Güncelleme Tarihi:
Seçim sonuçlarına göre Ak Parti birinci parti oalrak ipi göğüsledi. Seçim sonuçlarından çıkan diğer önemli sonuç ise HDP'nin barajı geçmiş olması. 2015 seçim sonuçları belli oldu. Aldığı vekil sayısı 327’den 255’e düşen AK Parti, 2011’e göre 72 sandalye kaybetti.
SEÇİM SONUÇLARI GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN
AK PARTİ NEDEN OY KAYBETTİ?
AK Parti’nin oy oranındaki düşüşte, hem HDP’ye hem MHP’ye hem de SP ile BBP’nin kurduğu milli ittifaka oy kaptırması etkili oldu. Daha önceki seçimlerde bu partiye oy veren muhafazakâr Kürtlerden bir bölümünün bu kez HDP’yi tercih ettiği ortaya çıktı. Orta Anadolu’daki “rahatsız” seçmenin de bu kez AK Parti yerine MHP’yi tercih ettiği görüldü.
CHP’DE DÜŞÜŞ VAR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomik vaatleri ve farklı seçim kampanyasına rağmen oy toplamında ilerleme kaydedemedi. Yüzde yarımlık bir farkla CHP, 2011’deki oyunu korudu. CHP, özellikle büyük kentlerde HDP’ye kayan seçmeni, yeni projeleri ve vaatlerle gelen diğer seçmenle telafi etti. Oy oranında önemli değişim olmayan CHP, önceki seçime göre üç milletvekili kaybetti. Vekil sayısı 135’ten 132’ye düştü. CHP’nin 2011’de yüzde 25.94 olan oyu, yüzde 25.17’de kaldı. Bu sonuçlar kendisine yüzde 35 hedef koyan Kılıçdaroğlu’nu da istediği başarıya götüremedi.
MEMLEKETTEN SEÇİM MANZARALARI 7 HAZİRAN 2015
MHP YÜKSELDİ
2011’de yüzde 12.98 oy alan MHP, bu seçimlerde oyunu yaklaşık 3.52 puan artışla yüzde 16.50’ye çıkardı. MHP’nin yükselişinde çözüm süreci karşıtlığı ile AK Parti’den memnuniyet duymayanların etkisi oldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yıllardan beri değişmeyen politikalarıyla yüzde 18 hedefine ulaşamasa da HDP’den sonra seçimin başarılı ikinci partisi oldu.
DEMİRTAŞ FAKTÖRÜ
2011 seçimlerine bağımsız listelerle giren ve Meclis’te Barış ve Demokrasi Partisi olarak grup kuran Kürt hareketi, 4 yıl gibi kısa bir sürede farklı bir noktaya evrildi. BDP destekli bağımsızlar grubu 2011’de yüzde 6.58 oy oranıyla 35 milletvekiline sahipti. Hareketin eş başkanlığını yürüten Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bölge milletvekilliğinden çıkarak Türkiye’yi kapsayan dönüşümünü genel seçimde güçlendirdi. İlk kez parti olarak seçime giren HDP, riskli tercihinden başarıyla çıktı.
TAHA AKYOL: 'MİLLİ İRADE'
ADALET ve Kalkınma Partisi’ni üç dönemdir iktidar yapan da milli irade idi, şimdi ona beklemediği bir seçim yenilgisini tattıran da milli iradedir.
Beklemediği diyorum, çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisi için 400 milletvekili istiyordu!... İktidar partisi 276’yı bulamadı.
Bu seçimlerin iki galibi var; oylarını artıran MHP ve HDP...
Bu seçimin bir mağlubu var, yine açık ara birinci parti olmakla beraber büyük oy düşüşü yaşayan AKP...
CHP kazançlı olmadığı gibi kayıpta da sayılmaz. Bu tabloda açıkça bellidir ki, AKP’nin kaybettiği oylar MHP’ye ve HDP’ye gitti.
