Güncelleme Tarihi:
İrlanda’daki Dun Laoghaire Sanat, Tasarım ve Teknoloji Enstitüsü’nde sibersuç konusunda uzman olan psikolog Grainne Kirwan, sanal ortamların gerçek kaygılar yarattığını söylüyor. Söz gelimi, bir bilgisayar oyununda karanlık bir ara sokağa girerken verdiğiniz fizyolojik ve duygusal karşılık, gerçek hayatta vereceğinize benziyor.
“Peki ya travma sonrası stres bozukluğuna yol açabilir mi? Orası henüz kanıtlanmadı” diyor Kirwan. Second Life ya da World of Warcraft gibi rol yapma oyunlarında kurban olan ve ardından bunun sıkıntılarını yaşamaya devam edenlerin anlattığı bölük pörçük şeyler var. Fakat Kirwan, büyük çaplı bir akademik çalışmanın yürütülmediğini dile getiriyor. Bir oyuncu rahatsız edici bir deneyime maruz kalırsa o oyundan uzak ya da gelecekte internet oyunlarından uzak durabilir.
Güney California Üniversitesi’nde psikiyatrist olan Skip Rizzo, “Birinin gerçek hayatla sanal dünyada olanları karıştırması için, zaten başından psikolojik problemlere sahip olması gerektiğini düşünüyorum” diyor. Ne var ki bu, sanal deneyimlerin aynı derecede güçlü olmadığı anlamına gelmiyor. Rizzo, TSSB hastalarının travmatik olayları geride bırakmasını sağlamak için, bu olayların kontrollü versiyonlarını yeniden yaşatıyor. 1990’ların ortasında bu türden çalışmalar başladığında, araştırmacılar yüksekten korkanları korkularının kaynağıyla yüzleştirmek ve ağır ağır korkularını yenmelerini sağlamak için onları sanal balkonlara ve köprülere çıkarıyordu.
Daha sonra aynı türden terapiler Vietnam Savaşı’nı ve 2001 Dünya Ticaret Merkezi saldırısını yeniden yaratarak, sağ kurtulanları bu iz bırakan olaylarla barıştırmak için kullanıldı. Rizzo’nun ekibi Irak ve Afganistan’da askerlik yapmış savaş gazilerini bir doktor eşliğinde, bir düzineden fazla Ortadoğu senaryosuyla yüzleştirebiliyor. İnsanı en çok içine alan sanal gerçeklik terapi deneyimi için Rizzo ekstra duyusal uyaranlardan faydalanıyor. Çakıl üstündeki postal sesleri, askerlerin şakaları, hatta o yöreye özgü kuş sesleri gibi gerçekçi sesler ekliyor.
Fakat bu ekstraların tedaviyi daha etkili kıldığına ilişkin bir bilgi yok. “Bir de koku makinemiz var ama işe yarıyor mu?” diye soruyor Rizzo. “Bu iyi bir ampirik soru. Ne olur ne olmaz deyip kullanıyoruz.” Öyle ya da böyle, savaş travması yaşayan gazilerin sempati ve tedavi görme olasılığı World of Warcraft oyuncularınınkinden daha fazla. Kirwan, insanların sanal saldırıya uğrayanları suçlamaya meyilli olduğunu gözlemlemiş. “Neden bilgisayarını kapatmadın ki?” diye soruyorlar, diyor. Çevrimiçi kurbanlar tam olarak TSSB yaşamasalar da, tedavinin faydasını görebiliyor. Onları suçlamak, psikologların durumu teşhis etmesini zorlaştırıyor ve daha fazla araştırmaya gerek olduğunun altını çiziyor. “Eğer birisi bunu yaşadıysa yalnız olmadığını bilmek isteyecektir,” diyor Kirwan. “Böyle şeyler oluyor ama kabul edilemez.”
popsci.com.tr Tarafından Hazırlanmıştır.