Güncelleme Tarihi:
Sanal Banka Mağdurları Derneği Başkanı Cem Polatoğlu, Türkiye'de internet bankacılığı uygulamasının 2000 yılında başlamasına karşın, uygulamanın 2003'den itibaren yoğun olarak kullanıldığını söyledi.
Polatoğlu, 2003 yılından bu yana yaygınlaşan internet kullanımı ve internete erişilebilirlik oranının yükselmesinin, “sanal banka soygunlarını” artırdığını belirterek, bu süre içinde bir çok kişinin sanal ortamda mağdur olduğunu ifade etti.
Mağdurların sorunlarına çözüm üretmek amacıyla 2006 yılının ortalarında “sanalbankamagdurlari.com” internet sitesini kurduklarını anımsatan Polatoğlu, yılın sonlarına doğru da dernek çatısı altında bir araya geldiklerini anlattı.
Polatoğlu, derneklerine 2006 yılında yapılan ve yaklaşık 4 bin olan mağdur başvuru sayısının, geçen yıl yaklaşık yüzde 50 oranında azalarak 2 bin 200'e düştüğünü ifade etti. Polatoğlu, mağdurlar arasında, kamu ve özel kuruluşların yanı sıra iş adamları, turizmci ve sanatçıların bulunduğunu kaydetti.
Bankaların personellerinin yanı sıra müşterilerini eğitmeye başlamalarının mağdurların sayısını önemli ölçüde azalttığını, kullanıcıların artık eskisi gibi sahte sitelere girmediklerini ifade eden Polatoğlu, şunları söyledi:
“Bunların yanı sıra kullanıcıların korsan satılan veya internetten indirilen lisanssız anti virüs programlar yerine lisanslı programları kullanmaya başlamalarının da etkisi oldu. Lisanssız programları kullanıma sunan hackerler bunların içerisine de virüs yerleştiriyor ve kullanıcıların şifrelerini ele geçiriyordu.”
“E-İMZA UYGULAMASINA GEÇİLMELİ”
İnternet bankacılığın mağdur olmamak için en etkili yöntemin “e-imza” uygulaması olduğunu ve bankaların buna mutlaka geçmeleri gerektiğini anlatan Polatoğlu, e-imza sisteminin ufak bir aparat (token) ile uygulandığını ve USB'ye takıldığını kaydetti.
Polatoğlu, sistemin kullanımını şöyle anlattı:
“Banka şifrenizi girdikten sonra, 128 bit'lik, her seferinde yeni 'key' üreten, kredi kartı büyüklüğünde ve sigorta kapsamında kopyalanması hemen hemen imkansız olan bu e-kartın 4 haneli şifresi giriliyor. Banka sistemi, kartı görüp onayladıktan sonra işlem yapabiliyor. Yani hackerın şifreleri elde etmesi yeterli değil e-kartın aslını da çalması gerek. Bunun dışında e-kart'ın şifresini de bilmeli.”