Güncelleme Tarihi:
İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nden 4 kurtarma aracı, 1 bot, 2 dalgıç ve 19 arama kurtarma personelinden oluşan bir ekibin, kıyıya yakın yerlerde çalışmalarını sürdürdüğü belirtilen açıklamada, aramaya Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı'na bağlı 1 uçak, 1 helikopter, 5 dalgıç, 1 büyük bot, 1 küçük bot, Genelkurmay Başkanlığı tarafından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı 2 mayın avlama gemisi ve 1 arama kurtarma gemisi, İl Emniyet Müdürlüğü'nün 1 bot, 5 dalgıç ve 1 helikopter ile katkı sağladığı kaydedildi.
PETROL ARAMA GEMİSİ DE ARAYACAK
Kaybolan 5 genci bulmak için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 3 gemi, akşam ve gece saatlerinde de arama çalışmalarına devam etti.
Bugün sabah saatlerinden itibaren daha geniş bir alanda arama çalışması yapılacağını dile getiren Mahalle Afet Gönüllüleri Acil Müdahale Ekibi (MAG AME) Türkiye Koordinatörü Hüseyin Karadayı, "Gün içerisinde mayın tarama gemileri geldi; 3 tane. Onlar epey bir bölgeyi taradılar. Yine bugün sabah tarama işlemlerine sahil güvenlik botları eşliğinde devam edecekler. Sanıyorum sabahleyin bir petrol arama gemisi daha dahil olacak bu çalışmalara. Böylelikle daha geniş bir alanda arama çalışması yapılmış olacak" dedi.
SES KAYDINDA MÜTHİŞ İFADELER
Kumburgaz'da denize açıldıktan sonra bir daha haber alınamayan beş kişiyle ilgili yeni detaylar ortaya çıkıyor. Son olarak beş kişinin bulunduğu deniz bisikletini gören deniz otobüsü ile sahil güvenlik arasındaki telsiz konuşmaları ortaya çıktı
Kiraladıkları deniz bisikletiyle Pazar günü saat 14.00’te Kumburgaz sahilinden denize açılan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan 5 arkadaşı arama çalışmaları devam ederken çok çarpıcı bir ses kaydı ortaya çıktı.
Ses kaydında Kemal Reis adlı deniz otobüsünün kaptanı Yavuz Yılmaz sahil telsizle güvenliğe ulaşmaya çalışıyor. Büyükçekmece açıklarında olduğunu söyleyen kaptan, yolcuların bir teknede 2 kişi gördüğünü ancak hava şartlarından dolayı geri dönemediğini ifade ediyor.
İşte ilk kez Hürriyet'in ulaştığı o ses kaydı:
YOLCULAR O ANLARI ANLATTI
Feribot ile İstanbul’a gelirken Güzelce açıklarında gördüğünü söyleyen İşadamı Recep Çelik ise “Seyir halindeyken bir yolcu ‘Yardım istiyor birileri’ diyerek ayaklandı. Ben de kalktım ve yardım isteyen elleri gördüm. Hava şartları ve dalga nedeniyle bir görünüp kayboluyorlardı. Deniz otobüsü hareket halinde ve sert gittiği için birkaç kez görebildik. Kaptana haber gönderdik ama durmadı. Ben üstüme düşen görevi yaptım. Bana göre dönüp alması gerekirdi ama gemide 450 yolcu vardı. Belki de doğru olanı kaptan yapmıştır bilemiyorum” dedi.
