Güncelleme Tarihi:
HİÇ Mİ DERS ALMADINIZ
“BİR hükümet düşünün. 16 yıl önce Türkiye ciddi bir ekonomik kriz yaşadı. Hiç mi ders almadınız ondan? Türkiye bugün bir ekonomik krizin göbeğinde, üstelik 2001’e göre daha ağır bir ekonomik krizle karşı karşıya. Gelin 13 madde halinde sıraladığımız uygulamayı başlatın. Göreceksiniz ki Türkiye krizden çıkabilir. Biz sanki bu 13 maddeyi hiç önermemişiz gibi bize yönelik ağır eleştiriler yapıldı. Dolar baronlarının adamı olarak suçlandık. Bir akıl tutulması... Yeni ekonomi programı açıkladılar. Aslında bu program geçmişte yaptıklarının itiraflarıyla dolu. Bu programla Türkiye düzelmez, hiç tutarlılığı yok programın. Programın 11. sayfası; hedef faiz harcamalarını düşürmek. Gerçek ise yine aynı programın 30. sayfasında, 2019, 2020 ve 2021’de ödenecek faizleri anlatıyor. Programın 6. sayfasında diyor ki; liyakat ve performans odaklı insan kaynağı yöntemiyle kurumlara güven arttırılacak. Ne kadar AKP’de koltuk kaybeden eski milletvekili varsa sırayla büyükelçi oluyor. Sonra kalkacaklar programda, ‘Liyakatla adam atayacağız’ diyeceksiniz. Şimdi Berlin’e, Londra’ya, New York’a gidiyorlar. Niye gidiyorlar? Borç para dileniyorlar. Borç alan emir alırdı. Kim söylüyor? Tek adam söylüyor. Çünkü biliyor, hayatının bir parçası, emir alıyor oradan.
YAŞADIĞIMIZ SİYASAL KRİZ
Bu program yürürlüğe girerse ne olur? Yüksek enflasyonu yaşayacağız, işsizlik artacak, vergiler artacak, özelleştirmeler artacak, devlet daha fazla faiz ödeyecek. Bir hanedan tarafından yönetiliyor Türkiye. Çoğu kişi şimdi yaşadığımız krizi bir ekonomik kriz olarak düşünüyor. Bu, siyasal krizin ekonomiye yansımasıdır. Daha önce krizi dış güçlere bağlamıştı. Bir Amerika gezisinden sonra ‘papaz bu krizin sebebi değildir’ diye açıklama yaptı. ‘Kriz yok’ diyorlar. 1 milyon 600 binden fazla emekli 1500 lira altında emekli aylığı alıyor. Fiyatlar artıyor, mutfakta yangın var. İşçinin, memurun aylığı arttı mı? Hayır. İşten çıkartılan işçiler, bu zamlarla karşı karşıya, hiçbir geliri kalmadı. Onlar seslerini nasıl duyuruyor, ya kendilerini yakarak veya intihar ederek.
BU TABLODAN KURTULURUZ
Saray krizden etkilenmiyor, rantiye sınıfı krizden etkilenmiyor, sarayın çevresi krizden etkilenmiyor. Dolar ile ihale alanlar, saray çevresindeki müteahhitler. Bunların en önemlilerine beşli çete denir. TL ne kadar değer kaybederse bunların kârı artıyor. Bunlar diyebilirler mi kriz var? Hiçbir kriz yok bunlar için. İki yapılı bir topluma doğru Türkiye süratle gidiyor. Saray, çevresi ve halk. Saray ve çevresi Lale Devri’nde, hiçbir sorunları yok. Halk ise perişan vaziyette. Asla ve asla umutsuzluk beslemeyin. Bu tablodan biz kurtuluruz, çıkarız. CHP’nin bilgisi, birikimi, deneyimi bütün bunları yan yana getirdiğimizde, Türkiye’yi bu tablodan kurtaracak tek partinin CHP olduğunu her yerde söyleyebilirsiniz.”
ADALET, HUKUK İSTİYORUZ
“Enis Bey’in (Berberoğlu) aramızda olması hepimiz için mutluluk verici bir olay. Parlamentoda görevine başlayacak. Milletvekili yeminini edecek. Ama hâlâ hapiste gazeteciler var, avukatlar var, Eren Erdem başta olmak üzere eski milletvekilleri var. Biz Türkiye’de adaletin, hakkın ve hukukun olmasını istiyoruz. Hapishanelerin tıka basa dolu olduğu bir Türkiye’de kimse demokrasiden, özgürlükten, kadın erkek eşitliğinden düşünceyi açıklama özgürlüğünden söz edemez. Yusuf Has Hacip’in yazdığı Kutadgu Bilig’den bir örnek vermek isterim. Hakan’a öğüt verir; ‘Gümüş temiz kalsın, onun ayarını koru’ der. Yaptılar mı? Türk lirasını ikinci para kabul ediyorlar, hayatlarını dolar üzerine inşa ettiler. Yine şöyle yazar; ‘Halkı adil kanunlar ile idare et’. Adalet var mı bu ülkede? Hayır yok. Sarayda oturup Lale Devri’ni yaşayıp, aşağıda intihar edeni, kendisini yakanı görmezsen sen hangi adaletten söz edeceksin? Üçüncüsü ‘Haydutların hepsini ortadan kaldır’. Bu haydutluktur, devletin hazinesine el koymaktır.”
O UÇAĞI İADE ET
“İsraf sonuna kadar israftır. İsrafı da ne diye algılıyor. İtibar diye algılıyor. Oysa dünyadaki algı şudur; israf itibar değil alay konusudur. Bütün bunlar olurken bu beyefendinin yazlık sarayı, kışlık sarayı ve bir de uçan sarayı var. Güç başkalarına hizmet için kullanıldığında bir erdeme dönüşür. Bu, gücü vatandaşın ensesinde boza pişirmek için kullanıyor. Söyledim yine söylüyorum. Onurun, şerefin, haysiyetin varsa o uçağı iade edersin.