Güncelleme Tarihi:
Depremin üzerinden 16 gün geçti ve daha yeni yeni hangi yardım malzemesinin nereye gönderilmesi gerektiği doğru olarak tespit edilmeye başlandı. Depremden hemen sonra bu eksikliği gidermede büyük yardımı dokunabilecek dijital haritaları, teknik ekibiyle birlikte ücretsiz olarak kriz masalarının hizmetine vermek isteyen İki
Nokta Şirketi de koordinasyonsuzluğun kurbanı oldu.
En küçük yerleşim birimine, tüm bağlantı yollarıyla birlikte ulaşmaya belki de en fazla ihtiyaç duyulan zaman 18 Ağustos ve sonrasındaki bir haftaydı. Ancak deprem sonrasında ziyan edilen pek çok yardım gibi, bu yardım da ‘‘şimdi lüks’’ gerekçesiyle olsa gerek değerlendirilemedi.
İki Nokta Araştırma Basın Yayın San. ve Tic. Ltd. Şti. depremin hemen sonrasında, uzun yıllardır piyasada kullanılan dijital haritalarını bir uzmanla birlikte kriz merkezlerinin hizmetine vermeyi teklif etti. Şirket yetkilileri İstanbul'daki kriz masasına bir uzmanla birlikte programlarını hemen verirken, Başbakanlık'a da bir faksla ellerindeki ürünü bedelsiz olarak, kriz masalarında kullanılmak üzere gönderebileceklerini bildirmişler. Cevap metninde hemen o akşam bir görevlinin uçakla görüşmeye geleceği bildirilmiş ancak ne o gün ne de sonraki günlerde gelen giden olmamış. İstanbul Kriz Masası'nda ise dijital haritanın kullanılması yerine gönderilen teknik görevlinin 10 parmak daktilo bilmesi daha önemli bir yardım olarak değerlendirilmiş ve gelen şikayetlerin standart formlara geçirilmesinde görevlendirilmiş.
Dijital harita nedir?
İki Nokta'dan Yücel Yaman, ‘‘Deprem Bolu Dağı ormanlarında olduğunda bizi depremden etkilenen tavşanlardan ayıran tek şey bizim harita ve planlarımızın olması. Çünkü sonuç itibariyle yuvası tahrip olmuşsa tavşan da yavrularını alıp oradan çıkacaktır, biz de dışarı çıktık,’’ diye başlıyor söyleşimize. Özellikle pazarlama şirketleri tarafından kullanılan dijital haritalarla istediğiniz bir ilçenin tüm köylerini ve bağlantı yolarını, bir kenti, bir mahalleyi tüm cadde ve sokaklarına kadar aklınıza gelen gelmeyen pek çok ayrıntıyla birlikte bir kaç saniye içinde karşınızda buluyorsunuz. İstediğiniz bilgileri ya da yaptığınız işin gereklerine göre yeni verileri de bu haritalara işleyebiliyorsunuz.
35 yıldır Türkiye ile ilgili bilgi topladığını ve yaklaşık 15 yıldır da bu bilgileri dijital ortama aktardığını söyleyen Yaman, dijital harita ve planların böyle bir doğal afet durumundaki önemini ise şöyle açıklıyor: ‘‘Doğa olayı olur, bu olayın değişik şiddetlerde olmasına yönelik insan iradesi ve aklı daha önceki örneklerden ders alarak önlem alır. Önlemler doğrultusunda da böyle bir olay karşısına çıktığında nerede ne yapacağını bilir. Hangi sokaktan ihbar gelmişse onu alır kaydeder ve sonra da görür. Bir çırpıda gördüğü için de, 'beni bir yere gönderin' diye greyderiyle gelen insana da en doğru bilgiyi verir. Ya da bir sahra hastanesinin kurulacağı en akılcı noktayı tespit edebilir. Başbakanlık'tan en küçük kriz birimine kadar haritaların olduğu, bunların üzerinde dataların izlendiği, yeni bilgilerin enforme edilmiş olduğu ve de imkanlar ile ihtiyaçların buluşturulabileceği sanal bir merkezin olması lazım. Burada insan hafızasının yetmediği bir noktada bulunuyoruz.’’
İstanbul nasıl etkilenir?
Yaman, merkezi İstanbul'da olacak bir deprem durumunda özellikle sanayinin bundan nasıl etkileneceği konusunda da çalışmaları olduğunu söylüyor. ‘‘Meslek odalarının daha önce verdiği, hepimizin korkulu düşü olan bir bilgi vardı: 5 şiddetindeki depreme İstanbul dayanamaz derlerdi. İstanbul'un dayanamaması sadece İstanbul'u değil, tüm Türkiye'yi ilgilendiren bir sonuç doğurur. İstanbul kentler arası kademelemede Türkiye'nin 34 bin 500 köyünü, 866 ilçesini ve 80 ilinin tamamını etkileyecek bir ekonomik etkinliğe sahip. Dolayısıyla kamu kuruluşları tarafından yapılmadığını bildiğim bir çalışmayı ben yapıyorum. Nitekim MTA'nın 1/500 binlik haritasında İstanbul'daki bin temel sanayi kuruluşunun konumlanışı, depremden nasıl etkilenebileceklerine dair bir senaryo üretebilmek için bir altlığım var. Bu fabrikalar hangi jeolojik zemin üzerinde kurulmuşlardır, çeşitli şiddetlerdeki depremlerde ne olur gibi değişik simülasyonlar elde etmek mümkün bu çalışmayla.’’Yaman Türkiye'ye gelen kurtarma ekiplerinin yetkililer tarafından harita edinmek için kendilerine gönderildiğini ve bu gönüllülere ücretsiz harita yardımında bulunduklarını söylüyor ve ekliyor, ‘‘O bölgelerde ellerinde harita ve planlarla çalışan yabancıları gören yerli gönüllü kuruluşlar ve kamu kuruluşları yeni yeni harita istiyorlar bizden. Türk insanıyla yabancı insanın arasındaki fark bu: Haritalı çalışmak.’’