ANKA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2007 14:32
Harvard Üniversitesi Ulusal Ekonomi Politikası Profesörü Dani Rodrik, Türkiye’nin sanayi sektöründe birinci önceliğin teknoloji ve Ar-Ge değil, yapısal dönüşüm ve işgücü verimliliği olması gerektiğini söyledi.
Rodrik, “Türkiye’de yenilik, teknoloji ve inovasyon olarak düşünülüyor. Oysa Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde istihdam ve refah yaratan büyüme için işgücünün yüksek verimli sanayi sektörüne kaydırılması gerekiyor” diye konuştu.
TÜSİAD-
Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu tarafından düzenlenen “Uluslararası Uygulamalar Işığında Türkiye için Sanayi Stratejisi Arayışları” konferansında konuşan Rodrik, Türkiye’de işgücü verimliliğini artırmak için sanayi dışı istihdamın sanayi sektörüne kaydırılması gerektiğini kaydetti.
“İSTİHDAM SANAYİ SEKTÖRÜNE KAYDIRILMALI”
İşgücünün özellikle tarım ve kayıt dışı faaliyetlerden sanayiye aktarılmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Rodrik, şöyle konuştu:
“Türkiye’de 2001 ile 2005 yılları arasında tarımdışı ek iş gücü arzı 4.9 milyon olarak gerçekleşmiş ve bunun yalnızca yüzde 10.4’ü sanayi sektöründe istihdam edilmiştir. Yüzde 57.7’si ise hiç çalışmamaktadır. Eğer bu ek iş gücü sanayide kullanılsaydı, Türkiye şimdi beşte bir oranında daha zengin bir ülke olurdu.”
Gelişmekte olan ülkelerde sanayi politikalarının çok boyutlu ve meşruiyeti her zaman tartışılır politikalar olmaya mahkum olduğunu dile getiren Rodnik, şirketler, sektörler ve bölgeler arasında tercihler gerektiren sanayi politikasının kamuoyundan tepki toplamaması için çok şeffaf olarak ve geniş katılımlı bir şekilde hazırlanmasının önemine dikkat çekti.
“SANAYİDE YOLSUZLUK VE RANT TAMAMIYLA BİTMEZ”Sağlam bir sanayi politikası oluşturmanın önündeki en büyük iki engelin bilgi eksikliği ve kirli siyaset olduğuna işaret eden Rodrik, “Dünyada sanayi politikalarının yolsuzluk ve rant için kullanılmasını tamamen engelleyemezsiniz. Ama en azından ana hedefin bu olmamasını sağlamak bile bir gelişmedir. Bunun için kamu ve özel sektör işbirliğini derinleştiren kurumsal yapılara ihtiyaç var” diye konuştu.
“KURUN, DEĞERLİ YTL’YE KARŞI SAVUNULMASI ÇOK ÖNEMLİ”Rodrik, dolar kurunun da sanayi politikası oluşturmakta önemli rol oynadığını belirterek, kurun aşırı değerli YTL karşısında savunulmasının, sanayi için alınması gereken tüm tedbirlerden daha önemli olduğunun altını çizdi.
Sanayi politikalarında başarılı olan her ülkede kur politikasının hayati öneme sahip olduğunu ifade eden Rodrik, “Ama Türkiye’nin bundan sonra mali disiplin ve para politikalarını yeniden gözden geçirmesi çok zor. Bu yüzden sanayi politikaları belirlenirken maalesef kur politikalarını kullanamayacaksınız” dedi.