Sarhoş gemi

Güncelleme Tarihi:

Sarhoş gemi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 02, 2003 00:00

KOCCA gemi bu, çalınır mıymış, demeyin. Çalınır efendim, çalınır!Tamam, büyük deniz vasıtaları belki Bağdat Caddesi'ndeki kızlara afi atmak isteyen mahalle zırtapozlarının kapı kilidini telle, kontak anahtarını da penseyle açtığı şık otomobiller ya da içindeki mallara el koymak için, organize şebekelerin otoyol benzincilerinden yürüttüğü TIR kamyonlar kadar çok ve yoğun biçimde çalınmaz.Ama, yine de gemiler çalınır.*NİTEKİM, ta ilk yelkenliler zamanından beri biliyoruz ki, mürettebat kamçıya isyan etmiştir, korsan teknesi bordadan bindirmiştir veya armatör üçkağıt düzenlemiştir, dolayısıyla bir bakarsınız, filanca bandıralı gemi okyanus ortasında falanca bandırayı çeker; o rotadan bu rotaya döner ve yeni limana palamar attığında da, daha önce fişmekan olan vaftiz adını şimdi feşmekana dönüştürmüş olur.Deniz hukukunda öyle açıklar vardır ki, deryadaki açıklara müdahale edemez.Zaten dün gazetede okudum, bizim şileplerden birisi de İstanbul'dan dümeni Libya'ya kırmış ve avarya var diye de Girit'ten telsiz yollamış ki, sonra hiç ses seda yok. Libya dümeninde bir dümen mi vardı, tabii orası benim ilgi alanıma girmiyor.*KALDI ki, gemiler yalnız çalınmaz, bir de kaçırılır.Klasik korsanlık bir yana, Çeçenlerin bizim feribota el koyması gibi, bu tür eylemler de genelde siyasi bir içerik taşır.Çocukluktan hatırlıyorum, Portekiz'deki Salazar faşizmini ve sömürgeci savaşı reddeden bir grup subay ve asker şimdi adını unuttuğum bir Lüsitanya vapurunu ele geçirerek, rotayı metazori Brezilya limanına çevirtmiş ve topluca oraya sığınmıştı.Eh, şimdi uçakların gökdelelenlere çakılmasına bile alıştık ama, o vakitler acaba dünya bugünkünden daha ‘‘asayişli’’ (!) olduğundan mıdır nedir, söz konusu olay büyük patırtı kopartmış ve Türkiye'de bile haftalarca gündemden düşmemişti.Ancak, heyhat ki heyhat, Hitler kamplarında mutlaka ölüme gidecek Yahudi mazlumlar yukarıdaki türden iki gemi kaçırma fırsatını boşu boşuna heba etmişlerdi.Oysa, buralarda gerçekleştirilecek eylemler asla suç olamazdı ve ‘‘meşru müdafaa’’nın, hatta daha ötesi, ‘‘hayat memat meselesi’’nin ta kendisiydi..*BİRİNCİSİNDE, Musevi muhacirlerle dolu bir Cermen transatlantiği ta Havana'ya kadar gitmiş fakat Nazi rejiminin dünya kamuoyuna ‘‘bakın, ‘çıfıtları' (!) hiç kimse istemiyor’’ propagandası yapmak için Küba üzerinde uyguladığı büyük baskıdan dolayı, vapur gerisin geri ve bütün yolcularıyla beraber Hamburg’a dönmüştü.Sonra masumlar gaz odalarında cennete uçtu.İkinci vukuatta ise hem biraz bizim, hem de İngilizlerin sorumluluğu vardır.Çünkü, 1941 Aralığında 769 Romanyalı Yahudiyle birlikte Galata rıhtımı önüne gelen Panama bandıralı Struma gemisinin Filistin'e doğru açılmasına Londra onay vermedi. Berlin ültimatomundan dolayı da İnönü hükümeti mültecileri kabul etmedi.Vapur zorla Karadeniz'e çıkartılıp bizim karasuları terk ettiği an ise, kahpe pusuda bekleyen Alman torpili çoluk, çocuk ve kadın, tüm yolcuları sulara gömdü.*OYSA bana göre, her iki durumda da gemileri mutlaka kaçırmak gerekiyordu.Artık kaybedecek hiçbir şey kalmadığına göre, kelle koltukta ve mitralyözlü kamarotlara karşı çıplak elle dövüşerek kaptan köprüsünü fethedeceksin ve sonra da tam yol, Havana kumsalına veya Kızkulesi kayasına bodoslamadan bindireceksin.Gerisine Allah kerim ve hiçbir şey Auschwitz'de gaz odasına tıkılmak ya da Karadeniz'de ölüme kulaç sallamak kadar korkunç olamaz.Neyse, bu kötü defteri kapatalım, başka bir şeye gelmek istiyorum.*EFENDİM, şimdi de bir yeni gemi çalındı ve hadi ‘‘çüş’’ü ayıp kaçacak ama, doğrusu insanın burada en azından ‘‘devenin nalı’’ diyesi geliyor.Çünkü bu çalınan tekne öyle küçümen taka, orta boy koster, cüsseli şilep veya tanker, hatta ve hatta kocaman bir transatlantik değil.Çıkın çıkın, en üstüne çıkın ve sıkı durun!Uçak gemisi çalındı!Evet evet, daha düne dek Fransız donanmasında ‘‘medar-ı iftihar’’ addedilen ve Lübnan'dan Bosna'ya bin bir çatışmada bandıra göstermiş olan ‘‘Clemenceau’’ uçak gemisi ıskartaya çıkartılıp, aspestinden amyantına, içindeki zehirli madenlerin sökülmesi için bir İspanyol firmasına satıldıktan sonra, Akdeniz'in Toulon limanından sözüm ona İberya'nın bir Okyanus tersanesine doğru römorkör eşliğinde yol aldı.Aldı ama, anında da sırra kadem basıverdi.N'oluyoruz falan, Fransız devriye uçakları uzun arama taramadan sonra dümen suyunu tam ters istikamette, Yunanistan'dan Türkiye'ye dönerken buldular.Meğersem hurdacı firmalar arasında alavera dalavera ve İspanya'da el emeği pahalı ve Aliağa'da ucuz ya, kanser yapan zehirler Türkiye'de sökülecekmiş.Allah’tan bizim çevreciler ‘‘elalemin bokunu biz temizlemek istemiyoruz’’ diye rest çekti de, heyula geminin bu defa Süveyş'e doğru rota döndüğü öğrenildi.Zahir, ya Hint'e, ya Pakistan'a, ya da Bangladeş'e götürülecek ve kanserini ora insanlarına saçacak ama, hurdacı firma hariç aslında hiç kimse bir şey bilmiyor.Koca dev şu sıra Doğu Akdeniz sularında alargadan yol alıp duruyor.Bakalım, hem ekolojik, hem de politik hırsızlığın sonu nereye varacak.Evet evet, günümüz dünyasında gemi değil, artık uçak gemisi bile çalınıyor...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!