Sedat Peker Ağlayankaya’yı kapattı

Güncelleme Tarihi:

Sedat Peker Ağlayankaya’yı kapattı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2000 00:005dk okuma

Haberin Devamı

SİT alanı ilan edilen Şile'nin ünlü kayalıklarında çeteci Sedat Peker'e ait sosyal tesisin yapımı, yıkım kararına rağmen sürüyor

Peker’in kaçak tesis yaptırdığı 20 bin metrekarelik arazi, SİT alanı içinde. İnşaatın sahibi görünen Celalhan Şirketi, bu araziyi SİT alanı ilan edildikten sonra (20 Temmuz 1997) satın aldı ve hemen inşaata başladı. Bu süreçte inşaat eski Şile Belediye Başkanı Şecaattin Güney tarafından üç kez mühürlendi. 25 Şubat 1999'da ise inşaat hakkında yıkım kararı çıktı.

Ancak yıkım kararı uygulanamadı. Araya 18 Nisan seçimleri girdi. Şile belediye başkanlığı da İhsan Çayıroğlu'na geçti. Yeni Başkan, yıkım kararını uygulamadı. İnşaat bitirildi. Önüne asfalt yolu yapıldı. Tesisin önündeki kamuya ait sahil tel örgülerle çevrilerek kapatıldı. Üstüne üstlük Şile Belediyesi bir dizi etkinliği için bu tartışmalı tesisi kullandı.

l Sevinç YAVUZ'un haberi sayfa 10'da

SAHİL TEL ÖRGÜYLE KAPATILDI Ağlayankaya'da Sedat Peker'in yaptırdığı dev tesis oldukça yayılmacı. Çünkü tesisin yola bakan kısmının duvarla çevrildiği yetmezmiş gibi, kamuya ait olan sahilin büyük bir bölümü de tel örgüyle kapatılmış.

l Şecaattin Güney

(Şile Eski Belediye Başkanı)

Üç kere mühürledik, her seferinde mühürler söküldü. Yıkım kararı çıkarıldı, biz yıkmaya kararlıydık. Şimdi Çayıroğlu’nun gücü yetiyorsa bu binayı yıkar.

l İhsan Çayıroğlu

(Şile Belediye Başkanı)

Yıkım yapmam için herkes üzerime geliyor. Ama güçlü birine mahkeme tespiti yaptırmadan zabıta gönderince mahkemeye veriliyoruz. Şimdilik beklemedeyim.

Sedat Peker'in tesisini kimse yıkamıyor

Şile, 8 yıl önce birinci derece doğal SİT alanı ilan edildi. Yani Koruma Kurulu'nun kararı olmadan bölgede bir çivi bile çakılamaz. Ancak Şile'nin en ünlü mevkilerinden biri olan Ağlayankaya'da çeteci Sedat Peker'e ait koca bir tesis inşaatı devam ediyor. Hem de yıkım kararına rağmen.

Karadenİz'e bir yarımada şeklinde uzanan Ağlayankaya'da dev bir inşaat yıkım kararına rağmen hala devam ediyor. Bunun en önemli nedeni Sedat Peker.

İnşaatın kağıt üstünde sahibi görünen Celalhan Kültür, Eğitim, Turizm ve Organizasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi yetkilileri bunu kabul etmese de, şirketin telefonları aksini ispatlıyor.

Şirketin adına kayıtlı iki telefon numarası var. Ancak bu iki numara çevrildiğinde karşınıza Yunus Emre Koleji santrali çıkıyor. Yani, üç yıl önce Peker tarafından satın alındığı iddia edilen bir başka yer.

Geçersiz mühür

Gelelim inşaatın öyküsüne. Şile 8 yıl önce doğal SİT alanı ilan edildi. Peker'in kaçak tesis yaptırdığı 20 bin metrekarelik arazi de bu alanın içinde bulunuyor. İnşaatın sahibi görünen Celalhan Şirketi ise, bu araziyi SİT alanı olduktan sonra, 20 Temmuz 1997'de satın aldı.

Arazinin üzerinde o dönemde eski bir yapı bulunuyordu. Şirket inşaata hemen başladı. Belediyeye küçük tadilatlar yapıldığı söylendi. İşin öyle olmadığı anlaşılınca da inşaat eski Şile Belediye Başkanı Şecaattin Güney tarafından üç kez mühürlendi.

Bu da işe yaramayınca geçen yıl seçimlerden önce İstanbul 2 No'lu Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu harekete geçti. 5083 sayılı kararla sorumlular hakkında yasal kovuşturma açılmasını ve inşaatın yıkılmasını istedi. 25 Şubat 1999'da da inşaat hakkında yıkım kararı verildi.

Tesis belediyeye evsahibi oldu

Ancak yıkım kararı uygulanamadı. Çünkü araya 18 Nisan seçimleri girdi. Şile belediye başkanlığı da İhsan Çayıroğlu'na geçti.

