Sarıgül torunuyla oy kullandı

Mustafa Sarıgül, oğulları Emir ve Ömer Sarıgül, gelini Fatma Altınbaş Sarıgül ve 5 yaşındaki torunu Ayşe Naz’la birlikte vatandaşların alkışları arasında okula geldi. Medyanın yoğun ilgisini gören Sarıgül, “Bu kadar kamera varsa seçimi kazanıyoruz demektir” dedi.

SARIGÜL TORUNUYLA OY KULLANDI / Foto Galeri

Sarıgül kimlik kontrolünü yaptırıp paravanın arkasında oyunu kullandıktan sonra zarfı torunu Ayşe Naz’la birlikte sandığa attı. Daha sonra aile bireylerinin oylarını kullanması sonrası sandık başkanı ve görevlilerine teşekkür eden Sarıgül oy kullanmaya gelen vatandaşların alkışları arasında çıkışta gazetecilere açıklama yaptı.

Sarıgül şunları söyledi:

SEVGİ KAZANSIN
İstanbul’da sevginin kazanmasını arzu ediyorum. Ötekisi olmayan bir anlayışın kazanmasını arzu ediyorum. İstanbul’un barışa, hoşgörüye, kardeşliğe ihtiyacı var. Yurttaşlarımızın sandıklara sahip çıkmasını arzu ediyorum. İstanbul’da sadece bana oy verenlerin haklarını, hukuklarını savunmayacağım. Bana oy vermeyenlerin de haklarını ve hukuklarını savunacağım. Pozitif bir kampanya yürüttük. Bu kampanya esnasında gecesini gündüzüne katan binlerce arkadaşım var. Onlara çok teşekkür ediyorum. Kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza, Değişim gençlerine ve kadınlarına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Onların duyarlılıkları, sabah saat 6’da kalkıp gece 11’e kadar binlerce eve ulaştılar. Binlerce esnafımıza ulaştılar.

RAKİPLERİMİZİ KÖTÜLEMEDİK
Hiçbir siyasi parti farkı gözetmeden binlerce yurttaşımızla el ele kol kola ve omuz omuza olduk ve hiçbir zaman rakiplerimizi kötüleyen, rakiplerimizi karalayan bir kampanya yürütmedik. Sadece ve sadece projelerimizi İstanbul halkına neler yapacaklarımızı aktardık. Bundan sonra takdir İstanbullu yurttaşlarımızındır. Takdir demokrasinindir. Ben inanıyorum ki sandıktan özgürlük çıksın, sandıktan demokrasi çıksın, sandıktan bireyin özgürlüğü çıksın. Sandıktan ötekisi olmayan bir anlayış çıksın. Çünkü İstanbul’un gerçekten büyük bir kucaklaşmaya ihtiyacı var. Büyük bir enerjiye ihtiyacı var. Gençler özgürlük istiyor, gençler sosyal ortamın onlara bağımsız olmasını istiyorlar. Bu özgürlükleri ve bu ortamı İstanbul’da sağlayacağımıza inanıyorum.

SÖZ YURTTAŞLARIMIZIN
Tam 180 gündür yüzlerce toplantı yaptım. Yüzlerce ev ziyaretleri yaptım. Bütün yurttaşlarımızla buluştum ve hiçbir siyasi parti farkı gözetmeden yurttaşlarımın çok önemli sevgileriyle karşılaştım. Çok duygulu çok heyecanlı zaman zaman da çok düşündüren seçim kampanyası oldu. Artık bu saatten sonra söz yurttaşlarımızın. Söz demokrasinin. Bu mücadele hiçbir zaman benim ve ailemin mücadelesi olmadı. Bu mücadele her zaman bir koltuk arama mücadelesi olmadı. Bu mücadele cumhuriyeti koruma mücadelesi, ulusal birliği koruma mücadelesi, bu mücadele hakları ve özgürlükleri koruma mücadelesi oldu. Bu mücadele inançlara saygılı laikliği koruma mücadelesi oldu. Bu mücadele esnasında hiçbir fark gözetmedim. Herkesle el ele kol kola ve omuz omuza oldum. Artık söz yurttaşlarımızın.

SORUMLULUKLARIMIN BİLİNCİNDEYİM
(‘Kazanırsam Gezi Parkı’na gideceğim demiştiniz’ sorusu üzerine) Saat 18.30 itibariyle bu konudaki görüşlerimi bütün yurttaşlarımla paylaşacağım. Şu an daha seçimler devam ediyorum. Ben devleti kuran bir siyasi partinin mensubuyum. Cumhuriyeti kuran bir partinin mensubuyum. Sorumluluklarımın ne olduğunu takdir edersiniz ki çok iyi bir şekilde değerlendirmem lazım. Şu anda seçimler devam ediyor. Onun hoşgörüsünü, nezaketini ve ben hiçbir zaman kendime ağır gelen sözü başkalarına söylememeye çalıştım. Her zaman kampanya esnasında beni çok incittiler ama ben her zaman incinsen de incitme kültürü felsefesini ön palana getirdim.“