Güncelleme Tarihi:
Ö.A. özetle şunları anlattı:
PANİK HALİNDEYDİ
“Olay haber merkezi tarafından bize saat 04.30 sıralarında plazadan yüksekten düşme şeklinde bildirildi. Biz buraya iki ekip şeklinde geldik. Biz geldiğimizde sanık Berk Akand panik halinde idi. ‘Kız nasıl gider’ diye kendi kendine konuşuyordu. Çağatay sakindi. O da Berk’e ‘Kız gidiyorum dedi, gitti işte’ dediğini hatırlıyorum. Her iki sanık da alkollüydü.
Şule Çet
İlk geldiğimde çalışma masasının hemen önündeki tekli koltuğun üzerinde maktulenin çantası ile bir tane kot mont vardı. Sehpanın üzerinde yenilmiş çerezler vardı. Birkaç tane içecek de gördüm, enerji içeceği olarak hatırlıyorum. Köşede bulunan cam açıktı. Hemen yan tarafında bulunan dinlenme odası olduğunu tahmin ettiğimiz odaya geçtik. Odada koltuğun yanında karton bir kutu, boş enerji içeceği kutuları ile bira kutuları vardı.
Olayın bize çalışma odasındaki yerde mi yoksa dinlenme odasında mı olduğunu ilk planda söylemediler. Ben de olayın hangi odada olduğunu şu anda hatırlamıyorum. Biz ilk geldiğimizde çalışma odasındaki bir tane pencere ile dinlenme odasındaki pencere camı açıktı. Dinlenme odasına geçilen kapı da açık vaziyetti idi. Dinlenme odasında enerji içecekleri ile boş bira kutuları gördüm. Yıkanmış bardaklar var mıydı, mutfağa geçmediğim için görmedim.
DEMİR ÇİT YIRTILMIŞTI
Daha sonra ofisin teras bölümüne (Şule Çet’in düştüğü yer) geçtik. Cesedi sırtüstü yerde yatar şekilde gördük. Cesedin çarpmasıyla demir çitin bir kısmı yırtılmıştı. Biz olay yerinde maktuleye ait herhangi bir eşya almadık. Ancak savcı olay yerine geldikten sonra maktuleye ait bir kısım eşyalar siyah bir poşetle 10 Nisan Karakolu’na gönderilmiş. Bu eşyalar da poşet halinde Adli Tıp’tan bizim karakola gelmiştir. Biz de maktulenin babası ve avukatına teslim ettik. Poşetten kötü kokular geliyordu. Tutanakta tarih vardır, poşet karakola geldiğinde hiç bekletmeden poşeti teslim ettik.”
RAPOR ÜÇ HAFTA SONRA SUNULACAK
BİLİRKİŞİ heyeti, olay yerinde gerekli ölçüm ve incelemeleri yaptıktan sonra, Şule Çet’in görüntülerdeki gibi düşüp düşmeyeceğini, ayakkabılarının, çorabının çıkıp çıkmayacağını, ayakkabı ve çorabının bu kadar mesafelere gidip gitmeyeceğini, düşme anında bağcıklarının açılıp açılmayacağını inceleyecek. Heyet ayrıca Şule Çet’in, sanıkların savunmasında geçtiği şekilde düşmesi halinde yerdeki bulunduğu pozisyon da dikkate alınarak bu şekilde düşüp düşmeyeceğini ve yerdeki bulunduğu pozisyonu alıp almayacağını dikkate alacak. Hazırlanacak rapor 3 hafta içinde mahkemeye sunulacak.
‘DELİLLER KAYIP’ İDDİASI
ÇET Ailesi’nin avukatı Onur Tatar, 1 yıl aradan sonra olay yerinde keşif yapıldığını belirterek, “Keşif esnasında iki sanık da hazır edilmedi. Bize güvenlik gerekçesi ifade edildi. Adalet Bakanı’na şu çağrıyı yapıyorum: Şule Çet’in düştüğü yerde üzerinde bulunan külot ve kadın pedi hâlâ bulunamadı, bulunamıyor. Tecavüz bulgusunu ispatlayacak en önemli delillerden bir tanesi neden kayıp? Delillerin kaybolması kabul edilemez. Sorumlusu soruşturmanın ilk andaki savcısı, otopsi teknisyeni ve Adlı Tıp görevlileridir” dedi. Tatar, Çet’e ait eşyaların olaydan 15 gün sonra ailesi ve avukatına teslim edildiğini belirterek, “Neden 15 gün sonra teslim ettiniz” diye sorduğunu da ifade etti.