<B>Gaye GÜZELAY</B>
Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2004 22:56
Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksekokulu bünyesindeki ‘Meyve-Sebze İşleme’ programında okuyan öğrenciler, meyve ve sebzelerin tarladan sofraya gelene kadarki işlenme aşamalarını öğreniyor. Bazı uygulama derslerinde reçel, salamura veya konserve yapan öğrenciler, kalite kontrol analizlerini tamamladıkları ‘ödevlerini’ dersten sonra afiyetle yiyor.
Ege Üniversitesi’ne bağlı Ege Meslek Yüksekokulu’ndaki Meyve-Sebze İşleme programında okuyan öğrenciler, meyve ve sebzelerin tarladan sofraya gelene kadarki işlenme aşamalarını öğreniyor. Örneğin, domatesin tarladan alınıp kurutulması, konserve edilmesi, salça haline getirilmesi ve soğuk hava depolarında saklanması, bu bölümün ders konuları arasında.
Şu anda birinci sınıfta 32, ikinci sınıfta 28 öğrenci okuyor. Alttan ders alanlarla birlikte, programdaki toplam öğrenci sayısı 90’ı buluyor.
Program Koordinatörü Ece Nüket Öndoğan, meyve-sebze ürünlerinin kurutulması, saklanması, dondurulması, pazarlanması, salça ve konserve üretimi gibi işlemlerin de ders programı kapsamında olduğunu belirtiyor. Mikrobiyolojik analizler, kalite kontrolü ile duyusal, fiziksel ve kimyasal analiz derslerini hem teorik, hem de uygulamalı gördüklerini anlatıyor.
REÇEL, KONSERVE, SALAMURAOkulda bazı uygulama dersleri için için reçel, konserve ve salamura yapılıyor. Öndoğan, ‘Öğrenciler hammaddeleri kendileri getiriyor, yaptıklarını kendileri tadıyorlar. Kalite kontrol analizlerini yapıyorlar. İsteyen evine götürüyor, isteyen burada hep beraber yiyor’ diyor.
Öğrenciler, meyve-sebze işleyen kuruluşlarda bir ay boyunca staj görüyorlar. Mezunlar, meyve sebze işleyen her sektörde çalışabiliyor. Ayrıca sağlık ve tarım bakanlığı ile belediyelere ait laboratuvarlarda da iş bulabiliyorlar.
Öndoğan, programda görülen dersler ve içeriklerini şöyle anlatıyor:
‘Meyve sebze yapısı ve bileşimi’ dersinde, bitki hücresinin yapısı, meyve ve sebzelerin hangi bileşenlerden oluştuğu, besin öğelerinin neler olduğu anlatılıyor. ‘Gıda bilimi ve teknolojisi’ dersinde, kurutma ve dondurma işleminde önemli kriterler gösteriliyor. ‘Sofralık zeytin teknolojisi’ başlıklı derste ise, ham zeytinin işlenip tüketilebilecek hale getirilmesi öğretiliyor. İşletmelere yaptığımız gezileriyle, öğrencilerin son teknolojileri izleyebilmelerini sağlıyoruz.’
ÖĞRENCİLER EĞİTİMDEN MEMNUNLAR MANAV MI OLACAKSIN DİYENLER VARBarış Demir (1’inci sınıf): Programı, geleceğe yönelik iş imkánları çeşitli olduğu için tercih ettim. Gıda mühendisliği bölümüne geçiş yapmayı istiyorum. Olmazsa, otellerin satış bölümleri veya soğuk depolarında iş imkánı var. Bir fabrikaya veya laboratuvara göre daha fazla gelir sağlanabilir. Gelir 600 milyondan başlıyor. Programı daha çok kadınlar tercih ediyor. Bu programda okuduğumu söylediğim arkadaşlarıma ters geliyor. ‘Manav mı olacaksınız’ diyenler var. Ne kadar önemli bir iş olduğunun farkında değiller.
LABORANT OLARAK ÇALIŞIYORUMMeltem Özen (2’nci sınıf): Bir gıda ürünleri firmasında, mikrobiyoloji laborantı olarak çalışıyorum. Mikrobiyolojide, işlenen ürünün içerdiği mikroorganizmalar kontrol ediliyor. Sağlığa ve kriterlere uygun olup olmadığına bakılıyor. Programı, meslek lisesinden mezun olduktan sonra tesadüfen tercih ettim. Mesleğimden çok memnunum. Gelir düzeyi çalışılan firmaya göre değişiyor. Yabancı ortaklı firmalar daha yüksek maaş veriyor.
Okuldaki uygulama derslerimiz çok eğlenceli geçiyor. Geçen gün derste yaptığım barbunya konservesini eve götürüp yedim. Çok güzel olmuştu. Burada hijyene çok önem veriyoruz. Ama bir işletmede bu kadar özen gösterilmeyebiliyor.
DÖRT YILLIĞA GEÇİŞ YAPMAK İSTİYORUMÖzlem Ünal (2’nci sınıf): Mezun olduktan sonra bu bölümün dört yıllığına geçiş yapmak istiyorum. Olmazsa da gıdayla ilgili bir işletmede çalışmak istiyorum. Bölümün avantajları var. Ben
yemek konusunda yetenekli olduğum için zorluk çekmiyorum. Okulun en eğlenceli tarafı, uygulama derslerinde yaptığımız yiyecekler. O gün bütün sınıf salamura zeytin yapıyor mesela. Sonra da analizlerini yapıyor, ph’ını, rengini, lezzetini analiz ediyoruz.