Saz heyetinin uslanmaz çapkını

Güncelleme Tarihi:

Saz heyetinin uslanmaz çapkını
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2001 00:00

Bir zamanlar ÅŸarkıları dillerden düşmeyen, peÅŸpeÅŸe Altın Plak ödülleri alan, yaÅŸadığı aÅŸklar, evliliklerle hep kendinden söz ettiren, son zamanlarda Atilla TaÅŸ'ın söylediÄŸi Zennube bestesi ile tekrar gündeme gelen Türk Sanat MüziÄŸi'nin üstadlarından Kanuni CoÅŸkun Erdem yeniden sahnelere dönüyor. Başından geçen altı evlilik ve her biri için yaptığı besteler filmlere konu olan CoÅŸkun Erdem, kriz dolayısıyla iki yıldır perdeleri kapalı olan Taksim Maksim Gazinosu'nda 15 Ocak 2002'de fasıl heyeti ÅŸefi olarak iÅŸe baÅŸlıyor.DoÄŸduÄŸunda kulağına üflenen ezan sesinin ardından babası Mustafa Bey, oÄŸlu sanatçı olsun diye yanına gelip ud çalmış. Tabii bunları hatırlamıyor. Ama yine de ilk hatırladığı ses ud, ilk hatırladığı görüntü sis. Ses, babası dava vekili Mustafa Bey'in udundan geliyor. Bembeyaz bir tül gibi toprağı örten sis görüntüleri ise Gemlik'in Kapaklı Köyü'nden. Kanuni CoÅŸkun Erdem 23 Mayıs 1938'de bu köyde doÄŸuyor. Babasının iÅŸi dolayısıyla bir müddet sonra Zonguldak'a oradan da Çaycuma'ya göçüyorlar. Seslerin makama ve melodiye dönüşmesi Çaycuma'da baÅŸlıyor.Çok küçük yaÅŸta olmasına raÄŸmen sesi ve makam yeteneÄŸi dolayısıyla Çaycuma'nın tek camiinde ezan okumaya baÅŸlıyor, Çaycuma susup onu dinliyor. Bazı akÅŸamlar baba evde ud çalmaya baÅŸlayınca, küçük CoÅŸkun naÄŸmelerdeki boÅŸluÄŸu sesiyle dolduruyor. Mustafa Bey, oÄŸlunun sanatçı olmasını çok istediÄŸi için Adapazarı'na taşınıyor. Çünkü Adapazarı'nda musiki cemiyeti var. Ä°ÅŸte ilk sistematik müzik eÄŸitimini bu cemiyette almaya baÅŸlıyor. BestelediÄŸi saz semaileri ve peÅŸrevleriyle ünlenen Ä°smail Sefa Olcay hocanın yanında kanuniliÄŸe doÄŸru ilk adımları atıyor.SAHNEDEKÄ° GÃœYA ERKEKLERBir zaman sonra Mustafa Bey, Adapazarı'nın oÄŸluna dar geldiÄŸine karar verip varını yoÄŸunu satarak, bütün sanatların ve büyük hayatların merkezi Ä°stanbul'un yolunu tutuyor. Küçük CoÅŸkun, Türk musikisine mücevherler kazandıran Ãœsküdar Musiki Cemiyeti'ne hemen kabul ediliyor. Kadri ve Ä°smail Åžençalar, Åžerif İçli, Neyzen Gavsi Baykara ve büyük kanun üstadı Ahmet Yatman'dan özel dersler alınca, fırtınalarla kaplı müzik denizinin kıyısını görmeye baÅŸlıyor.1954'te yani henüz 16 yaşındayken Yenikapı Çakır (adı sonradan Çakıl olarak deÄŸiÅŸtirilen, Mehmet Çakır'a ait gazino) Gazinosu'nda okuyucu olarak sahneye adımını atmış. Zeki Müren de aynı günlerde Küçükçiftlik Parkı'nda sahneye çıkmış. Solistlik hayatı iki yıl sürmüş. Ve bir gün ansızın karar vererek, okuyuculuÄŸu bırakıp saz heyetine katılmış. Gerekçesi neymiÅŸ? ‘‘Baktım ki, sahneler allı pullu elbiseler giyen, orası burası oynayan güya erkeklerle dolmaya baÅŸladı. Zeki Müren, bir ekoldü ve büyük bir sanatçı. Ama ötekiler, yani taklitleri kötüydü. Sahneler, Ä°smail Cembahar, Adnan Pekak ve daha onlarca Zeki kopyasıyla doldu. Bizim için çekilmek vacip oldu.’’ZENNUBE ALT ÃœST ETTÄ°Genç yaşına raÄŸmen, Saime Sinan gibi devrin büyük solistlerinin saz heyetinde kanuni olarak iÅŸe baÅŸlıyor. Uçsuz bucaksız Anadolu yollarında, o ÅŸehir senin bu ÅŸehir benim dolaşırken, ıssız otellerin sessiz gecelerinde ÅŸiirler yazıp besteler yapıyor. 