Sanayimiz, çoktan adliye haberlerini solladı ama…

Güncelleme Tarihi:

Sanayimiz, çoktan adliye haberlerini solladı ama…
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2005 11:31

Dünyanın dev ülkelerinde şubeler açan bir sanayi altyapımız var ancak bölgemizin sadece “Acılı Adana Kebabı” ile tanınması, adliye haberlerimizle ön plana çıkmamız haksızlık gibi geliyor bana… Acılı Adana’ya lafım yok da adliye haberlerine itirazım var… (Sinan TANYILDIZ)

Haberin Devamı

ÇUKUROVA’DAN

 

 Y.Sinan TANYILDIZ

 

Dünyanın dev ülkelerinde şubeler açan bir sanayi altyapımız var ancak bölgemizin sadece “Acılı Adana Kebabı” ile tanınması, adliye haberlerimizle ön plana çıkmamız haksızlık gibi geliyor bana… Acılı Adana’ya lafım yok da adliye haberlerine itirazım var…

 

Bossa’nın üretim yaptığı yıllarda Türkiye’de tekstil sanayimiz yok denecek kadar azdı ve Adana’da bir de Güney Sanayi vardı. Hatta Milli Mensucat dünyanın dört bir yanına kumaş ihraç ediyordu. Şimdi Gaziantep’inden tutun,. Maraş’a kadar bölgemizde yüzlerce tekstil sanayi, dünyadaki rakipleri ile yarışıyor…

Haberin Devamı

 

Sadece Adana Organize Sanayi Bölgemizde 200’e yakın işletme dünya markalarına kumaş satıyor… Kimteks,  metresi 10 dolardan özel kumaş üretiyor. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’ndeki firmalar markalaşmayı bile keşfetti… Yani bölgemizde 15 milyona yakın insan gerek işadamı olarak, gerek çalışan olarak üretime katkı sunuyor…

 

Gerekli motivasyonları var, ne iş yaptıklarını ve yapacaklarını biliyorlar, çalışma programları hazır, değerlendirmeleri mükemmel, araştırmaları devam ediyor, iş planlarını yaptılar ve işletmelerini geliştirmek için danışmanlık hizmetlerine büyük değer veriyorlar…

İstedikleri tek şey var: Duyulmak, bilinmek…

 

1950’li yıllarda başlayan sanayileşmeyi bugün zirveye taşıyan isimleri düşünürken aklıma tabii ki Sabancı Ailesi geliyor. Sadece SASA bile bölgemizin gözbebeği… Rahmetli Sakıp Sabancı’nın, Hacı Sabancı’nın bölgeye sunduğu katkıları unutmak mümkün mü? Sapmaz Ailesinin çabalarını, Sabuncu Ailesinin yatırımlarını, Paksoy Ailesinin Yağ Sanayindeki başarılarını bilmeyen yok gibidir…

 

Haberin Devamı

Mersin’de üç nesildir sanayicilik yapan Şaman Ailesi, Gaziantep’te Konukoğlu Ailesi ve binlerce isim, binlerce sanayi devrimcisi insanlarımız hep bugünler için çalıştı, çırpındı...

Yeğenağa Ailesi, Homurlu Ailesi, Savatlı Ailesi, Baysan Ailesi, Kulak Ailesi, Antakya’da Şehoğlu Ailesi, Başoğlu Ailesi, Bacaksızlar Ailesi, Karabucak Ailesi, Başer Ailesi, Şenbayrak Ailesi, Demirağlar Ailesi, Gizerler, İsotlar, İkiz Ailesi, Bilici Ailesi…

 

Saymakla bitmiyor ki… Bölge yatırımcı konusunda oldukça zengin çünkü… Saydığım isimlerin Çukurova’da yatırımları milyarlarca doların üzerinde…

 

Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş, Ticaret Odası Başkanı Şaban Baş, Borsa Başkanı Fethi Coşkuntuncel’le ne zaman yatırımlar üzerine sohbet etsek heyecanlandığımı da itiraf etmek zorundayım… Teşvik gibi kösteklere rağmen bu bölge Gaziantep’i ile Mersin’i ile arı gibi çalışıyor…

Bu arada aklıma yeni isimler de geliyor… Mehmet Erel, Ali Gizer, Vedat Gizer, Barış Rişvanoğlu, Ömer Faruk Sakarya,Necati Şahin, Bülent Gizir, Cahit Sınmaz, Candemir Gizer, Cengiz Nacar, Metin Türk, Durmuş Çevik gibi binlerce işadamı saymamız da mümkün…

Haberin Devamı

 

Ve bir de hikayem var ki, adliyeye giden yolun PüfNoktası’nı, bu hikaye çok iyi özetliyor…

 

Bu hikayeyi bana Adanalı sanayici ve eğitimci Nevzat Sıkık anlatmıştı…

 

“Efendim yıllar önce Ceyhan Nehri kenarında geniş arazileri olan bir ağa yaşarmış. Toprağa ne ekerse eksin bire on toplarmış… Tabii bu kadar işin üstesinden gelebilmek için adamlar çalıştırırmış.Bu marabalardan biri öylesine çalışkanmış ve hırslıymış ki, bir süre sonra kazandığı paralarla araziler satın alıp ağaya rakip olmuş.Ve ağayı da öylesine kıskanıyormuş ki hırsından her türlü yolu deneyip kullanır haldeymiş. Ağa önce aldırmamış lakin aralarında bir yarıştır başlamış… Ağanın fötr şapkası varsa, bunun da var. Ağa yeni bir araba alıyorsa, bu da gidip en iyisini alıyor. Bunda kara para da var, ağada yok… Bizimkinin tek derdi bölgenin yeni ağası olduğunu herkese duyurmak…

Haberin Devamı

 

Ağa da bunla baş edebilmek için günden güne fakirleşmeye başlıyor tabi… Omar, çalışkan ve arsız ya zenginleştikçe zengileşiyor. Ağa satıyor, bu satın alıyor…

 

En sonunda ağa şuna bir oyun edeyim de kurtulayım diye düşünüyor… Ve Omar’ı evine kahvaltıya davet ediyor… Bizimki son model arabasıyla ve fötr şapkasıyla ziyafete geliyor. Yiyorlar, sohbet ediyorlar… Hava da sıcak mı sıcak…

 

Ağa diyor ki:

 

- Omar’ım hadi gel çimelim…

 

Ceyhan Nehri iki adım ötede… Ağa üstündekileri çıkartıyor, bizim Omar da üstündekileri çıkartıyor… Ağa suya atlıyor, bizim ki de atlıyor… Bir süre sonra Omar bağırmaya başlıyor:

 

- Ağam ben yüzme bilmem, kurtar beni boğuluyorum…

Haberin Devamı

 

Ağanın canına tak etmiş, kurtarır mı? Yüzerek sahile çıkıyor ve bizimkine el sallayıp şöyle diyor:

 

“Güle güle Omarım…”

 

Söylemek istediğim şudur ki Çukurovalı ne zaman ne yapacağını iyi bilir… Her zaman bir B planı vardır… Ve sonunda “Güle güle Omar’ım” diyeceği anı sabırla bekler…

 

Bölgemizin adliyesiyle tanınması, bu yüzden yatırımcının canına tak etti. Binlerce sanayicisi, bilim adamı, sanatçısı, yazarı olduğu halde sadece adliye haberi ile ünlenmek bilesiniz ki bu bölgenin insanını üzüyor... Her kentte ne kadar olay çıkıyorsa,bizim kentimizde de aynı oranda olay çıkıyor… Araştırın göreceksiniz… Çukurovalılar, olay çıkartanlara çoktan “Güle güle Omar’ım” dedi bile…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!