Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2006 00:00
Mafya elemanları, kadın ve uyuşturucu satıcıları, haraç alanlar, kiralık katiller... Sanal dünya giderek bu tür kişilerle doluyor. O dünyada işlenen suçlar gerçek dünyaya da zaman zaman sıçrıyor. Bilim dünyasına göre, yasal oyunun nerede bittiğini, yasadışılığın nerede başladığını sorgulamanın zamanı geldi de geçiyor bile...
Alelade bir cinayet davası gibi... Mahkeme yapıldı ve bitti. Şanghay’da yaşayan 41 yaşındaki Qui Chengwei, ödül olarak kazandığı kılıcını 26 yaşındaki arkadaşı Zhu Caoyuan’a ödünç verdi. Zhu ise Qui’den izin almadan kılıcı 450 dolara sattı. Qui, çok değer verdiği kılıcının başkasına satılmasına çok üzüldü, polise giderek Zhu’dan şikayetçi oldu. Ancak polis yardım etmeyi reddetti.
Yaklaşık 1 ay kadar sonra bir sabah erken bir saatte Qui, Zhu’nun evine kapıyı kırarak girdi ve onu öldürdü. Ardından polise giderek teslim oldu. Birkaç ay süren bir mahkemenin ardından ömür boyu hapis cezası aldı. Zhu’nun hırsızlıktan gerçekten suçlu olup olmadığı ise hálá tartışılıyor. Polis Qui’nin şikayetini değerlendirmeye almadı çünkü onların gözünde Zhu yasalara aykırı bir şey yapmamıştı, söz konusu kılıç sanaldı. Legends of Mir adlı tüm dünyada bir milyonu aşkın insanın online katıldığı bir bilgisayar oyununda Qui’nin karakterinin Zhu’ya verdiği sanal bir kılıçtı.
SANAL ÇETELER SANAL HAPİSHANELER
Qui cinayeti tek değil, sanal dünyada işlenen suçlar giderek gerçek dünyada da tehditler, intikam duyguları, hatta cinayete kadar varan suçlar şeklinde kendini gösteriyor. Bu tür oyunlara internet üzerinden katılan kişiler, oyunların sahibi şirketler ve polis, bu sorun ile nasıl başedeceklerini kara kara düşünüyorlar. Ortak uzlaşı, eğer mümkünse çıkan sorunları ve kural dışı davranışları yine sanal dünyada yani oyun içinde çözüme kavuşturmak. Bunu gerçekleştirmek için kimi oyuncular sanal çeteler oluşturarak örgütlü bir şekilde dayanışma içinde oynuyorlar. Bazı oyun şirketleri de kural dışı davranan oyuncuları sanal hapishanelere koyarak cezalandırıyorlar.
Dünya genelinde her hafta 30 milyon insanın bu sanal dünyaya bağlanarak oyunlara katıldığı gerçeğini göz önünde bulundurunca kimilerinin yasadışı davranıyor olması normal. Normal olmayan, son zamanlarda kimi oyunlarda son derece büyük bir değişimin gerçekleşiyor olması. Oyunlara katılanlar sanal dünyada kendilerine daha iyi bir yer edinebilmek ya da daha hızlı ilerleyebilmek için gerçek paraları devreye sokuyorlar. Dolayısıyla kimi para kazanıyor, kimi kaybediyor.
SİHİRLİ GÜÇLER İÇİN KARABORSA OLUŞTU
Örneğin oyuncular daha güçlü olabilmek için çeşitli silahlar ya da sihirli güçler satın alıyor. Bunların en ender bulunanları için bir karaborsa dahi oluşmuş durumda. E-bay’de başlayan ve kısa sürede diğer web sitelerine de yayılan bu sanal özelliklerin satışında, kredi kartlarını kullanıyorlar.
Örneğin 2004 yılında Project Entropia adlı bir oyunda Sidney’den David Storey adındaki bir oyuncu, 26 bin 500 dolar karşılığında, içinde sanal vahşi hayvanların olduğu sanal bir ada satın aldı. Storey, bu parayı çok zengin olduğu ve eğlenmek istediği için vermedi, para kazanmak için verdi. Ve sanal avlanma hakkı için vergi koydu. Şimdiye kadar kazandığı para 10 bin dolar.
