Güncelleme Tarihi:
SENDİKACI Süleyman Yeter’in gözaltında ölümüyle ilgili davada, gıyabi tutuklu sanık Ahmet Okutucu’nun yurt dışına kaçma ihtimali gözönünde bulundurularak, kırmızı bültenle aranmasına karar verildi. Sanık polislerin tahliye talebi reddedilirken, Süleyman Yeter’le birlikte gözaltına alındıklarını söyleyen iki kadın tanık da, 'Çığlık sesi duydum, baktığımda çırılçıplak bir erkeğin polisler tarafından sürüklenerek yürütülmeye çalışıldığını ve üstüne hortumla su tutulduğunu gördüm. Fiziği Süleyman Yeter’e benziyordu' dediler. Her celse olduğu gibi adliyeyi ve gazetecileri ablukaya alan çok sayıda polis barikat kurarak sanık meslektaşlarının görüntülenmesini engellediler. Slogan atıp dağılan kalabalık gruba polis müdahale etmedi.
Polis barikatı
İstanbul 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu polisler Erol Erşan ve Mehmet Yutar hazır bulunduruldu. Duruşma nedeniyle polis adliye içi ve dışında yoğun güvenlik önlemi aldı. Polis tutuklu meslektaşları Erol Erşan ile Mehmet Yutar’ın duruşma salonuna alınışları ve çıkarılışları sırasında barikat oluşturarak davaya yoğun ilgi gösteren medyanın görüntü almasını engelledi. Sendikacı Süleyman Yeter’in eşi Ayşe Yeter ve ailesinin müdahil olarak katıldığı duruşmada ikisi Emniyette görevli, ikisi de Yeter’le aynı gün gözaltına alınan 4 tanık dinlendi.
Tanıklardan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Süleyman Yılmaz, Süleyman Yeter’i isim olarak hatırlamadığını, sanık Erol Erşan’ın da amirlerin talimatı üzerine maktulü ifade için götürdüğünü söyledi. Yeter’le aynı gün gözaltına alınan Gonca İtmeç ve Tülay Çoban ise, çığlık sesi duyduklarını ve çırılçıplak bir erkeğin polisler tarafından sürüklenerek yürütülmeye çalışıldığını öne sürerek, 'Üstüne hortumla su tutulduğunu gördüm. Bu şahıs uzun boylu ve zayıftı. Süleyman Yeter olduğunu kesin görmedim. Ama onun fiziğine benziyordu' dediler.
Mahkeme Heyeti, gıyabi tutuklu tanık Ahmet Okutucu’nun yurt dışına kaçma ihtimalini gözönünde bulundurarak, kırmızı bültenle aranması için Cumhuriyet Savcılığı’na yazı yazılmasına karar verirken, sanık avukatlarının tahliye talebini reddetti.
Emsal alınması gerekir
Adliye koridorunda açıklama yapan müdahil avukatlarından Ercan Kanar, Birleşmiş Milletler İşkenceyi Önleme Sözleşmesi’nin 6. maddesi gereğince sanık Ahmet Okuducu’nun kırmızı bültenle aranması için talepte bulunduklarını belirterek, ‘‘Böyle bir karar ilk defa alınıyor. Bu emsal alınması gereken bir karardır’’ dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, DGM’nin verdiği kararla Sömürüsüz Bir Dünya için Dayanışma adlı gazetenin merkez bürosunda arama yapan İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerinin, burada bir kısım doküman bulunduğu ve aynı yerdeki 5 kişiyi gözlem altına aldığı anlatılıyor. Gözaltına alınan kişilerin nezarete konulmadan önce doktor raporlarının alındığı, darp ve cebir izine rastlanmadığı belirtilen iddianamede, Süleyman Yeter’in 4 kez sorgulamak amacıyla nezaretten çıkarıldığı, özgeçmişiyle ilgili bilgilerin zapta geçirilmesi sırasında sandalyede fenalaşarak düştüğü ve kaldırıldığı hastanede de öldüğü kaydediliyor.
Otopsi raporu
Otopsi sonucunda, Morg İhtisas Dairesi’nde düzenlenen 28 Nisan 1999 tarihli rapor ve Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 28 Temmuz 1999 tarihli raporda, Süleyman Yeter’in üzerinde darp ve cebir izine rastlandığının bildirildiği anlatılan iddianamede, Yeter’in gözaltında bulunduğu dönemde genel vücut travmasına maruz kalma ve boyuna yönelik travmaya bağlı meydana gelen mekanik asfiksi sonucu öldüğü bildiriliyor.
İddianamede, sanıkların, efrada kötü muamele sonucu ölüme sebebiyet vermek suçundan 8’er yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.