Yeni Başkan, yıkım kararını uygulamadı. İnşaat bitirildi. Önüne asfalt yolu yapıldı. Tesisin önündeki kamuya ait kumsal, tel örgülerle çevrilerek kapatıldı. Üstüne üstlük Şile Belediyesi'nin düzenlediği bir dizi etkinlik bile bu tartışmalı tesiste yapıldı.

Peker'in faaliyetleri suç raporuna girmiş

BAYRAMPAŞA Cezaevi'ndeki çatışmanın azmettiricisi olduğu, Çakıcı-Ergin kavgasını kızıştırdığı gerekçesiyle gözaltına alınan ve önceki gün DGM'den serbest bırakılan Sedat Peker, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar 1999 raporunda, ismi anılmadan kendinden bahsettirdi. Raporda, ‘‘İstanbul başta olmak üzere özellikle gelişmekte olan illerimizde görülen suç gruplarının, haksız kazançlarının bir kısmını yardım adı altında, (doğal afetler gibi) dağıtmak suretiyle kamuoyunda sempatik görünmeye çalışarak, legal alana kaymak istedikleri ve böylelikle giremedikleri veya amaçladıkları bir kapıyı, 'İşadamı' sıfatıyla açmaya çalıştıkları görülmektedir’’ denildi.

17 Ağustos depreminin ardından Peker, deprem bölgesine kurduğu yemek çadırıyla dikkat çekmişti. Bunun üzerine, kaynağı belli olmayan bu yardımlar Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından incelemeye alınmıştı.

Sedat Peker'in, geçtiğimiz aylarda bir beyaz eşya firmasını da alması, emniyet yetkilileri tarafından, kendisine, 'İşadamı' kimliği kazandırmaya çalışması şeklinde yorumlanmıştı.

En tehlikeli lider

İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir emniyet yetkilisi, ‘‘Bir yandan yeraltından, bir yandan da legal olarak çalışıyor. En tehlikeli mafya lideri. Yargıda ve polis içinde önemli kişilerle irtibatta. Mafya grupları içinde Sedat Peker, emniyet listesinin başında’’ dedi.

Bilgi sızdırılıyor

Bayrampaşa Cezaevi'nde, 20 Eylül 1999'da mafya grupları arasında meydana gelen ve Alaattin Çakıcı'nın yeğeni Kenan Ali Gürsel ile birlikte sekiz kişinin ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili olarak DGM'nin talimatıyla gözaltına alınan Sedat Peker'in sorgusu önceki gün tamamlandı.

Çatışmada, Hakan Çillioğlu'na, talimatın Peker'in sağ kolu Mecnun Odyakmaz tarafından verildiği iddia ediliyor. Soruşturma kapsamında, çatışmadan 5 saat önce polisin dinlediği telefonda, Gürsel'in, Çillioğlu grubuna suikast düzenleyeceği şeklindeki bilgi ilgili yerlere iletilmişti. Yetkililer Çillioğlu'nun harekete geçmesini sağlayan bilginin Peker'e sızdırıldığını belirtiyor. Peker'e, sorgusunda bu bilgiye nasıl ulaştığının da sorulduğu bildirildi.

t Hüseyin Baybaşin'e çete davası

BAKIRKÖY Cumhuriyet Savcılığı, Hollanda'nın Rotterdam şehrinde tutuklu bulunan uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin hakkında, 25 yıl ağır hapis istemiyle dava açtı.

Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararıyla İstanbul DGM'ye gönderdiği davada Hüseyin Baybaşin'in, ‘cürüm işlemek için çete oluşturmak, taammüden adam öldürmeye ve ruhsatsız silah taşımaya azmettirmek’ suçlarından cezalandırılması istendi. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Hüseyin Baybaşin'in, babasının amcasının oğlu Yavuz Yavuztürk ve Düzgün Dilaver Eren ile birlikte, 9 Kasım 1997'de Sadık Süleyman Öge'nin öldürülmesi olayından yargılanması da talep edildi. l Özden ATİK

t ÇALINTI OTOLAR

l Oto Hırsızlık Bürosu’nu 24 saat, 274 09 30

ve 214 40 82’den arayabilirsiniz.

34 KFH 27 Siyah Kartal 1990, A.Hisarı

42 BR 505 Yeşil Doğan SLX 1993, Ş.A.Ödül

34 GK 207 Gri Doğan SLX 1998, Bayrampaşa

16 FJ 49 Beyaz Uno 1998, Ş.A.Gözalıcı

34 TEn 91 Sarı Şahin 1994, Sefaköy

34 ZD 9633 Gri Şahin 2000, 75. Yıl

34 RGY 19 Füme Kartal 1993, Ş.M. Tercan

34 VY 1209 Gri Uno SX 1998, Ümraniye

34 PBA 90 Beyaz Şahin 1992, Ş.S. Sevgican

34 SC 408 Siyah motosiklet mobilet, Yıldırım

34 MEF 28 Beyaz Doğan S 1995, Küçükköy

34 H 8819 Mavi Escord 1995, Zeytinburnu

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!