Seçim tarihi yorumu: Sular durulmadan olmaz

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM grubunda özetle şunları söyledi:

“Biz eser ve hizmet siyasetiyle milletimizin gönlüne girdik. Milletimizin gönlündeki yerimizi sürekli güçlendirerek korumakta kararlıyız. Bunun için hem kendimiz, hem teşkilatlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız gece gündüz çalışıyor, mücadele veriyoruz. Varsın birileri ucube bir masa etrafında, köşe kapmaca oynasın, birbirlerinin ardından film, fırıldak çevirsin, birbirlerine çelme taksın, birbirlerinin gözünü oysun. Varsın birileri bizim emeğimizi, alın terimizi, gayretimizi iki çift lafla, iki satır sosyal medya mesajıyla çalmaya kalksın. Varsın birileri kendi saplantılarını ülkenin ve dünyanın gerçeği sanarak, hayal aleminde yaşamaya, kendi halkına ve devletine karşı kin kusmaya devam etsin. Ülkemizi kalkındırmak, milletimizi müreffeh hale getirmek için Türkiye’yi büyütmeye devam edeceğiz.

BİZİMLE YARIŞAMAZLAR

Biz ülkemizde hak ve özgürlük talebi karşılanmamış hiçbir kesim bırakmama azmiyle demokrasimizi güçlendireceğiz. Biz mazlumların sesi, mağdurların umudu olarak ülkemizi bölgesinde ve dünyada yükseltmeyi, yüceltmeyi sürdüreceğiz. AK Parti’nin, Cumhur İttifakı’nın farkı diğerlerinden budur. Ne icraat, ne de vizyon konusunda bizimle yarışacak kimse görmedik, duymadık, tanımıyoruz. Bizim en büyük gücümüz inancımızdır.

START DEĞİL FINISH

Türkiye Yüzyılı’nın inşasını milletimizle birlikte gerçekleştireceğiz. Geçtiğimiz 20 yılda yaptıklarımızı sadece bir besmele, bir girizgah kabul ediyoruz. Gençlerimize Türkiye Yüzyılı hedeflerine emin adımlarla yürüyebilecekleri bir ülke bırakmanın peşindeyiz. Bunun için kendi adımıza, gençlerimiz başta olmak üzere tüm milletimizden 2023’te son defa ve çok daha güçlü bir destek istiyoruz. Son defa ifadelerimizi birileri yanlış anlıyor. Ben bu seçimle ilgili söylüyorum. Bu seçime yönelik bütün gayretimizi ortaya koyacağız. Start değil, bu finish. Bunu başaracağız.”

ANAYASA TEKLİFİ

MİLLETE GİTMEKTEN ÇEKİNMEYİZ

“CHP tarafından bir gece yarısı sosyal medya üzerinden gündeme taşınan başörtüsüne hukuki güvence getirilmesi konusunu anayasa teklifi ile aile kurumumuzu güçlendirecek ilave bir adımla birlikte kökünden çözme irademizin biz takipçisiyiz. Şayet bu teklif Meclis Genel Kurulu’nda 400’ün üzerinde bir oyla kabul edilirse, biz önümüzde gelen değişikliği onaylar ve yürürlüğe sokarız. Ama bu teklif 400’ün altında ve 360’ın üzerinde bir oy sayısı ile Meclis’ten çıkarsa zaten anayasa gereği halk oylamasına götürmemiz gerekiyor. Böyle bir tablo oluşması halinde ise milletimizin hakemliğine gitmekten çekinmeyiz.”

ATİNA İLE MATİNA İLE İŞİMİZ YOK

- “Füzelerimizi kendimiz yapıyor muyuz? Evet. Öyle yapıyoruz ki Yunan tutuştu. Başlıkları atıyor, ‘Uyuyorsunuz diyorlar, bak adam İzmir’den Tayfun’u gönderiyor.’ 561 kilometre menzil. Arkadaşlara dedim ki ‘Yetmez, bunu bin kilometreye çıkarmamız lazım.’ Bu sefer Yunan, ‘Bunlar Atina’yı vuracak’ demeye başladı. Siz sakin olun, uslu durun. Bizim Atina ile matina ile işimiz yok. Dokunmayana dokunmayız.”

ORMAN KÖYLÜSÜNE MÜJDE

“Orman köylülerimize müjde vermek istiyorum. Orman köylerimizde yaşayan, ormanlarımızın gönüllü muhafızlığını yapan 7 milyon vatandaşımız var. Bu vatandaşlarımızın gelirlerini artırarak, refah seviyesini yükseltmek ve hayat şartlarını yükseltmek için yeni bir destek projesi hazırladık. Geçtiğimiz yıl 530 milyon lira olarak gerçekleşen ve yüzde 20’si hibe kalan kısmı faizsiz olarak verilen ORKÖY ödemeleri için bu yıl 1.2 milyar lira tahsis ettik. Orman köylerimizde yaşayan yaklaşık 200 bin vatandaşımıza verilen birim fiyatlarını 2022 yılında yüzde 112 artırmıştık. Şimdi de birim fiyatları yılın ilk 6 ayı için yüzde 50 artırıyoruz. Böylece, 2023 yılında orman köylülerimize 10 milyar 500 milyon lira ödeme yapabileceğiz.

YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ

Çalışanlarımızdan, emeklilikte yaşa takılanların meselesini hal yoluna koyduğumuz gibi; işte burada bu kadar... Genciyle, kadınıyla, erkeğiyle AK Parti bu... Ömrü boyunca girdiği hiçbir seçimi kazanamayarak siyasette kifayetsizliğe takılanların meselesini de inşallah seçim sandığında biz çözüme kavuşturacağız. ”

KAMUOYUNDA GÖRÜŞÜLENLER

Erdoğan, AK Parti grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin, seçim tarihine ilişkin tartışma yaşandığı, 30 Nisan, 7 Mayıs ve 14 Mayıs’ın ifade edildiğini belirterek, “Seçim tarihi öne çekilecek mi? Tarih ne zaman açıklanır, kamuoyunda konuşulan tarihler gündeminizde mi?” sorusuna Erdoğan, “Sular durulmadan olmaz. Kamuoyunda ne görüşülür ne konuşulursa hepsi bizim gündemimize gelir. Çünkü biz istikametimizi kamuoyunda konuşulanlardan alıyoruz” yanıtını verdi.”

EK ZAM ALKIŞLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memur ve emekli maaşlarına ek zam ve en düşük emekli maaşının yükseltilmesiyle ilgili açıklamasını partililer ayakta alkışladı. Erdoğan’ın açıklaması sonrası bakanlar, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye doğru döndü. Nebati ise kabinedeki arkadaşlarına gülerek karşılık verdi.

SOYLU MERDİVENE OTURDU

TBMM’de dün yapılan AK Parti grup toplantısına bakanların, vekillerin ve partililerin ilgisi büyüktü. Katılımcı sayısı fazla olunca birçok katılımcı oturacak yer bulmakta zorlandı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da yer bulamayıp merdivenlere oturdu.

BUGÜNLERE ÇARPIŞA ÇARPIŞA GELDİK

Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından düzenlenen 7. Anadolu Medya Ödülleri Programı’na katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

MUHTIRACILARIN BÜLTENİ

“Özgür, tarafsız, halka karşı kendini sorumlu hisseden bir medyanın demokrasiler açısından taşıdığı önemi hepimiz biliyoruz. Bunun için literatürde ‘dördüncü kuvvet’ kavramına başvurulduğunu görüyoruz. Ancak ülkemizde ‘dördüncü kuvvet’ ifadesi genellikle yanlış yorumlanmış, millet ve milletin seçtiklerinin üzerinde bir tahakküm aracı olarak vurgulanmıştır. Ülkenin seçilmiş Başbakanına diktatör diyen gazeteci kılıklılar gördük. 28 Şubat döneminde muhtıracıların haber bülteni gibi yayın yapan medya organlarımız vardı. Okuduğumuz şiir sebebiyle hakkımızda verilen mahkeme kararını ‘muhtar bile olamayacak’ şeklinde adeta kutlayan gazeteler gördük. Ufkunuz o kadar dar ve kısır ki muhtar bile olamaz dediğiniz kişi Cumhurbaşkanı oldu.

BASIN DAHA ÖZGÜR

Biz bugünlere sadece darbecilere çetecilere, terör örgütlerine meydan okuyarak gelmedik; aynı zamanda şahsımızı, davamızı, milli iradeyi hedef alan kirli manşetlerle çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Gerçeğin peşinden koşarak, yerel ve küresel güç odaklarına tetikçilik yapanlara rağmen mücadelemizi yürüttük. İtibar suikastları karşısında geri adım atmadık.

Ülkemizin basın yayın tarihini bilen, elini vicdanına koyup, objektif muhasebe yapan herkes medyamızın daha bağımsız, çoğulcu, zengin bir yapıya sahip olduğunu kabul edecektir. Basın daha özgürdür, halkın gözünde daha çok itibar kazanmıştır. Hangi cenahta yer alırsa alsın basın kuruluşları asli görevlerini hakkıyla yerine getirebilme salahiyetini bizim dönemimizde kazanmıştır.

Demokrasi, insan hakları, basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin söz konusu kendi çıkarları olunca nasıl faşizanca davrandıklarını çok iyi biliyoruz. Güya özgürlükten, kişi mahremiyetinden asla taviz vermeyen sosyal medya platformunun kimlerle iş tuttuğu, perde arkasından neler yaptığı, hazzetmediği kişilerle ilgili nasıl sansür uyguladığı tek tek ortaya çıkıyor. Ağızlarını her açtıklarında Türkiye’yi sansürcülükle suçlayanlar, sansürün daniskasını yapanlar hakkında tek kelime dahi etmiyorlar.

MEYDANI BOŞ BIRAKAMAYIZ

Sadece bu örnekler bile ülkemizi eleştirenlerin ne kadar bozuk ve kirli bir sicile sahip olduklarını ispat etmeye yeterlidir. Bunların tek derdi çarpık düzenlerini ayakta tutmak, Türkiye gibi tekerlerine çomak sokanların önünü her türlü aracı, yalanı, iftirayı kullanarak kesmektir. Ama artık Türkiye’nin önünü kesemeyeceksiniz. Meydanı, insanların haklarına, hukuklarına, onurlarına, mahremiyetlerine saldıranlara karşı boş bırakamayız. Meclis’te kabul edilerek yürürlüğe giren, kamuoyunda Dezenformasyon Yasası olarak bilinen düzenlemenin gerisinde bu gaye vardır. Birileri hemen Anayasa Mahkemesi’ne koştu ama Meclis’te öyle yapmadılar, hepsi oy kullandılar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.”   (ANKARA)