Güncelleme Tarihi:
ANKARA TMK 10’uncu maddesiyle görevli Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, dün Turgut Özal’ın zehirlenme davasında gündeme gelen, “Semra Özal’a şantaj yaparak kocasını zehirlettiler” iddiaları üzerine inceleme başlattı. Sabah saatlerinde mahkemeden dosyaları müzekkere ile isteyen savcılık, gizli tanık ifadelerini incelemeye başladı. Savcılık iddiaları ciddi bulursa Semra Özal hakkında da dava açabilecek. Sanık emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün avukatı Hulusi Coşkun şunları söyledi: “Suça ilişkin önemli bölümler iddianameye alınmamıştı. Son celseye gelen bu gizli tanığın ısrarlı olarak Semra Özal’ı olayda müdahil olduğunu işaret etmesi karşısında savcılık Semra Özal hakkında ek dava açılması için dosyaları istemiş olabilir.” Coşkun müvekkilinin beyanları üzerine gizli tanıkların buna göre ifadelerinin değiştirildiğini iddia ederek “En önemlisi bu davada müvekkilimin aşamalardaki ifadelerine göre gizli tanıkların ifadeleri değiştirilmektedir. Gizli tanıkları yönlendiren bu yapıların ortaya çıkarılması hukuk devletinin selameti açısından zorunludur” diye konuştu.
GİZLİ TANIK SELÇUK’UN İFADESİ
Selçuk isimli gizli tanık, soruşturmanın başından itibaren tüm beyanlarında Semra Özal’ın adını ortaya atmıştı. Ancak soruşturma aşamasında savcılık bu bölümleri iddianameye koymadı. Savcılık sadece emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında dava açtı. Mahkemenin talimatıyla Selçuk’un yeniden ifadesi alındı. Gizli tanık Selçuk 20 Ağustos 2013 tarihinde hakim karşısındaki son ifadesinde de Semra Özal’ın ismini ortaya attı. Gizli tanık Selçuk’un ifadesinde yer alan sözleri şöyle: “Ben 1990’lı yıllarda JİTEM’de görev yaptım. Bu sebeple bir çok kişiyle tanıştım. 2000’li yılların başında Tuğgeneral Veli Küçük ve Tuncay Güney’in yapmış olduğu bazı yanlış işleri makamlara ihbarda bulundum. Bana okumuş olduğunuz iddianamedeki bahse konu Turgut Özal’ın öldürülmesiyle ilgili bilgilerim vardır. Bu nedenle tanık olarak ifade vermek istedim. Meslekten tanıdığım Savaş Korkmaz (Gevrekçi) isimli şimdi emekli olan albay, bana Turgut Özal’ın ölümünün bir suikast olduğunu, yapılma şeklinin doğal olmadığını suikastı eşi Semra Özal’a yaptırdıklarını söylemişti. Gevrekçi bana, Özal’ın ölümünü şöyle anlattı: Semra Özal’ın bir takım kirli işleri kasete alınmış bu kaseti JİTEM timi elde etmiş. Bu bilgiler Semra Özal’a şantaj olarak kullanılmış. Milli Güvenlik Kurulu kararları ve tavsiyesiyle dönemin kuvvet komutanlarının emir ve bilgisiyle yapılmış bu suikastte kendinin de olduğu brifingler alınmış, Süleyman Demirel’in bile aynı brifingler içinde aynı ortamda olduğunu anlatıp adının sil, süpür, temizle operasyonuyla bir bütünlük içinde Eşref Bitlis, Cem Ersever, Bahtiyar Aydın, Kazım Çillioğlu suikastlarının aynı plan içerisinde yapıldığı, CIA ve MOSSAD’ın bazı elemanlarının kullanıldığı dile getirilmiştir. Turgut Özal suikastının operasyonunu yönlendiren MİT ve askeriye içindeki oluşumları harekete geçiren Teoman Koman paşadır. Bu kişi MGK’yi uygulatan kişidir.”