Florida’da sanal ürünler ticareti yapan bir internet sitesi olan Boca Raton’un tahminlerine göre sanal ürünlerin küresel pazarı yılda 880 milyon dolar ve bu meblağ her geçen gün katlanıyor. Bu kadar büyük miktarların söz konusu olduğu bir ortamda sanal suçların kimi zaman gerçeğe dönüşmesi de kaçınılmaz oluyor. Üstüne üstlük zaten oyunların çoğu sanal suçlar ile dolu. Mafya elemanları, uyuşturucu ve kadın satıcıları, kiralık katiller oyunların en popüler kişileri.
Bir diğer örnek Istvaan Shogaatsu vakası. Shogaatsu, Eve Online adlı oyunun karakterlerinden biri. Karakterin sahibi, Toronto’da diş teknisyenliği yapan Tom Czerniawski. Shogaatsu, oyunda, paralı asker eğiten ve onları yöneten bir holdingin CEO’su. Para karşılığı diğer oyuncuların karakterlerini öldürüp yok ediyor. 2005 yılının mayıs ayında, yine sanal ortamda Shogaatsu’ya Eve oyununun para birimi (ISK) ile 1 milyar ISK’lık bir teklif yapılır. Bu paranın gerçek dünyadaki değeri yaklaşık 700 dolardır. Bu para karşılığında Shogaatsu, başka bir oyuncunun kurduğu bir şirkete Pearl Harbour saldırısını andıran bir baskın düzenler. Şirket yöneticisini sanal olarak öldürür ve şirketin tüm sanal varlıklarını savaş ganimeti olarak zimmetine geçirir. Olay sanal alemde geniş yankı bulur ve kısa sürede taklitleri oluşur. Çünkü sanal alemdeki eşyaların gerçek dünyada değeri olduğu için aslında Czerniawski 20 bin dolar gibi bir para kazanmıştır.
SECOND LIFE, FBI SORUŞTURMASINA KONU OLAN İLK BİLGİSAYAR OYUNU
Türkiye’de ciddi oyuncu kitlesi olan ve geçen haftalarda Hürriyet Pazar’a da konu olan Second Life (İkinci Hayat) adlı oyun, FBI’nın gündemine aldığı sanal dünya kaynaklı ilk kriminal soruşturmaya konu oldu. Oyunun katılımcılarından bir grup, geçen kasım ve aralık aylarında sanal Second Life dünyasına büyük bir saldırı planlarlar. Geliştirdikleri programla oyunda yer alan her ürün, sürekli olarak kendini kopyalar. Ta ki tüm alan tıka basa dolana ve sistem sağlayıcısı çökene kadar. Bir süre sonra da, Secord Life’ın içindeki her şey ile birlikte yok olur.
Oyunu hayata geçiren Linden Lab şirketine göre, saldırı kendilerine ciddi bir zaman ve para kaybına neden oldu. Bunun ABD yasalarının açık ihlali olduğunu ileri süren şirket, FBI’ya başvurdu. Linden Lab’a göre sanal bir bomba yerleştirmek, gerçek bir suç sayılmalı.
Second Life oyuncularının üçte biri, gerçek dünya aktivitelerine ayırdıkları zamanın çok daha fazlasını bu oyuna ayırıyorlar. Dolayısıyla şirketler, bir yasa oluşturmanın gerçekten gerekli olduğu görüşünde. Peki ya küçük sanal anlaşmazlıklar karşısında ne yapılacak? Ya sizin sanal bahçenizin ışığını kesecek şekilde komşunuz kocaman bir bina inşa ediverirse?
Geçen sene iki hukuk öğrencisi, Second Life’da bu tür sorunların çözümü için bir yüksek mahkeme kurdu. Sitenin sakinleri, irili ufaklı sorunlarını bu mahkemeye yöneltiyor.