’ sözünü sık sık hatırlamadan edemiyoruz. Bugün basın ikiye bölünmüş durumda. Meslek örgütleri de basında dayanışmayı sağlamakta çok güçlük çekiyor. Meslek örgütlerini de aslında böldüler. Bugün çok zor koşullarda yaşarken, değerli iki gazeteci arkadaşımız Erdem Gül ve Can Dündar gerçekten çok önemli bir habere imza attıkları halde bugün bedel olarak ödül yerine cezaevinde hücrede bulunuyorlar. Bu çok acı bir şey. Yalnız Erdem ile Can Dündar değil, bunun dışında Güneydoğu’dan ve yine yaygın basından 30 dolayında arkadaşımız cezaevinde. Bir kısmının tutuklu oldukları halde h?l? dava dosyaları mahkemeye inmedi. Böyle de garip bir durum var. Sedat Simavi’nin bize gösterdiği yolda, biz TGC olarak ayakta kalmaya sonuna kadar kararlıyız, sonuna kadar bu tür olaylara karşı çıkmaya kararlıyız."
PANEL DÜZENLENDİ
Turgay Olcayto’nun konuşmasının ardından, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, etkinliğe katılamayan İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Esra Oğuzhan Yeşilova’nın gönderdiği konuşma metnini okudu.
Konuşmaların ardından bir de panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Sibel Güneş’ün yaptığı panelde, Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Başkanı yazar Orhan Erinç ve TGC Bizim Gazete yazarı ve tarihçi Orhan Koloğlu birer konuşma yaptı.
"BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ, BUGÜNÜN DEYİMİYLE ROL MODEL"
Orhan Erinç, Sedat Simavi’nin bugün meslekteki 99. yıl olduğunu ifade ederek, "Sedat Bey bizim için çok önemli, bugünün deyimiyle rol model. Çünkü gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiği konusunda ’Genç meslektaşlarım...’ diye başlayan öğüdü bugün de geçerli olan ama tutulduğuna pek de tanık olmadığımız içerik taşıyor. Çünkü gazeteci için en önemli yaklaşım bağımsızlığını koruyabilmektir, kalemine tek başına efendi kalmayı başarabilmektir ve mesleğini çeşitli çıkarlara alet etmeden yani satmadan sürdürebilmeyi sağlamaktır. Zaman zaman medyadan yakınıyoruz ama bugün Sedat Bey’in önerdiği gazeteciliği yapmaya çalışan meslektaşlarımızla bir arada olmaktan da mutluluk duyuyoruz ve onları da mesleğimizin yüz akları olarak alkışlıyoruz" diye konuştu.
1919 YILINDA ÇİZDİĞİ KARİKATÜR
Orhan Koloğlu da, konuşmasında, Sedat Simavi’nin 1919 yılında çizdiği, İstanbul Boğazı’nın gelecekteki yapılaşmasını konu alan bir karikatürünü göstererek, "1919 yılında Diken Gazetesi’nde yaptığı bir karikatürü göstereceğim. 50 sene sonraki İstanbul... 1919’da çizmiş. 1970’in İstanbul’unu anlatıyor. Bu ufka dikkat edin, hafızaya dikkat edin. 25 yaşında ama dikkat ediniz, 1919’a baktığınız zaman Osmanlı işgal edilmiş, imparatorluk yok ediliyor, o yapılırken düşüncesi bu. Demek ki çok şaşırtıcı bir düşünce tarzı var" dedi.