Güncelleme Tarihi:
Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bugün verdiği itiraz dilekçesinde bu karardan dönülmesini talep etti. Bayraktar Hürriyet’e, şu değerlendirmeyi yaptı:
GÜVENMİYORUZ
“Suç teşkil etmesine rağmen, mahkemenin sanığın yüzünü gizleme iradesi devam ediyor. Bu durumda Urfa’da yapılacak olan talimatlı duruşmaya gerçek sanık mı yoksa ‘dublör’ mü çıkarılacak bilmiyoruz ve yaşanan bunca hukuksuzluktan sonra güvenmiyoruz. Kaldı ki ceza yargılamasında taraflar mahkemeye birbirlerinin huzuruna kimliklerinde yer alan gerçek yüzleri ile çıkmak, mahkemeye gerçek yüzlerini beyan etmek/göstermek zorundadırlar. Sanığın dava dosyasında tek bir fotoğrafı dahi yok. Ahmet Şahbaz kimdir, gerçek yüzü nasıldır, bilmiyoruz. Talimatlı duruşma yapılacaksa o duruşmada da hazır bulunmak istiyoruz. Yasalara ve adil yargılama ilkesine aykırı bu tutumdan vazgeçilmesine, sanığın gerçek fotoğraflarının dosyaya konulmasına ve gerçek yüzü ile karşılaştırma yapılarak kimliğin tespitine, Urfa’da yapılacak olan talimatlı duruşmaya müdahil vekillerinin de katılmasını talep ediyoruz.”
İLK DURUŞMAYA PERUKLA GELDİ
İtiraz dilekçesinde, 23 Eylül’deki ilk duruşmaya sanığın yüzünün “peruk, takma bıyık, takma kaş ve renkli gözlükle” gizlenerek mahkemeye getirildiği vurgulanarak, özetle şöyle denildi:
“Sanığın kimliğinin özü olan yüzü bir çeşit maske ile gizlenmiş, sahte bir yüz/kimlik beyan etmesi sağlanmıştı. Sanığın peruğu ve diğer müştemilatı düşüp farklı bir yüz ve aynı zamanda suç ortaya çıktığında mahkemenizin bu durumu tespit eden tek bir cümlesinin duruşma tutanağında yer almaması, ilk duruşmada yapılması gereken kimlik tespitinin dahi yapılmamış olması, dava dosyasında sanığın fotoğrafının ve nüfus kimlik fotokopisinin dahi bulunmaması, duruşma salonuna sahte yüzle tutukluların alındığı kapıdan alınması; ikinci duruşmada sanığın Urfa’ya tayin edildiği bahanesiyle SEGBİS yöntemiyle ifadesinin alınmasına karar verilmesi sanık ve avukatları ile birlikte mahkeme heyetinin de bu suça ortak olduğunu göstermiştir.
SADECE SANIK VEKİLLERİNE TEBLİGAT
Mahkemenizin ikinci duruşmadan sonra Urfa’ya yazdığı talimatta, sadece sanık vekillerine tebligat çıkarılarak Urfa’da yapılacak duruşmada hazır olmalarını istemesi, müdahil vekillerinin duruşmada hazır bulanabilmelerine dair talimat yazma gereği duymaması bir tesadüf değildir. Mahkeme heyetinin, müdahillerin ve vekillerinin Urfa’da yapılacak duruşmada hazır bulunmalarını istemediği anlaşılmaktadır.
BİR ÖRNEĞİ YOK
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir katil sanığının üstelik adam öldürme suçundan yargılanan bir katil sanığının mahkemenin fiili onayı alınarak sahte bir yüzle/kimlikle duruşmaya geldiğine ya da getirildiğine dair bir örneğe rastlamadık. Başbakan’ın ‘polisi yedirtmeyiz’ talimatı yargıda bu kadar etkili olabildiğine göre olağanüstü koruma tedbirleri de alınıyor olmalıdır. Katil sanığı gerçek yüzünün açığa çıkması halinde, halkın arasında elini kolunu sallayarak dolaşamaz hale gelmekten mi korkuyor? Öyleyse Başbakanı utandırmış olur; çünkü katil sanığı Başbakan’nın ‘destan kahramanları’ndan biridir. ‘Kahraman’lar korkmaz.”