Ulaştırma Bakanlığı’na dilekçe yazdığını da belirten Recep Çelik o günü şöyle anlattı:
HAVA YÜZÜNDEN ROTAYI DEĞİŞTİRDİK
CHP'Lİ VEKİLDEN BAKANA TELEFON
“Benim Avşa’da yazlığım var. 25 yıldır gidip geliyorum. Bu tür havaları hep yaşadık, daha sertini de yaşadık. Amatör olarak denizciyim, yıllardır denizin içindeyim. O gür Avşa Adası’ndan çıkarken hava süt limandı. Hava raporuna bakmıştım. 5-7 rüzgar veriyordu. Bizden önce Tekirdağ’a kalkan motor bayağı bir sallandığı haberini almıştık. Havanın sert olacağı bilgisini almıştım. Avşa’dan sonra Marmara Adası’ndan da yolcu aldık. Kalktığımızda bir şey yoktu. Fakat havanın sert olacağını kaptanlar da biliyordur. Dolayısıyla, Marmara Adası’ndan sonra her zamanki rotamızdan çıkarak, bu sefer Güney yani Tekirdağ istikametine vurdu, haklıydı. Çünkü dalgayı biraz daha az almak ve kıyıdan gitmekti amacı.
YARDIM İSTEYEN ELLERİ GÖRDÜM
Tekirdağ istikametinden sonra sahilden belli bir mesafe koruyarak İstanbul’a doğru hareket halindeydik. Tahmin ediyorum Güzelce-Kumburgaz arasında olabilir, bizden 300-400 metre daha açıkta yardım isteyen elleri gördük. Esasında ilk önce ben görmedim. Ben üst katta geminin sağ tarafındaydım, sağın bir iç koridorundaydım, sağda oturan bir yolcu “Yardım istiyor birileri” diyerek ayaklandı. Ben de kalktım ve yardım isteyen elleri gördüm. Dalga nedeniyle bir görünüp kayboluyordu. Deniz otobüsü hareket halinde ve sert gittiği için birkaç kez görebildik.
KAPTAN KÖŞKÜNE KOŞTUM
Bunun üzerine hemen Kaptan Köşkü’ne koştum. Kaptan Köşkleri artık kilitli. Kapıya vurdum açmadılar. Personeli hemen uyardım. Personel hızla kaptan köşküne giderek kaptana bilgi verdi. Deniz bilgime göre yanlış da biliyor olabilirim, böyle bir durumda içerdekilerin can güvenliğini tehlikeye sokmayacak şekilde yardım etmek zorunda. Dolayısıyla dedim ki almak zorundalar. Oradan bir görevli dedi ki “Zaten zor gidiyoruz. İnsanları neden paniğe sokuyorsunuz” dedi. Kendimi tanıtıp ismini sordum, cevap vermedi. Sonra kaptan köşküne gitti. Ben de personele sorduğumda “Geminin mühendisi” olduğunu söylediler. Bu arada gemide dönmedi.
Sahil Güvenlik’İ YEDİ KERE ARADIM
Telefona sarılıp Jandarma’yı aradım. Onlar da Sahil Güvenlik’i aramam gerektiğini söylediler, onları da aradım. Bu arada sürekli havadan dolayı telefon kesiliyordu. 7 kere Sahil Güvenliği aradım bu kesintiler yüzünden. Yaklaşık 10-15 dakika süre geçti. Biz Büyükçekmece açıklarına geldik. Sahil Güvenlik’e durumu anlatıp, “Kaptanı uyardım ama dönmediler” dedim. Sahil Güvenlik olay yerinin konumunu sordu sonra da, “Kaptanınızla şimdi irtibata geçeceğim” dedi.
BELKİ KAPTAN DOĞRUSUNU YAPTI BİLEMEM
Kimsenin günahını alamam. Sahil Güvenlik ve Sektör Marmara’ya yapılan tüm aramalar ve ihbarlar kayıt altında. O zaman çıkarsınlar kayıtları, kaptan benden önce mi sonra mı aramış ortaya çıksın. Benim Sahil Güvenlik’le konuştuğum da saat 19.49’du. Burada kimseyi suçlamak istemiyorum. Yanlış anlaşılmasın, 450 yolcu var o an. Belki de kaptanın yaptığı o an için doğrudur onu bilemem. Belki kaptan benden önce sormuştur onu bilemem. “