Güncelleme Tarihi:
Genellikle koyun, keçi, sığır gibi eti için beslenen hayvanlarla ve yabani hayvanlarda görülen bu hastalık insanlara üç yoldan bulaşabiliyor. İşte, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı bilgiler ışığında, 'Şarbon nedir?' sorusunun yanıtı...
Tanı: Şarbon, özellikle sığır, koyun, keçi, deve gibi ot yiyen hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalıktır. Antraks olarak da bilinen şarbon hastalığı ülkemizde çoban çıbanı ve karakabarcık gibi isimlerle anılmaktadır.
Etkeni Bacillus anthracis isimli sporlu bir bakteri olan şarbon, insanlarda ve hayvanlarda bilinen en eski hastalıklardan biri olmasına karşın, dünyada geri kalmış ve gelişmekte olan bazı ülkelerde hala görülen ve zaman zaman hayvanlarda salgın yapan bir hastalıktır.
Hayvancılıkla uğraşanlar, çobanlar, kasaplar, mezbaha işçileri, dericilik sanayinde çalışanlar, veteriner hekimler, hastalığın yaygın olduğu bölgelerde ölen hayvanların kesildiği veya yerleşim birimlerine yakın ölen hayvanların gömüldüğü yerlerde oynayan çocuklar şarbon yönünden risk gruplarını oluşturmaktadır.
Şarbon Nasıl Bulaşır: Şarbon insanlara üç şekilde bulaşmakta ve bulaşma şekline göre de isimlendirilmektedir. Deri şarbonu, hasta hayvanlara, bunların dokularına, bu hayvanların kirletmiş olduğu eşya veya malzemelere temas edilmesiyle, bağırsak şarbonu, şarbon mikrobuyla bulaşmış gıdaların, özelliklede şarbonlu hayvanların etlerinin yenmesiyle, akciğer şarbonu, şarbon sporuyla bulaşık tozların veya hayvan tüylerinde ve kıllarında bulunabilen sporların solunmasıyla bulaşmaktadır.
Şarbon ülkemizde de yaygın olarak görülmektedir. Görülme sıklığı gittikçe azalmasına rağmen özellikle İç ve Doğu Anadolu Bölgelerinde daha sık ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde şarbon hastalığı yılın her mevsiminde görülebilir. Ancak sıcak ve kurak aylarda insan ve hayvan şarbonu daha fazla görülmektedir.
Şikayetleri ve Bulguları:
Şarbon hastalığı mikrobun vücuda girmesinden itibaren yaklaşık 2-7 gün sonra ortaya çıkar. Belirtiler hastalığın klinik şekline göre değişiklik gösterir.
Deri Şarbonu: Ülkemizde görülen şarbon hastalığı genelde deri şarbonu şeklindedir. Şarbon sporlarının deriden girdiği yerde, ilk önce böcek ısırığına benzer biçimde kabarık, kaşıntılı bir şişlik oluşur. Bu şişlik 1-2 gün içerisinde içi su dolu kabarcığa dönüşür ve daha sonrada ağrısız, genellikle 1-3 santimetre genişliğinde ortasında karakteristik siyah renkte ölü dokunun yer aldığı bir yara meydana gelir. Deri şarbonunda ayrıca yaranın bulunduğu lenf bezlerinde şişmeler görülebilir.
Bağırsak Şarbonu: Bulantı, kusma, iştahsızlık, ateş gibi belirtilerle başlar, bunu karın ağrısı, kanlı kusma ve kanlı ishal izler. Daha sonra kan zehirlenmesi ve şok gelişerek ölüm meydana gelebilir. Bu tip şarbonda tedaviye rağmen ölüm oranı % 50 civarındadır.
Akciğer Şarbonu: Soğuk algınlığına benzeyen belirtilerle başlar. Yüksek ateş ve titremeler görülür. Birkaç gün sonra ağır solunum güçlüğü ve şok gelişir. Hastalık genel olarak ölümle sonuçlanır.
Tanısı için neler yapılmalıdır:
Hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde yaşayan veya bu bölgelere seyahat eden, bulaşık materyalle temas eden ve yukarıda belirtilen klinik formlardan birine ait belirtilerin bulunması şarbon hastalığını akla getirmeli ve mutlaka hekime müracaat edilmelidir.
Şarbonun teşhisi yalnızca klinik belirtilere bakılarak konulamaz. Klinik belirtilerle beraber bakteriyolojik ve serolojik laboratuar testleri mutlaka yapılmalıdır.
Tedavisi için neler yapılmalıdır:
Şüpheli durumlarda hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.Tedavinin başarılı olabilmesi için mümkün olan en kısa sürede tedaviye başlamak gerekir. Şarbon tedavisi için etkili antibiyotikler vardır.
Şarbonun her üç formu da tedavi edilmediğinde öldürücüdür. Tedavi edilmeyen deri şarbonu vakalarının %10-20’si ölümle sonuçlanabilir. Tedavi ile bu oran % 0-3’e inmiştir. Bağırsak şarbonunda ölüm oranı tedaviye rağmen % 25-75 arasındadır. Akciğer şarbonu ise hemen hemen daima öldürücüdür.
Şarbondan Nasıl Korunulur:
Şarbonlu olduğundan şüphelenilen veya şarbondan ölen hayvanlar asla kesilmemeli, derileri yüzülmemeli ve etleri tüketilmemelidir.
Şarbondan ölen hayvanlar 2 metre derinliğinde çukurlar açılarak gömülmelidir.
Hasta hayvanların bulundukları yerler ve taşındıkları nakil vasıtaları temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.
Hasta hayvanların temas ettiği yem maddeleri, altlıklar ve gübre gibi bulaşık materyaller yakılarak imha edilmelidir.
Riskli bölgelerde bulunan hayvanlar şarbona karşı aşılattırılmalıdır.