Güncelleme Tarihi:
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan gerekçeli kararda, "Sanığın, maktuleyi, cinsel saldırıda bulunmak eylemini engellemesi nedeniyle, cinsel saldırı suçunu işleyememekten duyduğu infial sonucu öldürdüğü anlaşılmaktadır. Sanık her ne kadar savunmasında maktuleye karşı cinsel saldırıda bulunmadığını, sadece öpmek istediğini ancak onun karşı koyması sonucu olayın meydana geldiğini bildirmiş ise de, sanık sonuç olarak cinsel istismar ya da saldırı olabilecek bir suçu işleyememekten duyduğu infial sonucu maktuleyi öldürdüğüne göre, sanığın eyleminin 'Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle adam öldürme' suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir" denildi.
SIERRA'NIN ANNESİ: ZİYA'NIN ÖLMESİNİ DİLEMEDİM
"Sanığın anlatımına göre, maktuleyi öldürdükten sonra maktüleye ait cep telefonunu, iPad'i, maktülenin montunu, pantolonunu, el çantasını aldığı anlaşılmaktadır" denilen gerekçeli kararda, "Sanığın ifadesine göre, aldığı bu eşyaların bir kısmını çöp konteynerine attığı, diğerlerini ise denize attığı anlaşılmaktadır ki, bu durum sonuca etkili görülmemiştir. Sanığın öldürdüğü maktulenin eşyalarını olay mahalinden alarak götürmesi, hırsızlık suçu olarak nitelendirilmiştir" ifadeleri kullanıldı.
"MAKTÜLÜN ŞAL VE GİYSİLERİ ÜZERİNDE MENİ LEKELERİ BULUNDU"
Sarai Sierra'nın boğazına sarılı vaziyette bulunan şal üzerinde meni lekelerine rastlandığı belirtilen gerekçeli kararda, yine maktul üzerindeki giysinin değişik yerlerinde de sanığa ait meni lekelerine ait izlerin yer aldığı, yine maktulün külotu üzerinde kendisine ait kan lekeleri ile sütyen üzerinden alınan örneklerin sanığın özelliklerine uyumlu olduğu vurgulandı.
"SANIĞIN BAŞLANGIÇTAKİ AMACI MAKTÜLEYE CİNSEL SALDIRIDA BULUNMAK"
Ziya Tasalı'nın, Sarai Sierra'yı öpmek için ona sarıldığını kabul ettiği kaydedilen gerekçeli kararda, sanığın mağdureye tecavüz etmediğini belirtmişse de, bulunan meni lekelerinin ölen kadının giysileri üzerinde de olması nedeniyle, sanığın başlangıçtaki amacının cinsel saldırıda bulunmak olduğunun kendisi tarafından da ikrar edilmiş olduğu ifade edildi.
"CİNSEL SALDIRI EYLEMİ GERÇEKLEŞTİ"
Sanığın, ölen kadının ölümünden önce ya da sonra olduğu belirlenemeyen cinsel saldırı eyleminin sübuta erdiğinin (tamamlandığının) anlaşıldığı anlatılan gerekçeli kararda, "Bu suçtan cezalandırılması gerektiği anlaşılmakla, sanığın cinsel saldırıda bulunmak istediği mağdureyi öldürmek ve cinsel saldırıda bulunmak, öldürdükten sonra giysisini almak suretiyle hırsızlık suçunu işledikleri kabul edilmekle, bu suçlardan ayrı ayrı cezalandırılmasına ilişkin hüküm kurulması sonuç ve kanaatine varılmıştır" denildi.