1960'larda verilmeye baÅŸlanan ilk Altın Plak Ödülü'nü, bestesini CoÅŸkun Erdem'in yaptığı ‘‘Kader böyleymiÅŸ ne söylesem boş’’ isimli ÅŸarkısıyla rahmetli Sevim Tanürek almış. Ardından ‘‘Maziyi unutma’’ adlı ÅŸarkısı ünlenmiÅŸ. Müzeyyen Senar, Safiye Ayla, Perihan AltındaÄŸ Sözeri, Hamiyet Yüceses gibi devrin ünlü solistleri, Kanuni CoÅŸkun Bey'le çalışmaya baÅŸlamış.Aralarında Gönül ferman dinlemez, Geceler gariplerindir, Varayım gideyim gurbet eline, Garibin derdinden garipler anlar gibi ünlü ÅŸarkıların da bulunduÄŸu 50'den fazla bestesi hálá revaçta. Atilla TaÅŸ'ın son albümünde yer alan Zennube için, ‘‘o benim en uyduruk bestemdir, ama bütün ÅŸarkılarım gibi bir aÅŸkın içinde doÄŸduÄŸu için benim nezdimde deÄŸerlidir’’ yorumunu yapıyor. Bu noktada söz aÅŸklara, ayrılıklara, uzun yollara, yarım kalmış ÅŸarkılara ve tabii ki evliliklere geliyor.CoÅŸkun Erdem, tam 6 evlilik yapmış. Biri hayatta olmadığı için kalan beÅŸi her bayram ve doÄŸum gününde kendisini arıyor ve ziyaretine geliyor: ‘‘Birinci eÅŸim oryantal AyÅŸegül Hanım, çok güzel bir kadındı. Sahnelere çıktı mı, sanki sihirli bir deÄŸnekle bütün gözler sabitlenirdi. Evlendik. Bir yıl sürdü. Rahat durmadım. Ayrıldık. Ama bu beni sonra sonra çok üzdü. Onun için bir ÅŸarkı yaptım: Kader böyleymiÅŸ ne söylesem boÅŸ/Gece gündüz dolaÅŸtım aÅŸkınla sarhoÅŸ.’’‘‘İkinci eÅŸim rahmetli ses sanatçısı Hayrunisa Hanım'dı. Üçüncüsü ise solistti. Adı Atiye AteÅŸ. Atiye kendini çok meÅŸhur zannederdi. Bir gün Ä°zmir'de müzikli bir çay bahçesi olan bir yere gittik. 15-20 çocuk nargilelere ateÅŸ yetiÅŸtirmeye çalışırken geziniyor ve ateÅŸ isteyen var mı, diye bağırıyordu. Atiye bana dönüp. Onlara söyle çok ısrar etmesinler burada sahneye çıkmam, dedi... ‘‘EvliliÄŸimizin ilk altı ayından sonra Oryantal Zennube'yi tanıdım. Dünyam alt üst oldu. Kırıştırmaya baÅŸladık. Ä°zmir'de bir gece onun evinde kalmıştım. Sabah kapı çalındı. Bizi AteÅŸ bastı. O devirde cezası büyüktü. Yalvarıp yakardım. Affetti. Åžubeden çıktıktan 15 dakika sonra bir yalan kıvırıp Zennube'yle buluÅŸtum. Üç dört ay sonra Atiye'den boÅŸanıp onunla evlendim. Ama bu da uzun sürmedi.SONUNCUSU 17 YIL SÃœRDÜ‘‘Bak olay esas ÅŸimdi geliyor. BeÅŸinci evliliÄŸim bir hayli maceralı oldu. Çalıştığım gazinoya bir kız gidip gelmeye baÅŸlamıştı. Adı Türkün Güçer. Åžimdi Ali Rıza GündoÄŸdu'nun eÅŸi olan Türkan GündoÄŸdu, o zamanlar Türkan Åžoray'a benzerdi. Bir gazinoda ÅŸarkı söylermiÅŸ. Bir gece beni de götürdü. Sahneden indikten sonra kaldığı pansiyona gittik. Geceyi birlikte geçirdik. Ertesi akÅŸam sahnedeyken, gazinonun müdürü kulisten iÅŸaret edip beni çağırdı. Sazımı bırakıp gittim. Yanında, iki sivil polis vardı. MeÄŸer kız henüz 17 yaşındaymış. Ne bileyim. Beni hemen içeri attılar. Ertesi günkü Hürriyet olayı manÅŸetten, kanuni CoÅŸkun Erdem kanunsuz iÅŸ yaptı, diye