Savcı, kadın komiserin beraatini istedi
Güncelleme Tarihi:
Teslime TOSUN/ANTALYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2007 23:20
Antalya'da, bazı kamu görevlilerinin de adlarının karıştığı fuhuş operasyonuyla ilgili davada, kadın komiser Serap Yılmaz ve bazı sanıklar hakkında beraat, komiser Emre Kürşat Öner'in ise rüşvet alıp vermeye aracılık etmek suçlarından cezalandırılması istendi.
Antalya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, ‘fuhuş amaçlı örgüt kurmak’, ‘fuhuşa aracılık yapmak’ ve ‘rüşvet vermek’ suçlamalarından tutuklu bulunan ve fuhuş çetesinin lideri olduğu öne sürülen ‘Baba’ ve ‘Baron’ lakaplı Mustafa Kılıç'ın yanı sıra çete adına faaliyet gösterdikleri ileri sürülen 6 tutuklu sanık katıldı. Duruşmada, biri kadın iki komiser, polis memurları ve adliye çalışanlarının aralarında yer aldığı tutuksuz sanıklar da hazır bulundu.
Tutuklu sanıklar ve avukatları tahliye ve beraat taleplerini yinelerken, Cumhuriyet Savcısı Mustafa Piroğlu, mahkemeye esas hakkında mütalaasını sundu. Savcı Piroğlu mütalaasında, tutuklu sanıklar Mustafa Kılıç ve Mustafa Ergin'in fuhuş işi ile uğraştığını, etraflarına topladıkları kişilerle örgüt oluşturup fuhuş için kullanmak üzere yabancı uyruklu kadınları Türkiye’ye getirdiğini belirterek, Kılıç’ın kendisinin yakalanıp, gözaltına alınması veya tutuklanmasını engellemek için ön plana çıkmamaya özen gösterdiğini, bu nedenle sahibi olduğu otel ve pansiyonları da etrafına topladığı kişilere kiralamış gibi gösterdiğini kaydetti.
KADIN POLİS İÇİN KESİN DELİL BULUNAMADI
Suç örgütünün üyelerinden olduğu iddiasıyla yargılanan sanıklardan Menderes Tekel'in bu kapsamda örgüt adına Antalya Emniyet Müdürlüğü'nde görevli akrabası komiser Emre Kürşat Üner ile bağlantı kurduğu ve Üner'in emniyet içerisinde bağlantıları kurmada aracılık yaptığı öne sürülen mütalaada, komiser Emre Kürşat Üner'in rüşvet verilmesi olayına aracılık ettiği ileri sürüldü.
Savcı Piroğlu, tutuksuz yargılanan sanıklardan Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği'nde görevliyken açığa alınan kadın komiser Serap Yılmaz ile ilgili ise rüşvet almak suçunu işlediğine dair yeterli, kesin, inandırıcı, her türlü kuşkudan uzak, elverişli delil elde edilemediğini belirtti. Savcı Piroğlu, Serap Yılmaz'ın yanı sıra Ömer Faruk Başaran, Benal Kurçenli, Mehmet Kaplan, Süleyman Avcı ve Ali Davran’ın tüm suçlardan beraatine karar verilmesini talep etti. Savcı, sanık Mustafa Kılıç’ın ise rüşvet vermek, suç işlemek için örgüt kurmak, örgütün faaliyetleri çerçevesinde fuhuş yaptırmak suçlarından ayrı ayrı ayrı cezalandırılmasına, tutuksuz yargılanan polis memuru Necdet Tuğrul Taş ile Menderes Tekel'in rüşvet almak suçlarından, komiser Emre Kürşat Üner’in de rüşvet almak ve rüşvet alıp vermeye aracılık etmek suçlarından eylemlerine uyan hapis cezalarına çarptırılmasını istedi.
Mustafa Piroğlu, dava sürecinde Antalya'daki görevinden Manavgat Adliyesi'ne tayin edilen Yazı İşleri Müdürü Hasan Pınar ile katip Kemal Altun'un da örgüte bilerek yardım etmek ve soruşturmanın gizliliğini ihlal etmek suçlarından, diğer bazı sanıkların da örgüte üye olmak ve fuhuş yaptırmak suçlarından cezalandırılmalarını talep etti.
Mütalaanın ardından 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Tutuklu sanıklar ve avukatları tahliye ve beraat taleplerini yinelerken, Cumhuriyet Savcısı Mustafa Piroğlu, mahkemeye esas hakkında mütalaasını sundu. Savcı Piroğlu mütalaasında, tutuklu sanıklar Mustafa Kılıç ve Mustafa Ergin'in fuhuş işi ile uğraştığını, etraflarına topladıkları kişilerle örgüt oluşturup fuhuş için kullanmak üzere yabancı uyruklu kadınları Türkiye’ye getirdiğini belirterek, Kılıç’ın kendisinin yakalanıp, gözaltına alınması veya tutuklanmasını engellemek için ön plana çıkmamaya özen gösterdiğini, bu nedenle sahibi olduğu otel ve pansiyonları da etrafına topladığı kişilere kiralamış gibi gösterdiğini kaydetti.
KADIN POLİS İÇİN KESİN DELİL BULUNAMADI
Suç örgütünün üyelerinden olduğu iddiasıyla yargılanan sanıklardan Menderes Tekel'in bu kapsamda örgüt adına Antalya Emniyet Müdürlüğü'nde görevli akrabası komiser Emre Kürşat Üner ile bağlantı kurduğu ve Üner'in emniyet içerisinde bağlantıları kurmada aracılık yaptığı öne sürülen mütalaada, komiser Emre Kürşat Üner'in rüşvet verilmesi olayına aracılık ettiği ileri sürüldü.
Savcı Piroğlu, tutuksuz yargılanan sanıklardan Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği'nde görevliyken açığa alınan kadın komiser Serap Yılmaz ile ilgili ise rüşvet almak suçunu işlediğine dair yeterli, kesin, inandırıcı, her türlü kuşkudan uzak, elverişli delil elde edilemediğini belirtti. Savcı Piroğlu, Serap Yılmaz'ın yanı sıra Ömer Faruk Başaran, Benal Kurçenli, Mehmet Kaplan, Süleyman Avcı ve Ali Davran’ın tüm suçlardan beraatine karar verilmesini talep etti. Savcı, sanık Mustafa Kılıç’ın ise rüşvet vermek, suç işlemek için örgüt kurmak, örgütün faaliyetleri çerçevesinde fuhuş yaptırmak suçlarından ayrı ayrı ayrı cezalandırılmasına, tutuksuz yargılanan polis memuru Necdet Tuğrul Taş ile Menderes Tekel'in rüşvet almak suçlarından, komiser Emre Kürşat Üner’in de rüşvet almak ve rüşvet alıp vermeye aracılık etmek suçlarından eylemlerine uyan hapis cezalarına çarptırılmasını istedi.
Mustafa Piroğlu, dava sürecinde Antalya'daki görevinden Manavgat Adliyesi'ne tayin edilen Yazı İşleri Müdürü Hasan Pınar ile katip Kemal Altun'un da örgüte bilerek yardım etmek ve soruşturmanın gizliliğini ihlal etmek suçlarından, diğer bazı sanıkların da örgüte üye olmak ve fuhuş yaptırmak suçlarından cezalandırılmalarını talep etti.
Mütalaanın ardından 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.