Güncelleme Tarihi:
Yüksek karlı fon vaadiyle Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan gibi ünlü futbolcuların da bulunduğu 19 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen Deniz Bank Levent Şubesi eski Müdüresi Seçil Erzan’ın davasında yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. “Fatih Terim Fonu” olarak anılan olayın ortaya çıkmasını sağlayan ilk şikayeti yaptığı ifade edilen iş adamı Atilla Baltaş'ın Avukatı Ümit Karadağ ise süreci İHA muhabirine değerlendirdi. Avukat Karadağ, 7 Nisan’daki şikayet sonrası Seçil Erzan’ın müvekkiline ulaşarak şikayetinden vazgeçmesi konusunda ikna etmeye çalıştığını aktardı. Karadağ, olayla ilgili dijital delilleri incelemeyi istediklerini söylerken, Erzan’ın Baltaş’a yönelik iddialarına da yanıt verdi.
“DİJİTAL DELİLLERİ TALEP EDECEĞİZ”
Banka tarafından teslim edilen görüntülerde kayıplar olduğu, bazı kayıtların da sağlıklı çalışmadığının ifade edilmesi ve Erzan’ın bilgisayarın incelenmesi konusuna yönelik konuşan iş adamı Atilla Baltaş'ın Avukatı Ümit Karadağ, “Dijitalini incelemek isteriz, neden; çünkü ortaya bir şaibe ya da herhangi bir itham söylenmemesi için herkesin vicdanın rahat olması için dijital delillerin mutlaka ve mutlaka tarafsız olarak da incelemeye açılması gerekmektedir ki biz de bu taleplerde bulunacağız. Kimin incelediğini, ne şekilde verildiğini, kesilip kesilmediklerini, eksik verilip verilmedikleri hakkında şu anda herhangi bir bilgimiz yok. Dijitallerin de halen tam olarak çözümlendiğini düşünmüyorum çünkü banka bir basın açıklaması yaptı. Bu açıklamada 10 aylık bir görüntüden bahsetti, 10 aylık görüntünün çok kısa bir sürede incelenmesi de çok mümkün olmayacak, o da açık. Bilgisayarla ilgili log kayıtları da çok dikkatli incelenmesi lazım. Zira anladığımız Seçil Erzan kendi bilgisayarında ve printerında bu belgeleri Deniz Bank kaşeli, antetli olarak imzaladı ve müdür yardımcısı Asiye Öztürk’e imzalattı. Bu olay açık, bu anlamda bilgisayarda bu işlemleri yaptığının da ispatı anlamında bu bilgisayarların gerçek anlamda ciddi bir şekilde incelenmesi gerekiyor. Zira mağdurların söylemlerini doğrulayacak diğer bir önemli delil de bilgisayar incelemeleri, banka 'Log kaydı tarafımızda yok' dedi ama bunun dijital olarak ciddi bir şekilde çalışılarak ortaya konması gerekmektedir” dedi.
