Güncelleme Tarihi:
Duruşmada savunma yapan Kuray'ın avukatı Gürsel Meriç, müvekkilinin cezalandırılmasını gerektirecek yeterli delil olmadığını belirterek, beraatına karar verilmesini istedi.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, “Kuray'ın kurucusu ve yöneticisi olduğu 16 Haziran Hareketi adlı silahlı örgütün, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını zorla değiştirip yerine Marksist-Leninist ilkeye dayalı bir sistem getirmek amacına yönelik olarak vahamet arz eden 31 ayrı eylemi gerçekleştirdiğini” bildirdi.
Mahkeme heyeti daha sonra, yurt dışından verdiği talimatlarla örgütü sevk ve idare ederek bu eylemlerin gerçekleştirilmesini sağladığını belirttiği Sarp Kuray'ı önce eski TCK'nın 146. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırarak, bu cezasının ölünceye kadar devam etmesini kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, duruşmalardaki hal ve tavrını dikkate alarak eski TCK'nın 59. maddesini uyarınca Kuray'a verdiği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını, müebbet hapse indirdi.
Mahkemenin kararında, sanığın talimatıyla 1986 ile 1990 yılları arasında gerçekleştirilen eylemlerden bazıları şöyle sıralandı:
“12 Ağustos 1987'de Zeytinburnu Siteler Karakolu'nun silahla taranması sonucu komiser yardımcısı Halil Paçaman'ın öldürülmesi, polis memuru Akif Maltaş'ın yaralanması, 10 Eylül 1987'de Shareton Oteli'nin bombalanması, 6 Aralık 1989'da Kuruçeşme'de ABD bandıralı bir yatın bombalanması, 22 Ocak 1990'da Türkiye Gıda Sanayi İşverenler Sendikası binasına patlayıcı madde atılması, 24 Ocak 1990'da Sanayi Odası binasına boru tipi bomba konulması, Ramada Oteli ve Citibank'ın bombalanması, 23 Ocak 1990'da Karaköy'deki İstanbul Menkul Kıymetler Borsası binasına konulan bombanın patlaması sonucu örgüt üyesi bir kişinin ölmesi, 3 Eylül 1988'de Beyoğlu'ndaki Şahin Pazarlama Bürosu'nun soyularak Cesim Alagöz'ün öldürülmesi ile 2 Ekim 1988'de Kartal'da İrfani Tuncer'in öldürülmesi, 15 Haziran 1988'de Kartal Rahmanlar'da pankarta asılan bombanın patlaması sonucu Nafiz Çetin'in öldürülmesi, 28 Şubat 1988'de Bakırköy'de Bahçelievler Polis Karakolu'nun arka tarafına bomba konularak Murat Sarvan'ın öldürülmesi ile başka tarihlerde Metris Askeri Cezaevi'nden 29 kişinin kaçırılması ve Bahreyn Havayolları binasının bombalanması.”
DAVANIN GEÇMİŞİ
Sarp Kuray hakkında, “yasa dışı 16 Haziran Hareketi adlı örgütün yöneticisi olduğu ve Anayasayı zorla ihlale teşebbüs ettiği” gerekçesiyle idam cezası istemiyle açılan davaya bakan İstanbul 1 No'lu DGM, kendisi teslim olan ve örgüte ilişkin itiraflarda bulunan Kuray'a TCK'nın 170. maddesi uyarınca ceza vermemişti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Sarp Kuray'ın “yasa dışı örgütün lideri olmak” suçunu düzenleyen TCK'nın 168. maddesinin 1. fıkrası uyarınca cezalandırılması” gerektiğini belirterek, bu kararı “esastan” bozmuştu.
Bunun üzerine tekrar İstanbul 1 No'lu DGM'de yargılanan Kuray, bu kez “yasa dışı 16 Haziran Hareketi adlı örgütün yöneticisi olduğu” gerekçesiyle 12 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmıştı.
Dosyayı tekrar inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Kuray hakkında TCK'nın “Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek” suçunu düzenleyen 146. maddenin birinci fıkrasınca dava açıldığını, ancak “yasa dışı örgüt yöneticisi olmak” suçunu düzenleyen 168. maddesinin 1. fıkrasından hüküm kurulduğuna işaret ederek, sanığa suç vasfındaki değişiklik nedeniyle savunma hakkı için ek süre verilmediği için mahkumiyet kararını bu kez “usul” yönünden bozmuştu.
Yargılamayı yapan aynı mahkeme, Kuray'ı bu kez “16 Haziran Hareketi adlı örgütün yöneticisi olduğu” gerekçesiyle 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptırmış, ancak Yargıtay, TCK'nın 146. maddesinin 1. fıkrasına göre hüküm kurulması gerektiğine işaret ederek kararı yeniden bozmuştu.
Bu karar üzerine Kuray hakkında yargılamayı yapan İstanbul 9. ağır Ceza Mahkemesi, sanığı, eski TCK'nın 146. maddesinin birinci fıkrası uyarınca müebbet hapis cezasına çarptırmıştı.
Bu kararın ardından davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bir duruşma tutanağında imza eksikliği bulunduğunu, bozma sonrası talimat duruşmasında da sanığın adı ve soyadının yanlış olarak tutanağa geçirilip, sorgu ve savunmasının alındığını belirtmişti. Yargıtay, bu gerekçelerle 4. kez ilk mahkemenin verdiği kararı bozmuştu.
Fransa'daki yasa dışı “Partizan Örgütü”nün devamı olarak “16 Haziran Örgütü”nün kurduğu ileri sürülen Kuray, bu örgütün dağılmasından sonra 1993 yılında döndüğü Türkiye'de yakalanarak 2 ay cezaevinde kalmıştı.