ADLİ TIP RAPORU
Gerekçeli kararda, "10 Haziran 2013 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca düzenlenen otopsi raporunda, maktulenin boyun sağ-sol yan, sağ-sol meme başı ve çevresi, perine bölgesi, volva bölgesi, vajenarkaformiks, vajeniç mukozası, anal bölge çevresi ve anüs iç mukozasından alınan örneklerden hazırlanan yaymaların yapılan mikrozkobik incelemesinde sprem hücresinin görülmediği belirtilmiştir. Mahkememizce oybirliğiyle, olay tarihinde sanığın maktuleyi, cinsel saldırı suçunu işleyememekten dolayı duyduğu infialle öldürdüğü kabul edilmiştir. Sanığın, cinsel saldırı suçunu gerçekleştirdikten sonra maktuleyi öldürdüğünün kabulü halinde, hakkında 'Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle adam öldürme' maddesi uygulanamaz. Sanığın maktuleyi cinsel saldırıda bulunduktan sonra öldürdüğünün kabulü halinde; hem "cinsel saldırıda bulunmak", hem de "kasten adam öldürmek" suçlarından ayrı ayrı cezalandırılması gerekmektedir" ifadelerine yer verdi.
Gerekçeli kararda, "Ancak mahkememizce oybirliği ile olay tarihinde sanığın, cinsel saldırıda bulunmak istediği maktulenin, kendisine karşı koyması nedeniyle duyduğu infial sonucu öldürdüğü ve eyleminin "Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle adam öldürme" maddesine temas ettiği kabul edilmiştir. Sanığın, cinsel saldırı suçunu işleyememekten duyduğu infialle maktulü öldürdükten sonra, ona karşı ayrıca cinsel saldırı suçunu gerçekleştirdiği kesin olarak tespit edilememiştir. Otopsi raporunda maktüleninvolva bölgesi, perine bölgesi, vajen arka forniks, vajen iç mukozası, anal bölge çevresi ve anüs iç mokozasında sprem hücresi görülmediği tespit edildiğine göre, sanığın maktuleyi öldürdükten sonra cinsel saldırıda bulunmadığının kabulü gerekmektedir" dedi.
MAHKEME BAŞKANI'NDAN MUHALEFET ŞERHİ
Sanık Tasalı'ya "cinsel saldırı" suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası verilmesine ilişkin karara Mahkeme Başkanı Tevfik Güngören muhalefet şerhi koydu ve gerekçeli kararında sanığın bu suçtan beraat etmesi görüşünde olduğunu belirtti. Mahkeme Başkanı Güngören, muhalefet şerhinde, "Her ne kadar olay tarihinde sanığın maktuleye yönelik cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla ve TCK'nın 102/2 maddesi gereğince cezalandırılması için hakkında kamu davası açılmış ise de, sanığın maktuleyi öldürmeden evvel ya da öldürtükten sonra, onun vücuduna organını sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu yolunda kesin kanıtlar elde edilememiştir. Sanık aşamalardaki savunmasında, öldürmeden evvel maktuleye cinsel saldırıda bulunmadığı gibi, öldürdükten sonra da olay yerinden kaçarak uzaklaşığını belirtmiştir" dedi.
Güngören, muhalefet şerhinde, "Olaydan sonra maktuleye ait şal ve sütyende sanığa ait meni lekeleri olduğu tespit edilmiş ise de, sanığın maktuleyi öldürdükten sonra kendi kendini bizzat tatmin etmesi ve sonuçta sanığın organından çıkan menilerin maktulenin şalına ve sütyenine sıçraması mümkündür. Buna göre, söz konusu meni lekelerinin, olaydan sonra sanığın kendi kendisini tatmin etmesi sonucu, maktülenin şalına ve sütyenine sıçradığı (bulaştığı) kanaatiyle, sanığa ayrıca cinsel saldırı suçundan ceza verilemeyeceği kanaatinde olduğumdan, aksi yöndeki sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum" ifadesini kullandı.
ZİYA TASALI "PİŞMANIM" DEMİŞTİ
24 Haziran günü görülen karar duruşmasında, sanık Ziya Tasalı, "Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle adam öldürme" suçundan müebbet hapis ve "cinsel saldırı" ve "hırsızlık" suçlarından da toplam 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Tasalı, son savunmasında, "Ben mağdureye kesinlikle tecavüz etmiş değilim. Öldürme olayından dolayı olay yerinden korkup kaçarak gittim. Benim olay yerinden götürdüğüm mont maktuleye ait olmayıp, kendi montumdu. Esasen öldürme kastım da bulunmamaktaydı. Buna göre lehe olan hükümlerin uygulanmasını isterim. Eylemden dolayı pişmanım. Söyleyecek bir şey yok" demişti.