Seçim günlüğü

Yeşil'i de getirsin mührü gövdemle basarım

Anadolu'ya bahar gelmiş. Toprak uyanıyor, kahverengi, yeşille bezeniyor. Ağaçlar çiçekleniyor. Kuzular, oradan oraya koşuşturuyor. Güneş, cömert ışıltılarını saçıyor; her karesi eşsiz tablolar güzelliğindeki kırlara...

Kütahya'dan başlayıp Afyon üzerinden Konya'ya yolculuğumuz boyunca görünen bu. Bahar ve uyanış. Konya'ya yaklaştıkça bahar ışıltıları değişiyor. Farklı bir iklim karşılıyor; soğuk rüzgárlar yalıyor insanın yüzünü. Kentin bir yanında sıralanan ‘‘Takkeli Dağ’’ hálá karla kaplı.

Seçim faaliyeti de henüz sokaklara taşmamış. Sokaklarda seçimi çağrıştıran tek şey, ‘‘Türkiye'nin umudu Fazilet’’ pankartları ve birkaç billboardaki ‘‘Cesur Yürek Çiller’’ afişleri. Şimdilik yerel gazete ve televizyonlarda sürüyor kampanya. Ne de olsa, yerel televizyonlar RTÜK'ün gözünden oldukça uzakta!

APO, DEĞERLENDİRİLİR

Televizyon kampanyalarına halkın ne denli ilgi gösterdiğini bilmek zor. Ama alışveriş merkezlerine büyük ilgi olduğu ortada. Albenili, pırıl pırıl süpermarketler akşam saatlerinde bile hareketli. Kombassan'ın Afra Alışveriş Merkezi de kalabalık. Girişteki fast food salonu gençlerle dolu. Türbanlı bir genç kız, yanındaki delikanlıya sevgi dolu gözlerle bakıyor. Yüzünü mutluluk halesi çevrelemiş...

Genç kız, seçimden söz etmekten hoşlanmıyor: ‘‘Siyasetçileri yakından tanıdım. Ailemde FP ve CHP'liler vardı.’’ Üsteleyince, ‘‘İlk kez oy kullanacağım’’ diyor:

- Siyasetçilerin hepsine uzağım. Ama tabii en yakını yine de FP...

Erkek arkadaşının annesi ve babası ANAP delegesi. Peki o hangi partiye oy atacak. Karar vermemiş:

- Seçim öncesi akşam, ailemle oturup karar vereceğiz. Kıbrıs olayı gibi birşey oldu, Apo geldi. Bunu değerlendirmemiz lazım...

TÜRBANLILAR FP'YE KIZGIN

Yan masada da iki genç oturuyor... El ele, gözgözeler... Buradaki genç kız türbansız. O da ilk kez oy kullanmaya hazırlanıyor. Tercihini belirlemiş: ‘‘Ecevit'e oy vereceğim.’’ Neden? Duraklıyor. Yüzündeki dalgalanma, yanıtı, beyninin kuytularında aradığını sergiliyor:

- Ecevit'i seviyorum. O yerli arabaya biniyor.

Ama Selçuk Üniversitesi Kampusu'nda ise MHP'nin seçimi kazanacağına inanıyor; Konya'da ise Fazilet'in. Tek noktada tereddütlü:

‘‘Türbanlılar, Fazilet'e biraz kırgın. Onların hepsi oy vermeyebilir.’’

FP, İŞ SÖZÜNÜ TUTMADI

Genç kızın saptaması önemli. Fazilet, kalesi olan Konya'da sorun mu yaşıyor? Bu soruya yanıt arıyoruz. Gar Kahvesi'nde, ‘‘İslami holding’’lerden birinde koruma görevlisi olan Mustafa Dinçer, soruyu duyunca gülümsüyor:

- Fazilet Konya'da eskisi gibi oy alamaz. Herkese iş sözü verdiler, yapmadılar. Ben 3800 kişiyi üye yaptım, iş vermediler. Eski başkan Halil Ürün'ü aday göstermediler. O da DYP'li Halil Kart'a çalışacak.

En önemlisi, ‘‘İslami holdinglerin bölünmesi’’nden söz ediyor. Çok azı FP'yi destekleyecekmiş. Bir kısmı da MHP, BBP, DYP'ye omuz veriyormuş...

APO'YU YUNAN GETİRDİ VERDİ

Sadece ‘‘İslami holding’’lerin değil, seçmeninin de kafası karışık. İşte bir örnek:

48 yaşında bir esnaf. Adı Osman Karavelioğlu. ‘‘Büyükşehirde FP ya da DYP'ye oy vereceğim.’’

Milletvekili seçiminde henüz karar vermemiş:

- Bağnaz değilim. Tam kararımı vermedim. Yüzde 90 Ecevit'e vereceğim. Ama Yeşil'i de getirirse mührü tüm gövdemle basarım.

Karavelioğlu, ilginç bir seçmen. 80'lere değin CHP'ye oy vermiş. 83'ten itibaren ANAP'a dönmüş. 91'de RP'ye, 95'te ise DSP'ye oy kullanmış. Tam bir Türkiye seçmeni. Değişimin canlı resmi o...

RÜZGAR FARKLI ESİYOR

Tabii rüzgárlar herkes için aynı yönden esmiyor. İhsaniye Camii önünde iş bekleyen ameleler, Ecevit'in adını duyunca yüzünü buruşturuyor:

- Apo'yu o mu getirdi? Yunan getirdi verdi eline.

Bunu söyleyen işsiz Mardinli. Yanındaki arkadaşı, sözü değiştiriyor: ‘‘Bizim için partilerin önemi yok. Hangisi gelse bize faydası yok.’’ O da Konya'nın bir köyünden. İkisi omuz omuza, soğukta bekleşiyorlar...