AKP NEDEN GERİLEDİ
AKP’nin bu kadar gerilemesinin sebeplerini otoriterleşme başlığı altında toplamak mümkün. Saraylarla, köşklerle özdeşleşen, muhalefet partilerini “Çete, Bizans kalıntıları, dış güçlerin maşaları” olarak niteleyen... Basına baskı yapan, tarafsız Cumhurbaşkanlığı forsuyla parti propagandası yapan...
Üstelik bir de başkanlık sistemiyle otoriterleşme endişesini büsbütün körükleyen bir iktidarın çoğulculaşmış bir Türkiye’de oy kaybetmemesi mümkün değildi.
Dinin siyaset meydanında kullanılması, samimi dindarların da tepkisini çekti.
AKP normale ve Anayasa’daki kuvvetler ayrılığı sınırlarına çekilmeden ve kuruluşundaki ılımlı ruhuna dönmeden kolay kolay toparlanamaz.
HDP’NİN OYLARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun süre muhafazakâr Kürtlerin sevdiği, bağlandığı bir lider oldu. Bu, Türkiye’de milli birliğin sosyolojik esasları bakımından Türkiye için çok önemli bir kazançtı.
Fakat şimdi kesin olmayan sonuçlara göre şu oylara bir bakın:
-Doğu Anadolu: 2011 ve 2015 seçimleri arasında AKP’nin oyları yüzde 51’den yüzde 36’ya düştü. HDP’nin oyları yüzde 26’dan yüzde 40’a çıktı. (2011’de bağımsızlar aday olmuştu.)
-Güneydoğu Anadolu: AKP’nin oyları yüzde 51’den yine yüzde 36’ya düştü. HDP’nin oyları yüzde 28’den yüzde 43’e yükseldi.
HDP’nin barajı aşması için toplumda bir enerji ortaya çıkmıştı. Bu enerjiyi yaratan, bizzat AKP’nin kendi kırıcı tavırları ve “başkanlık sistemi” sloganıyla netleşen otoriterleşme eğilimidir.
KÜRT MESELESİ
HDP’nin seçim propagandasında kullandığı bir fragman vardı: İnsanlar eğlenip halay çekiyor, Selahattin Demirtaş onlara katılıyordu. Hiç PKK renklerine yer verilmemişti. Birkaç HDP mitinginde Türk bayrağının görülmesini Demirtaş “normalleşme” diyerek olumlu karşılıyordu. Demirtaş, Ahmet Hakan’a, “Biz dar bir alana hapsetmiştik kendimizi, artık buradan çıktık” diyordu. (27 Mayıs CNN Türk)
Bu tavırlar HDP’nin barajı aşmasını sağladı.
Dün gece de Demirtaş, “Türkiye partisiyiz” diye konuştu. İnşallah demeliyiz. Aksine davranışlar olursa HDP bu “emanet oylar”ı hemen kaybeder.
Kürt meselesinin gidişatı bakımından bu son derece önemlidir.
SAĞDUYU ZAMANI
Sandıktan dört parti çıktı. AKP kibirli, otoriter, dışlayıcı, baskıcı ve anayasal teamülleri çiğneyen tavırları bırakmak zorundadır. Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içine çekilmelidir.
Türkiye’nin önünde ilk sorun hükümetsiz kalma ihtimalidir, esas sorun kutuplaşmaya kilitlenip kalma ihtimalidir.
Sandıktan tek başına iktidar tablosu çıkmamıştır fakat bu hükümet kurulmasına engel değildir. Anayasa’ya göre, hükümet kurmak için 276 oy şart değildir, 276 oy hükümeti düşürmek için şarttır. Koalisyonlar da mümkündür. Hükümet 45 günde kurulamaz da Cumhurbaşkanı’nın kararıyla seçimleri yenilemek yoluna gidilirse bunun sonucu da kimse için çantada keklik değildir.
Seçimlerden herkes ders almalı, demokrasinin bir itidal, uzlaşma ve kurallar sistemi olduğunu anlamış olmalıdır. Yeni dönemde ekmek-su gibi ihtiyacımız itidaldir, sağduyudur, uzlaşmadır.
Başta Cumhurbaşkanı, herkes parlamenter sistemin teamüllerine uymalıdır.