Güncelleme Tarihi:
HEKİMİN GÖRÜŞ BİLDİRMESİ DOĞAL
“Meslek kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin demokrasilerde önemli görevleri vardır. Sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşları sadece kendi alanlarıyla ilgili değil, kendi alanlarını dolaylı olarak ilgilendiren diğer alanlarda da açıklama yapma hakkına sahiptirler. Hemen hemen hayatın her alanıyla bağlantı kurulabilecek bir alanda görüş beyan etmeleri kadar doğal bir şey yoktur. ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur.’ Bunu söyledi diye bir doktorun yargılanması hangi demokraside olabilir? Hekimin görevi zaten insanın hayatını kurtarmaktır. Bunun için yemin ediyor. Bunun için önüne gelen kişiye kimliğini, inancını, yaşam tarzını sormuyor. Onu iyileştirmek için elinden gelen çabayı gösteriyor. Savaş bir sağlık sorunu mu? Evet, sağlık sorunudur. Buyurun Yemen’e bakın. 5 milyon çocuk savaşın ortasında. İnsanlar birbirini kesiyor, emperyal güçler onlara silah veriyor, ölen de öldüren de Müslüman. Buyurun Suriye’ye, Irak’a bakın.
BU BİR AKIL TUTULMASIDIR
Bir hekimin, hekim birliğinin bütün duyarlılıkları dikkate alarak görüş beyan etmesi kadar doğal ne olabilir. ‘Siz neden görüş beyan ettiniz’ diye yargılanıyor arkadaşlarınız, bu bir akıl tutulmasıdır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artması konusunda neden bir önlem alınmıyor? Açıklama yaptı diye mahkemeye, ama şiddet uygulandı diye yasal bir önlem alınmıyor. Bu çifte standardın gerekçesi ne?”
DURUŞMALARDA YANLARINDA OLACAĞIZ
TÜRK Tabipleri Birliği’ni ziyaretinde “Yargılanma sürecini demokrasiye aykırı bir tutum olarak görüyoruz” diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Ne diye yargılayacaklar? Savaşı, insanların öldürülmesini kim savunuyor? Bu ülkenin kurucusu, hayatı savaş meydanlarında geçti ama sonuçta ‘Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir’ diyor. Siz kalkıyorsunuz 21’inci yüzyılda ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ dediler diye doktorları yargılıyorsunuz, kabul edilecek bir olay değil, bir akıl tutulmasıdır. Arkadaşlarımız duruşmalar sırasında TTB’nin yanında olacaklar, dolayısıyla biz davanın bir an önce sonuçlanmasını ve Türkiye’nin bu hukuk garabetinden bir an önce çıkmasını arzu ederiz.”