Güncelleme Tarihi:
Türkiye dışarıda kalsın
Sarkozy, NATO’nun devreye girmesini istemiyor, AB götürsün istiyor. Sarkozy, ABD ve Türkiye işin dışında kalsın düşüncesinde. Sarkozy, Fransa’da siyasi noktada, kamuoyu araştırmalarında düşük çıktı. Buradaki kaybını bu tür bir çıkışla acaba toparlayabilir miyim gibi bana göre bir tasarrufun içerisine girdi. Bunu yaparken de birinci derecede AB’yi kullandı. Burada sıkıntılı olan şey şu; BM Güvenlik Konseyi böyle bir kararı alıyor, ama alınan karar bildiğiniz karar hava sahasıyla ilgili. İki, insani amaçlı yapılacak yardımlarla ilgili bir karar, burada askeri operasyonlara müsaade eden herhangi bir şey söz konusu değil.
Peşkeş çekilmesin
Önceki akşam (cumartesi) İngiltere Başbakanı aradı. Kendisine, ‘Türkiye Paris’e davet edilmedi ve sizinle bu görüşmeyi keşke Paris toplantısından önce yapabilseydik’ dedim. ‘Beklentiniz nedir’ diye sordum. Burada NATO neyi hedefliyor, eğer insani amaçlı olarak böyle bir şey yapılacaksa bu konuda başından bu yana desteğimizin olacağını söyledik. Fakat burada NATO kalkıp da Libya’nın yeraltı zenginliklerini peşkeş çekmek için görev ifa edecekse Türkiye olarak olamayız dedik.
Nasıl yer alırız? Mesela Bingazi Havalimanı’nı, insani yardımların dağıtımını üstlenebiliriz. Aynı şekilde denizde Girit ile Bingazi arasını deniz kuvvetlerimizle kontrol edebiliriz. Fakat muharip güç olarak Türkiye düşünülecek olursa muharip güç olarak yer alamayız. Hiçbir zaman bizim uçaklarımızın Libya halkına yönelik bomba yağdırmasını düşünmemiz mümkün değil. Böyle bir şeye sıcak bakamayız.
Libya, ikinci Irak olsun istemiyoruz. Amerika ile birlikte oraya 40 civarında ülke asker gönderdi. Oraya NATO girmedi, BM’den çıkan bir kararla girdiler. 8 yıl içerisinde bir medeniyet Irak’ta çöktü. Milyonu aşkın insan burada öldürüldü. Hâlâ da hükümet yok. Libya’da artık kesinlikle çözüme yürümemiz lazım. Mevcut yönetimle yürümek mümkün değil. Kesinlikle çekilmesini bir defa istiyorlar. Bu ön şart.
Değişim rüzgârı her yeri kapsamış durumda. Özellikle son Suriye seyahatimde bunu sayın Esat ile konuştuk. Suriye’de de böyle bir sürecin gelişmesi ve bunun özellikle bir mezhebi yaklaşımla ele alınması tehlikesi olabileceği. Nitekim şimdi öyle bir durum var. Sayın Beşşar’ın bölgedeki diğer ülkelerde olanlardan da özellikle ibret alıp, aynı yolu denemeden çok daha demokrat bir tavır içerisinde halkına yaklaşım göstermek suretiyle çıkış yolu bulmasının isabetli olacağını açık ve net olarak söyledim. Kardeşçe konuşalım, kendi deneyimlerimizi aktaralım. Deneyimlerimizden istifadeyle de Suriye’de şu adımları atmanız isabetli olacaktır. Üzerinde ayrıca çalışma yaptıklarını da söylemişlerdir. Suriye deki bu olaylar gelişmeden çözüme kavuşmalıdır.
Operasyon meraklısı değil
(PKK’nın eylemsizliği kaldıracağı anımsatılınca) Devleti terör olaylarına karşı şu ana kadar nasıl yönettiysek yine aynı şekilde yapacağız. Almamız gereken tedbirler neyse almak durumundayız. İkide bir gündeme getiriliyor. Operasyonlar durdurulsun. Güvenlik güçleri operasyon meraklısı değildir. Operasyonu gerektirecek bir durum varsa operasyonu yapmama hakkına da güvenlik güçleri sahip değildir. Çünkü bunun için vardırlar. Burada terör örgütü silahı bırakmalıdır. Kalkıp da güvenlik güçlerimizin silah bırakması istenirse bu hiçbir yerde yoktur.
Ben İbrahim Bey’in son halini görebilmiş değilim. Başhekimle ve en son Derya Hanım’la görüştük. İyi gittiği söylendi. Şu anda tabi bunu (adaylığı) düşünmekten çok öncelikle sağlığını, sıhhatini düşünmek zorundayız. Aksi taktirde can derdinde olayına dönüşür ki şık olmaz. (PKK ile ilişkisi) Gün doğmadan neler doğar, nihai netice ye bakalım.
Asker bulamazsın
(CHP’nin bedelli önerisi) Kılıçdaroğlu, çok ilginç hesaplamalar yapıyor. Bu hesaplamalarla kamuoyu oluşturma gayretinde. Olaya bugünüyle de bakamayız. Geçmişi, bugünü ve geleceği var. Şimdi bir şehit babası kalkıp da ‘Benim param olmadığı için mi ben oğlumu gönderdim şehit oldu’ derse bu soruya cevap bulmak zorundayım. 12 bin liranın altındaki parasızlık. Bunlar var ya öyle muvazaalar getirir ki o geliri neye göre belirleyeceksin? Asgari ücreti tam göstermeyen bir yapı var. Böyle bir yapı içinde zaten 12 rakamını bulan aile bulamazsınız. Özel sektörün kahir ekseriyeti 12 binin altındadır. Asker yapacak adam bulamazsın. Her şeyin ciddi bir tutarlı yanı olacak. Oturalım bakalım bize ne kadar oy getirir? Bu ülke ne kadar oy getirecek anlayışıyla yönetilmez ki!