Seçim Yasası için TBMM’de erken işbaşı...

Bunu fırsat bilen AKP üst yönetimi seçim yasası taslağını hemen hemen ortaya çıkarmış sayılır. TBMM erken işbaşı yapar, seçim yasası gündemin birinci sırasına yerleşirse kimse şaşmasın. Böyle bir baskın planı AKP’nin gündeminde zaten

Başbakan RTE’nin dış geziler ve dönüşlerinde yaptığı konuşmalara dikkat etmek gerekir.

Genelde uçakta ve ülkeye dönerken söyledikleri hep partisinin neler yapacağına ilişkin işleri kapsar.

Seçim yasası da bunlardan biri.

Ben üç yıldır yazıyorum.

Gerek seçim ve gerekse siyasî partiler yasası 2007 seçimlerinden önce muhakkak değişecek.

Nedeni açık ve net: AB öyle istiyor.

Bir başka neden: ABD böyle istiyor.

Öyle isteyenle, böyle isteyen yanyana gelince tabii ki seçim sistemi ve baraj konusu da tartışmaya açılacak.

RTE, yani Başbakan Recet Tayyip Erdoğan bunu tartışmaya açtı bile.

İlk hamle: Seçilme yaşı 25 olsun.

Genç bir nüfus. Bu yoğunluk, gençlerin siyasete ilgi duymasıyla birebir örtüşmüyor belki.

Yani gençler siyasetçi olmaktan korkuyorlar da denebilir.

Yakın siyasi tarihe bakınca kimilerinin başına gelenler ibretlik olaylar onları ürkütüyor olabilir.

İhtilaller siyasetciyi buduyor ve siyasetin yüzü eskiyor. Yeni yüzler haklı olarak çıkmıyor.

Seçilme yaşı 25’e iner mi?

Partilerin uzlaşmasına bağlı.

İkincisi Türkiye Milletvekilliği sistemi. Buna tüm partiler yanaşır. Yanaşmayanların sesleri fazla çıksa da kulak tıkayanlar çok olur. Baraj oranı ise yüzde 3-4 arasıdır.

Bu yenilik bir çok şikayeti ortadan kaldırabilir. Adilene sonuçlar verebilir.

Gelelim “yedek milletvekilliği” konusuna: Bu konuda RTE’nin samimi olduğundan herkes kuşkulu. Dünyada fazla uygulama alanı bulmuş değil. Zaten siyasi partiler yasası parti liderlerine padişah yetkisi veriyor, bir de bu “ucube” yedeklik getirilirse “süper padişahlık” müessesesi kurulmuş olur. Yani siyasi parti liderleri için çift katlı kadayıf. Gel keyfim gel yani.

Bunu gerçekleştirmek zor. Aslında bunu TBMM’de 20 milletvekili ile grup kurma şansını veren içtüzük değişikliği yapılırsa, yedeklik hikayesi de bal gibi çözümlenir.

İstifa edip başka partiye gidenlerin önce parti, sonra grup kurma şansını ortadan kaldırmak için grup kurma sayısını çıkarırsınız 40’a hadi bakalım kursunlar.

Gelelim en önemli değişikliğe: Seçim barajını yüzde 10’un altına çekmeye.

İşte burda AB ve ABD çok bastırıyor.

Ama buna AKP-CHP ve ciheti askeriye karşı. Ve haklılık payı yüksek bir karşı çıkma bu..

AB, Kürtler fazlasıyla parlamentoya taşınsın istiyor. Barajı engel görüyor.

Sanırım barajın aşağı çekilerek, AB’nin önkoşulu olan “hazmetme kapasitesi” hikayesini test etmek niyetindeler.

Yani Kürtleri de hazmetme hikayesi.

Oysa Türkiye’nin tek sorunu PKK. Kürtlerle aynı topraklar ve sınırlar içinde yaşayan herkes bu bölgenin TBMM’de temsiline karşı değil ki. Hatta bu bölgeden olması da şart değil. 81 ilden aday olabilirler. Hatta seçilebilirler.

Yani İstanbul’a gelen ve milyonları bulan Kürt vatandaşların İstanbul’dan kendilerini temsil eden birini parlamentoya göndermelerine engel bir yasa yok ki ortada.

Tabii bütün bunlar enine boyuna Meclis’te tartışılacak.

Ama bilinen ve somutlaşan bir gerçek şu ki önce seçim, sonra siyasi partiler yasası seçimlerden önce değişecek.

Geç bile kalındı bence.