verdi. Sultanahmet Cezaevi'nde 13 gün yattım. Geceler Gariplerindir ÅŸarkısını iÅŸte bu sırada yaptım. Üç ay içinde nikah yapma ÅŸartıyla tahliye oldum. En uzun ömürlü olan Nalan Nil'di. Tam 17 sene sürdü. Tam gaza basmıştım ki, bunu da Alev Sayın frenledi... Tabii medyanın aÄŸzı torba deÄŸil ki büzesin. Olay patladı. Yurtdışında konserdeydim. Döndüğümde evi tam takır buldum. Kızmadım. Hak etmiÅŸtim.’’Evliliklerinden bir kızı, bir de oÄŸlu var. Üç de torun sahibi. Åžimdi bekar. Kriz geçtikten sonra 50'nci sanat yılını kutlayacak. COÅžKUN ERDEM'Ä°N ANILARINDANZeki Müren'in kadınlarla iliÅŸkileri de bir hayli hareketliydi. Ajda Pekkan, odasına girer saatlerce çıkmazdı.Celal Bayar'dan itibaren bütün cumhurbaÅŸkanlarımıza çaldım. Rahmetli Özal müzikten çok iyi anlardı. Evren, daha çok Rumeli türkülerini severdi. Bülent Ersoy'u çocukluÄŸundan beri tanırım. Geçenlerde ‘‘eskileri topla gel’’ dedi. Gittik. ‘‘Hepsi bu kadar mı?’’ dedi. ‘‘DiÄŸerleri için Karacaahmet'ten izin alamadım’’ dedim. Kadın olduktan sonra bir gün, boÅŸ bulunup ‘‘bak oÄŸlum...’’ demiÅŸim. ‘‘Bana oÄŸlum deme, ben artık bir kadınım. Kızım de’’ diye bağırdı. O günden beri ‘‘Benim güzel kızım’’ diye hitabederim.Gönül Yazar, beÅŸ koca aldı, ben altı karıyla evlendim ama birbirimizi bırakamadık. Galiba en sonunda onunla evleneceÄŸim! Åžaka, bize nikah düşmez. Aynı yatakta yatmışlığımız vardır. Gerçi ben sabahı zor ettim ama aramızda birÅŸey geçmedi.Safiye Ayla 70 yaÅŸlarında ben de orta yaÅŸlarda bir delikanlıyım. Bir gün BeyoÄŸlu'nda yürüyorum, arkadan bir kadın sesi duydum. ‘‘CoÅŸkun abi’’ diye bağırıyordu. Döndüm ki Safiye Hanım. ‘‘Bari amca deseydin kızım’’ dedim hayretle. Münir Nurettin'i içkili gazinoda ÅŸarkı söylemeye ilk defa ben ikna ettim. Ama o çıkmadan ben sahneye gelir, ‘‘Sayın seyirciler, içkilerinizi ve mezelerinizi ÅŸimdiden alın. Ãœstad çıkınca servis kesilecek’’ derdim.Mustafa Kandıralı çok temiz ve saftır. Bir gün Ä°zmir'e gideceÄŸiz. Dedim ki, ‘‘smokinleri giyip de uçaÄŸa binelim, hemen inip konsere yetiÅŸiriz.’’ Kandıralı itiraz etti. Normal elbiselerimizle bindik. BulunduÄŸumuz bölümde bir yazı vardı. Kandıralı seçemedi. Bana ne yazdığını sordu. ‘‘No smoking yazıyor’’ dedim. ‘‘Bak gördün mü yasakmış’’ dedi. Sevim Tanürek ve CoÅŸkun Erdem. Ä°lk Altın Plak ödülünü Sevim Tanürek, CoÅŸkun Erdem'in ‘‘Kader böyleymiÅŸ ne söylesem boş’’ adlı parçasıyla aldı.Ercüment Batanay'la BoÄŸazda bir gece kadeh tokuÅŸtururken.CoÅŸkun Erdem, önce okuyucu olarak çıkmış sahneye. Sonra kanuni olarak çalışmaya baÅŸlamış. Besteleri sayesinde de meÅŸhur olmuÅŸ. Bu resimde, en büyük üstadlardan Yesari Asım Arsoy'la birlikte.CoÅŸkun Erdem, eski eÅŸleriyle olan fotoÄŸraflarını vermedi ama manken TuÄŸba Özay'la Romanya'da çekilmiÅŸ bu fotoÄŸrafının basılmasına itiraz etmedi.Müzeyyen Senar ve CoÅŸkun Erdem.Soldan saÄŸa, Zehra Bilir, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Perihan AltındaÄŸ Sözeri, Müzeyyen Senar. Ayaktakiler, Halit Kıvanç, CoÅŸkun Erdem, Kamil Sönmez. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!