“MÜVEKKİLİM TÖHMET ALTINDA KALDI, BİZ NEDEN KAÇIRACAĞIZ”
İnsanları kandıran kişinin bir banka müdürü olduğunun unutulmaması gerektiğini söyleyen Avukat Karadağ, “Size bunları vaad eden bir banka müdürü, dışarıda, kafede karşılaştığınız biri değil, bu Deniz Bank’ın Levent Şube Müdürü’nü temsile yetkili bir banka müdürü. İradelerinin fesata uğramasında sadece banka müdürü vasfının bile yettiğini düşünüyoruz. Sonraki duruşmada özellikle sporcuların ne diyeceği çok önemli, bizler de bekliyoruz. Belgedeki antet kısmına takılmayın, Bankacılık Kanunu madde 60, bu konudaki tartışmalara zaten son veren bir hüküm. Maddede vatandaştan alınan herhangi bir mevduata karşı verilmiş her türlü belge ve bankanın imzaladığı belge geçerli bir belgedir. Benim müvekkilimin belgeleri tamamen antetli ve Asiye Öztürk’ün de imzasını taşıyor, bankada verilmiş bir belge, GPS ile paranın bankada verildiğini de ispat ediyoruz. Eğer ki dedikleri doğruysa Seçil Hanım 'Herkes her şeyin fakındaydı' diyor. Basında parasını veren iş adamları tefecilikle, adam kaçırmayla vs. özellikle müvekkilim bu anlamda bir itham, töhmet altında kaldı, biz bunu asla kabul etmiyoruz. Hatta parayı verecek olan bizken diğer parası gitmek üzere olan bizken nasıl kaçıracağız ya da neden kaçıracağız. Bizim durumumuz çok açık bir şekilde zimmet olarak söylüyorum, kimisi açısından dolandırıcılığa dönmüş. Bankaya güvenle yaptığımız işlemlerin karşılığında alınan evraklara karşı ve o bilgisayarlarda düzenlenen belgelere karşı paranın sisteme girmemesinin bizim müvekkil açısından sorun olmaması gerektiğini düşünerek zimmet diyorum” şeklinde konuştu.
“ERZAN’IN ŞİKAYETTEN SONRA MÜVEKKİLE ULAŞMASI DOĞRU, ÖLMEK İSTİYORUM’ DEDİ”
Şikayet sonrası Seçil Erzan'ın müvekkilini aradığını söyleyen ve Erzan'ın müvekkili hakkındaki iddialarına yanıt veren Avukat Karadağ, “Kara para burada yok, kimin kara parası var, müvekkilimin bütün para kaynakları belli, bütün hepsini restoranlardan toplamış, zaten incelemeye de açığız. Kaldı ki gelir anlamında da haksız vergiden devletten vergi kaçırmak anlamında yorumlayanlar var. Bir fonun zaten getirisi, vergi kesintileri onun içinde var. Seçil Erzan’ın ne futbolculara ne başkasına böyle bir vaadi yok bu dosyada da açık. Şikayetimiz tamamen Atilla Bey’in bize olayı anlatması ve daha sonra elindeki belgeleri bizim bir banka şubesinde ısın kodlarını sorgulayarak böyle bir fonun olmadığı, bu belgelerin karşılığının olmadığını öğrenmemizle karar verdik ve kesinleştirdik. Aynı gün hemen suç duyusunda ve bankayı bilgilendirmek anlamında iddianamemizle beraber süreci başlattık. Seçil Hanım’ın nasıl öğrendiğini bile biz bilmiyoruz çünkü biz kendisine söylemedik. Arda Turan ile olan ses kaydında dahi Atilla Baltaş’ın sorulduğunu görüyoruz. Arda Turan’ın da Atilla Baltaş’ı tanımadığının kesin olduğu karşısında oranın da nasıl öğrendiğini bilmiyoruz. Bu anlamda Seçil Erzan’ın şikayetten sonra müvekkile ulaşması doğrudur. Farklı bir numaradan müvekkili arıyor, kimin numarası olduğunu da bilmiyoruz. İntihar gibi şeyler söylüyor, şikayetten vazgeçmesi anlamında konuşmalar geçiyor, daha sonra tekrar aramıyor. Bu anlamda Seçil Erzan’ın bir ikna çalışması vardı, benim de bilgim dahilindeydi fakat biz zaten olayı ilgili resmi makamlara iletmiştik. Olayın açığa çıktığını da artık kendisi de anladı, o sorduktan sonra müvekkil bunu saklamamış avukatım şikayet etti demiş. O süreçten sonra bir nevi bunalım haline girdiğini müvekkil söylüyordu fakat dediğim gibi bizim bu olayı açığa çıkarmamızla birçok insanın da para vermesinin önüne geçtiğimizi özellikle vurgulamak istiyorum. 'Ölmek istiyorum' gibi söylemlerde bulunduğunu söylemişti müvekkil, intihar etmek istediğini müvekkilime de ilettiğini biliyoruz”