Güncelleme Tarihi:
İddianamede, şüpheli avukatlar Şükriye Erden, Ebru Timtik, Özgür Yılmaz, Süleyman Gökten, Günay Dağ, Oya Aslan, Zehra Özdemir, Aycan Çiçek, Güray Dağ ve Naciye Demir’in telefon hatları ile Savcı Kiraz’ı şehit eden ve ölü olarak ele geçirilen Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol’un görüşmüş oldukları yurtdışı telefonları ile örgütsel irtibatlarının olup olmadığının tespiti amacıyla rapor hazırlandığı belirtildi. İddianamede yer verilen analiz raporunda, “31 Mart 2015’de 20.59’da Yunanistan’da kullanıcısı bilinmeyen telefonun avukat Şükriye Erden’i aradığı ve 90 saniye görüşme kaydının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu şeklide şüphelilerden Şükriye Erden, Günay Dağ, Aycan Çiçek ve Oya Aslan’ın kullandıkları GSM hatlarıyla örgütsel faaliyet doğrultusunda 2012 Haziran ayında Yunanistan’dan illegal yollarla çıkış yapan örgüt mensubu Harika Kızılkaya’nın kullandığı Yunanistan’a ait hat ile eylem tarihi olan 31 mart 2015’de rehin alma sırasındaki müzakere görüşmelerinden önce de irtibat olduğu anlaşılmıştır” denildi
İddianamede yer alan örgütsel dokümanlar arasında Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alındığı esnada başına silah dayanmış olan fotoğraf da yer aldı.
“SPORCULAR KOD İSMİ İLE ANILIYORLAR”
İddianamede, DHKP/C terör örgütünün alt yapılanmalarından olan Halkın Hukuk Bürosu’nun(HHB) örgütün merkezi komite olarak adlandırılan yurtdışındaki üst yönetiminin talimatıyla kurulduğu, mensuplarının yurt dışında bulunan örgütün üst düzey yöneticilerinin talimatı ile hareket ettikleri, HHB dahilinde faaliyet gösteren avukatların örgüt içinde “Sporcular” kod ismi ile anıldığı öne sürüldü. Örgütün legal alanında faaliyet gösteren şahısların aranmaları veya hapis cezalarının kesinleşmesi halinde HHB’na mensup şüpheliler tarafından öğrenilerek ülke içerisindeki terör örgütünün genel komitesine bildirildiği, bunun üzerine örgüt mensuplarının illegal alana geçtikleri ya da örgüt tarafından yurt dışına kaçırıldıkları iddia edildi.
“ÖRGÜT İÇİ KURYELİK İDDİASI”
İddianamede, “DHKP/C terör örgütü legal alan yapılanmalarından olan HHB’nin örgüte eleman kazandırmak amacıyla örgütün taban bulduğu bölgelerde bulunan hukuk fakültesi öğrencilerini örgütlemeye yönelik çalışmalar yürüttüğü, bir dönem "www.halkinhukuk.org" isimli bir internet adresinden yayın yaptığı ve günümüz itibariyle "www.halkinhukuk.net" adresinden yayın yapmaya başladığı tespit edilmiştir. Faaliyetlerini kamuoyuna “Devrimci avukatlık pratiği” adı altında lanse eden HHB’na mensup avukat şüphelilerin bu söylem adı altında örgüt içi kuryelik yaptıkları ve iletişimi sağladıkları, örgütün yönetici kadrosundan aldıkları talimatları tutuklu/hükümlü bulunan veya dışarıda faaliyet gösteren örgüt mensuplarına ilettikleri, örgüt üstü yönetime rapor verdikleri, itirafçı olmak isteyen örgüt mensuplarını tehdit ettikleri anlaşılmıştır” denildi.
GİZLİ TANIKTAN, SABANCI EYLEMİNİN TALİMATI AVUKATLAR ARACILIĞI İLE İLETİLDİ İDDİASI
İddianamede gizli tanık ifadelerine de yer verildi. Gizli tanık Güneş, 13 Eylül 2017’de verdiği ve iddianamede de yer alan ifadesinde şunları söyledi: “DHKP/C terör örgütünün hukuki işlemlerini yürüten kurum gözükse de aslında örgütün en önemli kurumlarından birisi olan Halkın Hukuk Bürosu avukatları örgüt yöneticilerinin talimatları ile hareket ederler. Bazı büyük eylemlerin talimatlarının yöneticiler tarafından avukatlar aracılığı ile savaşçıya(Feda eylemcisine)iletildiğini biliyorum. Buna da şöyle bir örnek vereyim. Sabancı Center eylemini gerçekleştiren İsmail Akkol ve Mustafa Duyar’a eylem için yardımcı olan avukat Ahmet Düzgün Yüksel olduğunu duydum. Avukatlar yasal militan gibi çalışır, bazen savaşçıya talimatı getiriler bazen da eylem gerçekleştiren savaşçıyı saklar ve yurt dışına çıkartılar.”
2004’DE HOLLANDA DA ELDE EDİLEN BELGELERDE YER ALDI
İddianamede 1 Nisan 2004’de DHKP/C örgütüne yönelik Hollanda’da gerçekleştirilen operasyonda elde edilen bilgisayar kayıtlarının incelenmesinde, Halkın Hukuk Bürosu avukatı iken Sabancı cinayeti sanığı Mustafa Duyar’ın beyanları sebebiyle arandığından Almanya’ya kaçan avukat Ahmet Düzgün Yüksel’in örgütsel faaliyetlerine burada da devam ettiği ve “Rüstem, Kamil ve Kasım” kod isimleri ile anıldığı bilgileri elde edildiği belirtildi.