Güncelleme Tarihi:
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık polis memuru S.K katılmazken Uğur Kurt’un eşi ve babası ise duruşmada hazır bulundu. Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan duruşma savcısı Ekrem Şakar, yapılan gösterilerde bazı eylemcilerin zırhlı polis aracına Molotof attıklarını, bir molotofun araca isabet ettiğini ve iki polis memurunun elleri ve yüzleri yanar vaziyette araçtan çıktıklarını anlattı.
“DİĞER POLİSLER HAVAYA ATEŞ EDERKEN O EYLEMCİYE ATEŞ ETTİ”
Araçtan inen sanık S.K’nın kendisin korumak için Molotof kokteylinin atıldığı yöne doğru ateş etmeye başladığını söyleyen savcı diğer polislerin ise havaya ateş ettiğini belirtti.
“SALDIRIYI BERTARAF ETMEK İÇİN ATEŞ ETMESİNE RAĞMEN..”
Yapılan ateş sonrasında Uğur Kurt’un cemevi bahçesinde başından vurularak hayatını kaybettiğini hatırlatan savcı Şakar, “Sanık S.K’nın kendisine yahut diğer polis memurlarına yönelik vuku bulan ve tekrarı büyük olasılık olan saldırıyı bertaraf ederek yanar vaziyette Molotof atan şahsı etkisiz hale getirmek için silahla ateş etmesine rağmen hedef aldığı eylemcileri isabet ettiremeyip, aynı istikametteki cemevinin bahçesinde bulunan ve olaylarla hiçbir ilgisi olmayan Uğur Kurt’u vurarak ölümüne sebebiyet verdiği, yapılan ölçümde de merminin izlediği yol çizgisi takip edildiğinde kamera görüntülere göre silahtan çıkan kurşunun Molotof atan şahsın başının 26 cm uzağından geçtiği tespit edilmiştir” dedi.
“OLURSA OLSUN DEDİ”
Ancak sanık polis memuru S.K’nın eylemcileri gaz bombası veya plastik mermi ile uzaklaştırma alternatifini düşünmediğini belirten savcı, “Uğur Kurt’un baş bölgesinden isabet almak suretiyle ölümüne sebebiyet vermesi olayında bu tehlikeyi görmesine rağmen söz konusu sıkma eylemini yapmaktan kaçınmaması, olursa olsun demesi, sanığın olası kasıtla hareket ettiğini gösterdiği, dosyadaki raporlar ve tanık beyanları kapsamında anlaşılmaktadır”
Savcı Ekrem Şakar sanık polis memurunun açıkladığı sebeplerden dolayı, “olası kasıtla ölüme sebebiyet vermek” suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Mahkeme avukatların sanığın tutuklanması istemlerini de reddetti.