Güncelleme Tarihi:
INSTAGRAM’da Büşra Nur Çalar Söylemez’in hesabından yayınlanan Ihlamur Kasrı’ndaki mevlit görüntüleri büyük yankı uyandırdı. Bu konuda çeşitli kesimlerden görüşler şöyle:
BU BİR MELEZLEŞME
Bekir Ağırdır (KONDA Genel Müdürü): “Bu bir melezleşmedir. Muhafazakârlar yeni orta sınıflar yaratıyor. Ritüeller ve sembollere dair müthiş bir açlıkları var. Kentli pratiklerin hepsini istiyorlar. Modern ritüellere karşı değiller. Hatırlar mısınız, seküler bir kadın kına gecesinde erkeklerin başının üzerinde taşınmıştı. Onun görgüsüzlüğü ile bu kadın arasında fark yok. Meseleyi sosyolojik olarak tartışmak gerekirken, kutuplaşmanın neferleri, karşı cepheye atmak için ellerine cephane geçirdiğini varsayıyor. Asıl mesele, sosyolojiktir. Türkiye, modernleşme konusunda sentez üretiyor. Elimizde doğru model yok. Önceki model de tektipçi ve dayatmacıydı, AKP’ninki de. Doğru senteze ulaşamıyoruz. Çünkü ortak bir makul tanımı yok.”
DEĞERLERİMİZDE AŞINMA OLDU
Ender Helvacıoğlu (Bilim ve Gelecek Dergisi Genel Yayın Yönetmeni): “Bir yanda alıp başını gitmiş işsizlik, yoksulluk, toplu aile intiharları, diğer yanda şatafatlı bebek mevlitleri. Biz komşumuz açsa uyuyamayan, gören olur da imrenir diye otobüste simit yiyemeyen bir toplumduk. Dayanışmacılığımızla bilinirdik. Değerlerimizde aşınma oldu. Bebek mevlidi, bebeğe tek taş yüzük takmalar, yeni yetme İslamcı burjuvazimizin bir görgüsüzlük örneği. Emeğiyle, topluma değer katarak para kazanan kişi böyle bir görgüsüzlük yapmaz. Görgüsüzlük çürümüş sınıfların davranışıdır.”
BUNLAR İSLAM’DA YOKTUR
İhsan Eliaçık (yazar): “Müslümanın, komşusu açken tok yatması, zengin yaşamasıdır. Bunlar İslam’da yoktur. Biz hatırlatınca ‘Müslüman zengin olmasın mı?’ deniyor. ‘Küfre karşı Müslüman’ın zengin olması lazım’ deniyor. Biraz sıkıştırınca ‘İmtihan dünyası. Zenginler şükredecek, yoksullar sabredecek’ deniyor. Hatta ‘Müslümanlar zengin olmalıdır’ şeklindeki sözlerle durum dinselleştiriliyor. Meselenin dinen böyle olması gerektiğini söylemeleri korkunçtur.”
NEFRET DİLİ KULLANIYORLAR
Nihal Bengisu Karaca (gazeteci): Lüksü başörtülüler icat etmiş gibi davrananlar birkaç gündür nefret dili kullanıyor. Kendisine, acaba hangi üstün meziyetim gereği Rolex saat takıyorum, altımdaki Mercedes neyi temsil ediyor diye sormayan bazı erkeklerin kadınları müsriflikle suçlaması ya da ‘din bu değil’ diye sövmesi. Doğru, din bu değil. Dindarlığın içinden bu kadar şatafat geçmemeli. Ama lüksü ve gündelik hayat teşhirciliğini makul sayan sosyal medya kültürünü kadınlar başlatmadı. Bazı başörtülülerin seremoninin dozunu kaçırması, şikâyet edilen dönüşümün sebebi değil, sonucudur.”
İSRAFA GİRER
Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Ahmet Hoca): “İsraf olarak nitelendirilebilir. Ancak linç kampanyasını uygun görmüyorum. Bazıları intiharları bile mevlide bağlıyorlar. İslamiyet diyor ki, insan zekatını verdikten, malını helalden kazandıktan sonra pahalı arabaya binmesi ziynettir ve süstür. Hakkıdır. Bir taraftan Kuran, sofradan doymadan kalkın diye buyuruyor. Pahalı kumaştan elbise alabilirsiniz ama abartarak, 200 takım almayın. Zaruret ve ihtiyaç dışı, sadece satmak amacıyla yapılan davranış, israfa girer.”
HİÇ HOŞ OLMAMIŞ
Emine Şenlikoğlu (yazar): Zekatı ve vergisini ödemişse haram diyemeyiz. Ama hoş değil tabii, hiç hoş olmamış. Bunca fakir insanın olduğu bir dünyada saltanatvari bir hayat yaşıyorsa da sosyal medyada paylaşmamalıydı. Bu zamanda çok daha dikkat edilmeli. O hanımefendi duygularını ifade etmiş olabilir ama başka insanları imrendiriyorsa hoş değildir.”
BENİM KAZANCIM EŞİMDEN FAZLA
TEPKİLERİN odağındaki Büşra Nur Çalar Söylemez, önceki gün çıktığı Ülke TV’de soruları yanıtladı. Linç edildiğini savunan Söylemez, “Mevlit videosunda görünen şatafat, mekanın kendi konsepti. Bahsedilen araba, arkadaşımıza ait. Yüzük, manevi değeri olan ve hediye edilen bir yüzük” diye konuştu. Eşinin geçmişte kısa süre Sağlık Bakanlığı’nda müşavirlik yaptığını ifade eden Söylemez, “Ben sosyal medyada bir kitleye sahibim. Bundan bir kazanç elde ediyorum. Benim kazancım eşimin kazancından daha fazla” diye konuştu.