Güncelleme Tarihi:
MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin görüntü ve haberlerin yayınlanmasıyla ilgili Cumhuriyet gazetesinin eski Yayın Yönetmeni Can Dündar, Ankara Temsilcisi Erdem Gül ve CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun yargılandığı davada, savcı Mehmet Yeşilkaya mütalaasını açıkladı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanıklardan Gül ile Berberoğlu hazır bulundu, yurtdışında olan Dündar duruşmaya katılmadı.
‘HİÇBİR KAMU YARARI YOK’
Duruşmada görüşünü açıklayan savcı Mehmet Yeşilkaya özetle şöyle dedi: “Dündar ve Gül’ün hiçbir kamu yararı olmadığı halde Adana Ceyhan ve Hatay Kırıkhan ilçesinde adli soruşturma yürütülüyormuş görüntüsü altında yapılan operasyon ve işlemlere ilişkin yayın yaparak görüntüleri ifşa etmekteki amaçlarının Türkiye Cumhuriyeti hükümetini yıpratarak görev yapamaz hale getirmek olduğu anlaşılmıştır.” Savcı Yeşilkaya, mütalaasında şu değerlendirmeye de yer verdi: “Dündar ve Berberoğlu’nun 27.05.2015’te GSM hattı ile 21 saniye görüştükleri, Berberoğlu’nun hattından Büyükdere Caddesi ...... adresinden sinyal alındığı, bu görüşmenin ardından Dündar ve Berberoğlu’nun yüz yüze görüştükleri, görüntüleri içeren flashdiski Berberoğlu’nun sanık Can Dündar’a teslim ettiği....”
ÜYE OLMAMAKLA BİRLİKTE YARDIM
Savcı Yeşilkaya mütalaada, sanıklar Can Dündar, Erdem Gül ve Enis Berberoğlu için ‘Örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek’ suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep etti. Savcı, Berberoğlu hakkında ayrıca ‘Devletin güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibari ile gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadı ile açıklayıp yayınlamak’tan müebbet hapis cezası da istedi.
‘OKUMAYA TENEZZÜL ETMEDİM’
CHP milletvekili Enis Berberoğlu, duruşmanın ardından yaptığı açıklamada savcının mütalaasına tepki göstererek şunları söyledi: “Ben bir gözlemci olarak başladım bu sürece, sanık olarak Erdem Gül’le, Can Dündar’la beraber yargılanıyoruz. İlk duruşmayla ikinci duruşmam arasındaki 55 gün içinde, üç kişilik mahkeme heyetinin tamamı değişti. Dolayısıyla sabah geldiğimde savcının mütalaasını okumaya tenezzül dahi etmedim. Bu mahkeme heyetinden zaten başka bir şey beklemenin bir alemi yoktur. Bir ince detay var. Meclis’e gönderilen fezlekeyle şu anda yargılandığım madde değişti. Zaten yapılmak istenenin bu olduğunun farkında oldum. İki duruşma arasına bir mahkeme heyetinin tamamını değiştirip kendi çağırdığı tanığı dinlemeye gerek duymadan, savunmanın topladığı delilleri dinlemeye tenezzül etmeden müebbetle yargılamak üzere mütalaa yazan hukuk sistemine dünyanın neresinde ne denir? Sizin taktirlerinize bırakıyorum.”