Hasan KIRMIZITAŞ- Ali LEYLAK/ŞANLIURFA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2009 11:44
EKONOMİK kriz ile birlikte suç oranında yaşanan artışın ardından Şanlıurfa Kapalı Cezaevi’nde yer kalmadığı, 450 kişi kapasiteli olmasına karşılık, cezaevinde 32’si kadın 837 tutuklu ve hükümlünün kaldığı, yer sıkıntısı nedeniyle yerlere yatak serilip, 8 kişilik koğuşlarda 20’şer kişinin barındırıldığı belirtildi.
Cezaevinde tutuklu ve hükümlü sayısının artması üzerine ilk etapta ek ranzalar ile barınma sorunu giderilmeye çalışıldı. Bu da yetersiz gelince yerlere yataklar serildi. Kapasitesinin üzerinde tutuklu ve hükümlü barındırılmasıyla birlikte Şanlıurfa Kapalı Cezaevi’nde sorunlar yaşanmaya başlandı. Tıkış tıkış hale gelen cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler Şanlıurfa Baro Başkanlığı ile İHD’ye mektup gönderdi.
Cezaevi koğuşlarının kalabalık oluşundan yakınıp, temizlik ve banyo sorunlarını dile getiren, yer sorunu nedeniyle tuvalet önüne serilen yataklarda yattıklarını anlatan tutuklu ve hükümlüler, sorunun çözümü için yardım istedi.
Şikayetler üzerine Şanlıurfa Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu inceleme yaptı, İHD de konuyu araştırdı. Şanlıurfa Baro Başkanı Yahya Demirkol ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Şanlıurfa Şube Başkanı Sedat Gözkıran, resmi rakamlara göre 450 kişi olarak belirtilen cezaevinin kapasitesinin gerçekte 276 kişilik olduğunu, buna karşılık 837 kişinin kaldığını söyledi. Cezaevinde koşulların insani olmadığını kaydeden Yahya Demirkol, şöyle dedi:
“Son zamanlarda tutuklu ve hükümlülerden çok ciddi yakınmalar içeren mektuplar aldık. Mektuplarda tutuklu ve hükümlülerin çok ciddi zorluklar altında olduklarını, yatacak yerleri olmadığını, tuvalet lavabolarının altına kadar yatak serdiğini ve yerlerde yattıklarını öğrendik. Bir insan suç işleyebilir, ama cezasını insanca koşullarda çekmesi gerekiyor. Son zamanlarda ekonomik kriz ile birlikte suçlu sayısında yaşanan artış sonrası, bu mekanlar cezaevinden çok işkence evine dönüşmüştür. Son bir yıl içerisinde ekonomik krizle birlikte suç sayısında artış yaşanmaya başladı. Hırsızlık ve gasp gibi ekonomik özellikli suçlar cezaevlerinde kapasiteyi arttırıyor. Şanlıurfa’nın nüfusu ve suç potansiyeli göz önünde bulundurularak buna uygun bir cezaevi yapılmalı. Sonuçta cezaevinde bulunanların da insan olduğunu ve hakları olduğunu unutmamalıyız. Kapasite ve yer sorununun çözümü için yaşananları Bakanlığa bir kez daha bildireceğiz.”
Şanlıurfa Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu Başkanı Abdülhamit Tapşık da, cezaevinde karşılaştıkları manzaranın insanlık suçu olarak yorumlanabileceğini öne sürüp, “Öncelikli problem yatak sıkıntısı. Yataklar birleştirilerek tek yatakta iki kişi yatırılıyor. İnsanlar 10-15 günde bir banyo yapabiliyor. Bu durumlar sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. En çok şikayetin hemoroid hastalığından yana olduğu bizlere iletildi” dedi.
İHD Şube Başkanı avukat Sedat Gözkıran da, cezaevinde yaşananların insan haklarının ihlali anlamına geldiğini, suçlu da olsa cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülerin hakları olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Bize en fazla gelen şikayet barınmayla ilgili. Her ne kadar kapasite 450 olarak açıklansa da aslında gerçek rakam 276’dır. Şu anda cezaevinde 900 civarında tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Yani kapasitenin üç katı. İnsanlar yerlerde yatıyor. Tutuklananların en yoğun olarak işledikleri suç olarak karşımıza hırsızlık çıkıyor. Bu da krizle birlikte ekonomik içerikli suçlarda artış olduğunu ve bunun da cezaevi kapasitesini arttırdığını karşımıza çıkarıyor.”