Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2002 23:13
Paris'te her yıl düzenlenen Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı (FIAC) bu yıl 23-28 Ekim tarihleri arasında gerçekleşiyor. 200'e yakın galeride, 50 ülkeden 900'e yakın sanatçının yapıtları sergileniyor.
On hektarlık bir alana yayılan Fuar'ın sanat basını, sanat kitapları, genç galeriler gibi bölümleri de var. Girişinde kuyruklar olan Fuar'daki tek Türk sanatçı Ömer Uluç. ‘‘Sanılanın tersine tek olmak benim pek hoşuma gitmiyor' diyen Uluç, Fuar'ı anlattı.
BU BİR SÜPERSERGİ
Paris Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı aynı zamanda Köln, Basel, Brüksel, Chicago, New York ve Madrid Çağdaş Sanatlar Fuarları'nın da sekreteryalığını yürütüyor. Bu fuar özel kesimdeki galerilerin örgütlenmesi olarak tanımlanabilir. Sanatçılar bu süpersergiye galericiler yoluyla bir galeri içinde yer alarak katılıyor. Galerilerin buraya girmesiyse, seçici kurulun sanatçıların kalitesi, kendi faaliyet alanı, koleksiyonun kriterleri gibi normlarına uymasına bağlı.
FUARA BEŞİNCİ KATILIŞIM
Benim bu fuara beşinci katılışım. Son iki katılışım ‘Art of This Century' Galerisi ile. Sahibi Peggy Guggenheim'ın torunu olan Sandro Runney'ın New York ve Paris'te galerileri var. Geçen yıl onunla FIAC, Madrid-Arco ve Brüksel Fuarları'na katıldık. Bu fuarlarda Jeff Koons, Rauschenberg, Rebecca Horn, Robert Longo ve Oldenburg gibi isimler de vardı. Bu yıl benim eserlerimle birlikte ayrıca Chuck Close'un fotoğrafları da sergileniyor.
İKİ HEYKEL ÜÇ SERİGRAFİ
Bu yılki fuarda iki heykelim ve üç serigrafim var. Heykeller polyester döküm; adları ‘Lucy İskemlede' ve ‘Tekerlekler Üzerinde Ahtopot'. Serigrafiler pleksinin iki tarafına basılmış, bir yüzü siyah-beyaz, diğer yüzü renkli. Siyah beyaz yüzde fotoğraf, renkli tarafta formlar var, böylece eser belli bir derinlik kazanıyor.
BATI’NIN MASKESİ DÜŞTÜ
Bu yıl FIAC çok canlı ve renkli geçiyor ve sanatseverlerden büyük ilgi görüyor. En büyük yenilik resimden videoya kadar hemen her türlü görsel sanat eğiliminin hem yan yana hem içiçe çok ilginç yeni boyutlar oluşturması. Bu monotonluğu ve dışarıya karşı aşırı kapalı olmayı kırıyor. Sanatın kamplaştığı dönemler çoktan bitmiş. Eğilimler sanatlar arası geçişler var. Bu anlamda her türlü malzeme ve teknoloji görülüyor. Sonuçta gülünçlükten, ilkellikten, saydamlık ve cinsellikten korkmayan bir çağdaş sanat. Peki bizimki bir yana, Batı toplumlarında da durum böyle mi? Batı toplumlarının çok gelişmiş maskeleri var, bizimkiyse çoktan düştü.'